Small Grey Outline Pointer

23 Ekim 2013 Çarşamba

Beautiful Disaster - 5.Bölüm

Çeviren: Phantaso


Not: Argo sözcükler içerir.


Beautiful Disaster

5.Bölüm


Yixing tanıdık bir ses duyduktan sonra uyandı.

‘Yixing, uyan Yixing. İyi misin? Henüz çalışmaya başlamana izin vermemeliydim. Beni terk etme, ben bu dünyada sadece Xingxing için varım. Uyan bebeğim uyan. Gözlerini aç ve hala benimle olduğunu söyle.’

‘Ma-mama.’ diye kekeledi.

‘Xingxing. Xingxing uyanık.’ Bayan Zhang durdu ve sevgili oğluna sarıldı.

Yixing sadece gülümsedi, daha fazlasını yapmak için fazla yorgundu.

‘Xingxing! Hangi aptal yaptı bunu sana ha?’ dedi geyik.

Gegesi aniden onu sıkıştırınca şoka girdi ve dün geceki kabusları hatırladı Yixing. Wufan’ın dünkü yüzü aklına geldi ve aniden vücudu titremeye başladı.

‘İyi misin Xingxing? Neden titremeye başladın?’ nazikçe sordu annesi.

O sadece kafasını salladı ve gülümsedi.

Yixing diğer tarafta duran Luhan’ın keskin bakışlarını hissedebiliyordu. Luhan her şeyi bilirdi, ne olursa olsun. Sadece biliyordu. Yixing’i çok iyi tanıyordu.

Hayır, hayır, hayır. Luhan, Yixing’i A’dan Z’ye tanıyordu. Ama bunun en büyük nedeni, Yixing’in sır tutmayı bilmeyen biri olmasındandı. Kendi hatası. Yixing çok masum.

Bayan Zhang, Yixing’e yiyeceği bir şeyler yaptıktan sonra, elmalı turta ve Luhan ile yalnız bıraktı.

‘Söz veriyorum seni azarlamayacağım AMA önce her şeyi anlat bana.’

‘Hiçbir şey—‘

‘Hayır, hayır, hayır. Sana inanmıyorum. Yüzüne baktığımda yanlış bir şeyler olduğunu anlıyorum. Seni küçüklüğünden beridir tanıyorum Xingxing. Şimdi numara yapmayı bırak ve ANLAT BANA.’ Luhan ciddi bir ses tonuyla konuştu.

Yixing iç çekti ve gegesine baktı. ‘Sonuna kadar dinleyeceğine söz ver. Acele edip saçma sapan bir sonuca varma.’

Luhan başını salladı, gözlerini küçük olana dikti.

Genç olan başını eğip ellerine baktı ve her şeyi anlatmaya başladı. Her şeyi. Hiçbir şey atlamadan.

‘Böyle oldu.’ Yixing anlattıktan sonra rahatlamıştı.

Luhan sadece duyduklarıyla şaşkına döndü. Bir hemşire içeri girene kadar sessizliği sürdü.

‘Bay Zhang, dün gece sizi getiren adam, artık onun için işe gelmenize gerek olmadığını söyledi.’ Dedi hemşire.

Yixing’in ağzı açık kaldı.

‘Ne?! Ama neden?? Paraya ihtiyacım var. Ge, yardım et bana ge. Aaahhhh ne yaptım ben? Hepsi benim hatam.’ Dedi Yixing pişmanlıkla.

-------------------------------

Wufan bir saate yakın hastanede kaldıktan sonra eve döndü. Kahya zaten yerdeki kanı temizlemiş gibi görünüyordu ve temizliğin bittiğine şükretti.

Gözleri rahat yatağına gitti. Tek bir gecede ona neler olduğunu düşündü.

*Huhh. Çin’e asla gelmemeliyim. Bu sadece benim hayatımı daha korkunç bir hale getiriyor. Aptal bir kişisel asistan... Onu asla affetmeyeceğim.*

Wufan birkaç dakika sonra uykuya daldı ancak uykusu uzun sürmedi. Telefonun titreşimiyle uyandı.

Gönderen: Mama

~Bu gece, akşam yemeğine gel. Büyükannenin sana söylemek istediği bir şey var.

Wufan mesaji okuduğunda 17:40 olmuştu.

‘Büyükannem? Bir şeyler doğru gelmiyor. Umarım bu küçük zımbırtı daha da kötüye gitmiyordur.’ Kalkıp duşa doğru ilerlerken kendi kendine mırıldandı.

Wufan 19.10’da annesinin evine ulaştı. Yemek salonuna indiğinde annesi ve büyükannesi zaten masada oturuyordu. Normal bir şekilde oturdu ve yemeğini yemeye başladı.

‘Mutlu musun?’ Büyükannesi sessizliği bozdu.

Wufan soruyu duyduktan sonra yemeyi kesti.

‘Ne demek istiyorsun waipo? (büyükanne)’ gözleri hala yemeklerin üzerindeydi.

‘Beni aptal yerine koymaya çalışma.’

‘Dün gece ile mi ilgili?’

‘Ne oldu?’

Wufan iç çekti. Bu gerçekten onun nefret ettiği anlardan biriydi. Büyükannesi tüm kirli çamaşırlarını döküyordu.

‘Korkak olma. Biraz cesaretli ol ve anlat.’

‘Bir şey olmadı waipo. O kızı seviyorum. Artık geçmişi düşünmeyi kesebilir miyiz? Onu seviyorum. Onunla evlenmek istiyorum. Babamı öldüren o değil, onun ailesi.’

‘Ama aile hikayemizdeki en büyük suçlu o Wu Yi Fan!’

Wufan iç çekti. ‘Umrumda değil. Önemli olan, ben onu seviyorum, o da beni.’

Bayan Wu’nun gözleri oğlunun dedikleriyle genişledi. ‘Yani artık anneni ve büyükanneni dinlemeyeceksin. O oruspuyu bize tercih ediyorsun. Tamam o zaman, göreceğiz.’ dedi hayal kırıklığı içinde.

‘Nankör.’ dedi büyükannesi.

‘Hatırla bunu. Hiç kimse benim hayatıma karar veremez. Bu yüzden kiminle evleneceğime ya da diğer şeylere kendim karar veririm. Ve son olarak da o aptal kişisel asistanı alabilirsin. O aptal Zhang Yixing’e ihtiyacım yok ve zaten onu kovdum.’ dedi Wufan ve ayağa kalkıp evden çıktı.

Her zaman gittiği kulübe gitti Wufan. Gerilim ve stresini attığı yerdi.

Kulübün yüksek sesi dışarıdan duyulabiliyordu ve kapıya lüks otomobiller park etmişti. Wufan, kulüpteki yarın akşam hiçbir şeyi hatırlamayacak olan zengin insanların arasına girdi. Sonra Jongin, Kyungsoo ve Sehun’u gördü ve onlara doğru ilerledi.

‘Yoo!!’ Sehun elinde tuttuğu bir kadehle büyük olanı selamladı.

Wufan sadece oturdu ve bir kadeh kaptı. Ne Jongin, ne de Kyungsoo dün gece olanların konusunu açmadı. Wufan tereddüt etmeden içkiyi bardağa dökmeye başladı.

‘İyi mi?’ Kyungsoo sevgilisine fısıldadı.

Jongin omuz silkti ve küçük çocuğa daha sıkı sarıldı.

‘Wufan, neyin var?’

‘Hmmm? Ne oldu?’ Wufan hafifçe güldü.

‘Sarhoş olacaksın, içmeyi kes.’

Wufan genç olanın dediklerini görmezden geldi ve içmeye devam etti. Diğer iki aşk kuşu sadece büyük olanın sarhoş oluşunu izledi.

‘Hey seksi şey. Benimle biraz eğlenmek ister misin?’ çok dar ve mini elbiseli, göğüsleri belli olan bir kız yaklaştı.

Wufan gülümsedi. ‘Selam güzellik. Benim için ne yapabilirsin?’ gözleri kızın vücudunda gezinirken seksi bir sesle konuşmuştu.

Kız sarışın olanın yanına yanaştı. ‘İstediğin herhangi bir şey.’ kulağına fısıldadı.

Wufan kızın beline kolunu sardı ve beyaz uyluğu boyunca hareket ettirdi. Kız kolunu Wufan’ın boynuna atıp seksi dudaklarına ulaştı. Wufan karşılık verdi ve birbirlerinin vücutlarının sıcaklıklarını hissedecekleri kadar yakına çekti. Tutkulu öpücük Kyungsoo’yu rahatsız ediyordu.

Wufan ertesi gün göğsünde bir kadınla uyandı. Dün içtiğinden akşamdan kalma bir durumdaydı. Yatakta vücudu kapalı uyuyan kadını bırakarak kalktı. Wufan arabasının anahtarını alıp otelden çıktı ve dairesine geri döndü.

-------------------------------------

Büyükannesi ve annesiyle kavga edeli 2 hafta olmuştu. Wufan kendini dış dünyaya kapatmış bir durumdaydı. Seohyun onu yok saymaya başladığından beridir dünyası bitmişti. Wufan onu aramayı evinde bulmayı denedi. Dünya bitmiş gibi hissediyordu. Sevgilisi yaklaşık 2 haftadır ondan kaçıyordu ve yapabileceği bir şey yoktu. Teslim oldu. Durdurulamaz bir bıkkınlık ona eziyet ediyordu.

Annesinden bir mesaj aldığında Wufan dehşete düştü. Normalde ilişkilerini tekrar düzeltmek en az bir ay sürerdi. Annesi kesin olarak 9’da ona gelmesini istemişti.

------

‘Hadi tüm bunları unutalım.’ Bayan Wu sakince konuştu.

‘Bu kadar çabuk mu?’ Wufan alaycı bir şekilde sordu.

Bayan Wu gizemli bir şekilde gülümsemişti. ‘O kadar kolay değil oğlum.’

'Ne demek istiyorsun?'

‘Madem baban gibi kendi başının dikine gitmekte ısrar ediyorsun ve madem sınırı aştın, ben bir karar verdim ve bu onaylandı.’

‘Konuya girebilir misin direk?’ Wufan kanepeye yaslandı ve gözlerini kapadı.

‘Yaklaşık olarak 2 ay sonra evleneceksin.’ Neşeyle konuştu.

Wufan’ın duydukları yüzünden gözleri sonuna kadar açılmıştı. Başını ve bakışlarını annesine doğru çevirdi. ‘Ne?!’

‘Evet, Jessica Jung ile evleneceksin.’

‘Bu da ne mama? O benim arkadaşım ve ona aşık değilim.’

‘O kızın seni mutlu edeceğine inanıyorum. Merak etme, oğlum.’

‘Hayır, hayır. Olmaz. Bu benim kendi hayatım. Güzel hayatımı senin için feda etmeyeceğim mama.’

‘Bu benim son kararım. Büyükannen ve ben ailesiyle konuştuk ve senin gibi bir damatları olursa mutlu olacaklarını söylediler. Hatta şirketimizin yönetim kurulu üyeleri bile bu karardan haberdar ve bu habere sevindiler.’

‘Yapmam. Yapmayacağım!’ Wufan asice konuştu.

‘Eğer gelecek haftadan önce Seohyun dışında birinin olduğunu söylersen tamam, yapmayabilirsin.’ dedi ve tek oğlunu bırakıp yürüdü Bayan Wu.

‘Bir şey daha.’ Bayan Wu adımlarını durdurup oğluna döndü. ‘Yarın onunla bir öğle yemeğine çıkacaksın. İyi şanslar.’ dedi ve tekrar yürüdü.

----------------------------------------------------------------------

‘Ne?!’ dedi Chanyeol, Baekhyun, Jongin ve Kyungsoo aynı anda.

‘Bana bunu yapacağını söyleme.’

‘Ben de istemiyorum ama ne yapabilirim ki?’

‘Bu şanssız kızın kim olduğunu bile bilmiyorsun.’

‘Ne yapmalıyım?!’

‘Öncelikle Seohyun’u aramalısın.’ Kyungsoo, Wufan’ın yanına geldiğinden beridir ilk kez konuştu.

‘Son iki haftadır aramalarıma cevap vermiyor.’

‘Benden ara. Belki açar.’ Baekhyun önerdi.

‘Korkuyorum.’ Dedi Wufan alçak sesle.

‘Bu durumda da korkak olma lütfen.’ Jongin büyüğe karşı geldi.

Wufan gözlerini devirdi ve Seohyun’u evine gelmesi için aradı.

-----------------------------------------------------

‘Ne?!’ Seohyun şok içerisinde konuştu.

Wufan ise sadece başını salladı.

‘Ama bunu önlemenin başka yolları da olmalı.’

‘Evet, bebeğim, senden başkasını bulursam…’ bakışlarını ayaklarına indirdi.

Seohyun yanıt bile vermedi. Kalbi Wufan’ın ağzından çıkan kelimelerle kırılmıştı. Çok acıtıyordu.

‘Başka birini bul Wufan.’ Baekhyun tekrar önerdi.

‘Sahte bir kız arkadaş bulmak kolay değil Baek.’

Jongin, Wufan’a sırıttı ve bu sırıtış oracıkta Wufan’ı rahatsız etti.

‘Gülümsemenin nesi var?’ Wufan homurdandı ve Jongin hafifçe güldü.

‘Yah! Neyin var Jongin?’ Chanyeol bağırdı.

‘Ge, sen düz müsün biseksüel mi?’ diye sordu Jongin.

‘Ben-düzüm-seni-lanet-olasıca-Kim-Jongin.’ Wufan her kelimeyi tane tane söyledi.

‘Bir fikrim var. Bir kız yerine erkek bulmaya ne dersiniz? Bir kızın sıkıntı olacağını düşünüyorum. Belki sana aşık olacak ve gitmene izin vermeyecek. Ortaya çelişkili bir aşk hikayesi çıkacak.’ diye açıkladı odadaki arkadaşlarına.

‘Evet, evet. Bunu hiç düşünmemiştim. Bu konuda haklı, Jongin’e katılıyorum.’ diye ekledi Chanyeol.

‘FAKAT, aynı zamanda düz olan birini bulman gerek. Böylece sana aşık olmayacak.’ Kyungsoo da onlara katıldı.

Herkes başını salladı ve ortamı tekrar sessizlik kapladı.

‘Ahhh, her neyse! Nasıl olsa yarın gitmeyeceğim. Bu yüzden hemen birini bulmak zorunda değilsiniz. Önce ne olacak görelim.’

‘Tamam o zaman. Bizi bilgilendirmeyi unutma.’ dedi Chanyeol büyük olana.

-------------------------------------------------

Wufan, annesi ve büyükannesinin ayarladığı randevu hakkında korkmuyordu bile. Saat 2 olmuştu ve hala yorgan ve yastıklarla yatağında yatıyordu. Zili duyduğunda uyandı.

‘Kim geldi? Belki de Seohyun’dur? Uyanmam gerek o zaman.’ Mırıldandı ve yüzünde küçük bir gülümsemeyle kalktı.

Kapıya yavaş yavaş yürüdü ve açtı. Gelen konuk ile birlikte dehşete düşmüştü.

‘Ne?!’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder