Small Grey Outline Pointer

18 Ekim 2013 Cuma

Zıt Kutupların Çekimi | 18. Bölüm


Çeviri: -Churrimy


Zıt Kutupların Çekimi | 18. Bölüm - Tuhaf Çiftler

'Baekhyunnie! Mektubunu aldım ^.^
Sağlıklı ve iyi olmana sevindim.
Seni dünyadaki her şeyden çok seviyorum.
Daha önce dediğim gibi daha iyi idare ediyorum.
Son mektuptan sonra çok daha iyi hissediyorum.
Hala senin hayalini kurup her zaman seni düşünüyorum.
Bütün bunlar olmadan önce benim odamda çekildiğimiz resim hala bende.
Benim devam etmemi sağlıyor.
Çünkü bunların hepsi senin için, benim Baekhyunnie'm.
Seni seviyorum ve böyle iyi devam edeceğim.
-Chanyeol'
~
Baekhyun uzanmaya çalışırken odasının kapısı tıklandı. "İçeri gel..." dedi Baekhyun iç çekerek ve Kyungsoo geldi. Baekhyun, aniden Kyungsoo ve Kai'nin sesleri aklına gelince iğrenme ifadesi yaptı. Bu birkaç gün önce yaşanmış bile olsa hala iğrençti.
"İğrenç..." dedi Baekhyun kendi kendine.
"Ne?" Kyungsoo masumca sordu. "Yüzümde bir şey mi var?"
"Hayır." dedi Baekhyun oturduğu yerde dikleşerek.
"O zaman ne?"
"Yok bir şey." dedi Baekhyun göz temasından kaçınarak.
"Lütfeen." Kyungsoo yalvardı.
"Bilmek istediğine emin misin?"
"Evet." dedi Kyungsoo. "İlginç olmalı."
"Sen ve Kai...?"
"N-ne demek istiyorsun?"
"Ben aptal değilim Kyungsoo, ikinizin senin yaramaz bir çocuk olduğunu ve böyle iğrenç şeyler söylediğinizi duydum."
"Bunu nasıl duydun ki?!" Kyungsoo kırmızı yanaklarıyla bağırdı.
"Evindeydim."
"Neden evimdeydin?!"
"Yalnızdım."
Kyungsoo gözlerini yuvarladı. "Yemin ederim Baekhyun eğer bu tip şeyler yaptığımızı birine söylersen, hayatının kalanında gözlerin açık uyumak zorunda kalırsın. Eğer annem bunu öğrenirse beni öldürür."
"Neden öldürsün?"
"Çünkü her zaman iplerinin nereye gittiğini merak ediyor."
"Bekle, ipler? İpler mi dedin? Siz birilerini falan mı öldürüyorsunuz?" diye sordu Baekhyun masumca.
"Hayır, Kai bazen ipi beni yatağa bağlamak için kullanıyor."
"Bekle, neden seni yatağa bağlıyor?"
"Bana bir şeyler yapıyor."
"Oh. Tamam." dedi Baekhyun, hala bir şey anlamamıştı. Ayağa kalktı. "Bu garip."
"Sen ve Chanyeol hiç böyle şeyler denemediniz mi?"
"H-hayır..."
"Oh..." Kyungsoo gözlerini kaçırdı. "Belki de benim erkek arkadaşım her zaman yeni şeyler denemeyi seviyordur."
"Eminim öyledir." dedi Baekhyun. "Ama Chanyeol'ün yatakta Kai'den daha iyi olduğuna bahse girerim."
Kyungsoo aniden kahkahalara boğuldu. "Doğru."
~
Tao, Baekhyun'u Kris ve kendisinin gizli apartmanına davet etti. Gerçi hala Tao ailesiyle birlikte kendi apartmanlarında yaşıyordu ve 15 yaşındaydı. Kris ise 17.
Baekhyun gecenin bir yarısı bodrumun camından çıkıp Tao'nun ona söylediği adrese gitti. Bina oldukça korkunçtu. Ağır demir kapıdan geçti ve merdivenlerden çıktı. Tao'nun söylediği 120 numaralı odaya gelene kadar koridorda yürüdü. Sonra kapıyı çaldı.
Bir süre sonra Tao üstünde bornozumsu bir kıyafetle kapıyı açtı. "Selam. İçeri gel." Tao kapıyı daha da genişçe açtı ve Baekhyun içeri girip etrafa bakınmaya başladı. Her yer pahalı eşyalarla doluydu, harika görünüyordu. "Bütün bunları nerden aldınız?"
"Kris." diye cevapladı Tao.
"Oh..." Baekhyun etrafa bakmaya devam etti. "Peki o nerde?"
"Yatak odasında."
"Oh, uyuyor yani."
"Hayır, biraz yoruldu."
"İşe falan mı gidiyor?"
"Hayır birlikte olduk."
Baekhyun'un gözleri büyüdü. Arkadaşlarının bu konuda bu kadar açık konuşmasına inanamıyordu, o asla böyle şeyleri paylaşamazdı. "Ee, beni davet ettin ve ben gelmeden onunla birlikte olmaya karar mı verdin?"
"Evet. Zamanımızın çoğunu burda bunu yaparak geçiriyoruz çünkü birbirimize birbirimizi ne kadar sevdiğimizi göstermek istiyoruz."
"Duş bile aldınız mı?"
"Evet."
"Güzel..."
Tao'yla konuşmalarına devam ederken bir süre sonra Kris sonunda bornozla odadan çıktı. Tao hızlıca koltuktan kalkarak Kris'in yanına gidip ona sarıldı ve kulağına bir şeyler fısıldadı.
Baekhyun yüzünde kaygı ifadesiyle oturarak bekliyordu. Üzerlerinde bornoz olan bir çiftle aynı odada olmaktan dolayı korkunç hissediyordu.
Tao ve Kris koltuğa ilerledi. Tao masaya koşup bir mum yakmadan önce Kris'in oturmasına izin verdi. Sonra kendisi de gidip Kris'in kucağına oturdu.
Kris gözlerini kapadı, Tao başını Kris'in omzuna yasladı. "...Mmm..." demeye başladı Tao.
"B-ben gideyim mi?" dedi Baekhyun onlardan kaçarken.
"Hayır. Bu sadece birlikte olduktan sonra yaptığımız bir şey."
Baekhyun kafa salladı. "T-tamam..."
10 dakika sonra Tao ve Kris'in farklı dilde konuştuğunu duydu. Sonunda bitmişti. Tao ayağa kalkınca Kris de ayağa kalkıp odayı terketti.
"Bu da neydi?!" diye sordu Baekhyun.
"Birbirimizin sevgisini hissetmeye ihtiyacımız vardı, bu yüzden biz-"
"Tamam, bilmek istemiyorum." dedi Baekhyun."Eee... Ne zamandır çıkıyorsunuz?" Diye sordu sonra konuyu değiştirerek. Kesinlikle arkadaşlarının deli olduğunu düşünüyordu.
"Birkaç aydır..." Tao gülümsedi. "O çok inanılmaz, ve ben onu dünyadaki her şeyden çok seviyorum. Onunla ilk tanıştığımdan beri değişti."
"Fark ettim..."
Daha sonra Kris kıyafetleri giyili bir şekilde içeri girdi. "Baekhyun, Chanyeol seninle son zamanlarda konuştu mu?" diye sordu ve Tao onun yanına giderek kollarını ona sardı. Kafasını onun göğsüne yasladı.
Baekhyun kafa salladı. "Bana birkaç mektup yolladı..."
"Güzel. En iyi arkadaşımın iyi olduğuna sevindim." Kris gülümsedi.
Baekhyun Kris'in davranışından ürpermişti, ama kafa sallayarak gülümsedi.
~
Tao'nun Kris yanındayken davranışları Baekhyun'u çok rahatsız ediyordu. Bebek gibiydi. Her zaman çok soğuk davranırdı, Baekhyun ve arkadaşlarına karşı soğuktu. Ama şu an Kris'e karşı tatlı ve masum davranıyordu.
Yağmur yağmaya başlayınca Tao ve Kris Baekhyun'u evine bırakmaya karar verdi, Baekhyun şimşeklerden nefret ederdi, Tao da tüm zaman boyunca Kris'i tutup sinir bozucu ses tonuyla konuşuyordu. Bu değişik davranışları Baekhyun'a göre inanılmazdı.
Eve vardıklarında Baekhyun arabadan inip onlara el salladı. Pencereye gitti, ama kapalı ve kilitliydi.
"Kahretsin. Kim-"
"Demek eve gelmeye karar verdin." dedi babası pencerenin arkasından.
"B-bir arkadaşımı ziyaret ediyordum..."
"O zaman arkadaşını tekrar arayıp dersini alana kadar eve giremeyeceğini söylemelisin."
Baekhyun ağlamaya başladı. "L-lütfen girmeme izin ver. Ö-özür dilerim..."
"Cezalısın. Bu hiçbir yere gidemeyeceğin anlamına geliyor, ama bak gitmeye karar vermişsin. Bu senin cezan."
"A-ama baba, şimşeklerden n-ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun... S-sadece içeri girmeme izin veremez misin?" dedi Baekhyun ona bakarak. Hala gözyaşları yanaklarından aşağı süzülüyordu.
"Hayır." Babası gözlerini kaçırdı. "Dersini alman gerekiyor. Senden yoruldum Baekhyun. Seni ölümüne seviyorum ama geçtiğimiz haftalarda senin çevrende bile olmak istemiyordum. Gay... Olduğunu bildiğimden dolayı."
"Ama Suho da öyle..."
"Suho'nun gay olmasına imkan yok. Kendi abin hakkında yalan mı söyleyeceksin? Görüyor musun? Bu yüzden seni bu gece dışarda tutuyorum. Şimdi arkadaşını ara ki, seni alabilsin."
~
Tao'yu rahatsız etmek istemediklerinden, Kyungsoo Baekhyun'un geceyi onların evlerinde geçirmelerine izin verdi ve şimşek çakıyorken onu rahatlattı.
Ertesi gün, Kyungsoo elinde bir mektupla onu uyandırdı. "Bunu sizin evinizden aldım, bir postacının koyduğunu gördüm..."
Baekhyun Chanyeol'dan olduğunu görünce mektubu aldı.

'Baekhyunnie
Son zamanlarda çok mutsuzum.
Seni çok özledim ve son mektubuma cevap vermediğin için yalnız hissediyorum.
İyi misin?
Dün panik atak geçirdim, çünkü seninle ilgili kötü bir kabus gördüm. Yaralanıyordun.
Garip davranıyorum, biliyorum. Ama seni çok önemsiyorum ve seni korumak istiyorum. Ama rehabilitasyonda olduğumdan bunu yapamıyorum.
Ama yakın zamanda çıkacağım, çünkü hala senin için savaşıyorum ve yakında çok daha iyi olacağım.
Beni bir dahaki görüşünde, artık kötü olmayacağım.
Seni seviyorum Baekhyunnie.
Seni çok özledim...
-Chanyeol'

Baekhyun iç geçirdi. "Son mektubuna cevap vermeyi unuttum... Şu an çok kötü hissediyorum..." dedi ve ayağa kalktı. Sonra mektubu göğsünün üstünde tuttu. "Özür dilerim bebeğim... Buna cevap vereceğim."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder