Small Grey Outline Pointer

23 Ekim 2013 Çarşamba

Anterograde Tomorrow - Prologue




Çeviren: CryofKray


Prologue |


Güneş ışığı, Kyungsoo'nun rüyasına sızıyor, tuzlu ve ferah bir şeye yansıyıp okyanusla sahil arasında üst üste gelen yumuşak bir şeye daldırdığı topuklarına çarpıyordu sanki. Döndüğünde, ıslak kumlar soğuk keten kesiliyordu.
Gözlerini açtığında, martı kanatları kokteyli ve mavi renk yerini çok alçak bir tavana, dar yatak odasının sonundaki küçük bir pencereye ve soyulmuş döşeme tahtasının altındaki yıpranmış halılara bırakmıştı. Burası onun odası olsa da tamamen dünkü hali gibi değildi, çünkü anımsayamadığı yeşil stikerlar duvarların her bir yerinde asılıydı. İkincisi, renkli notların ve diyagramların yüzeyi, sayıları ve tarihleri de. Hafif bir rüzgâr panoyu yukarı kaldırtıp notları karıştırıyor ve yağmur çiseleyişinin alkış tonu gibi kağıtları bir melodide çaldırıyordu.
Manzara tanıdık değildi ama yabancı da değildi, sanki daha önce kesin bir kez olmuş ve hafızasına yer etmiş bir şeyler gibi.. Belki de, bugünle dün arasında bir gün vardı. Belki de bir günden daha fazlası. Nasıl olsa, bugün ne yapması gerektiği ve kaç gün geçtiğini açıklayacak notları bilmesi gerekmediği için okumasına da gerek yoktu.
Ama yeşil notların arasında küçük sarıları da vardı. Bazıları yerde, duvarlarda, masada; en çok yanındaki yastıktaki not gözüne çarpmıştı. El yazısı farklıydı. Günler yoktu. Sadece sözcükler vardı. Kyungsoo yavaşça kendine destek oldu, her zamanki gibi yataktan kalkmak için yakınındaki masaya ulaşıp tutundu. Çıplak ayak uçlarının altındaki birbirine dolanmış halı, alt kattaki kafede hazırlanan saat 6 kahvesinin kokusu. Yastığındaki sarı notu alıp okudu, ' Senin ismin Do Kyungsoo. Kısa süreli hafıza kaybın var. Anter mi amnesia mı ne ismi. Bu yüzden dün gece ne olduğunu hatırlamayacaksın. Ama bırak sana yardımcı olayım. '
Ve diğer yastıkta da bir not vardı, ' Dün gece, başımı bu yastığa koyup kollarımla belini sardım. Benim ismim Kim Jongin. Sana hyung diye sesleniyorum. Dün beni sevmiştin. Bugün, yeniden seveceksin. '
Bir adım geri çekildi, gözleri dehşetle ve ağzı bir karış açılmıştı. Ayağı diğerine takıldı. ' Burası, üstümü çıkardığın yer. '
' Burası da, benim senin üstünü çıkardığım yer. ' yazısı da ' Minji'nin pirinç keki servisi-05/05/2008 ' yeşil notunun üstündeki duvara asılmıştı.
Biraz ötesinde, diğerinde şöyle diyordu, ' Ve burası da seni duvara itip gerçekten sertçe (aşağı yukarı bir çeşit karanlıktı.) öptüğüm ve seks yapmamız gerektiğini düşündüğümüz yer. '
Masanın üstüne yapıştırılmıştı, ' Burası oturup bacaklarını sarkıttığın yer. Avuçlarımı dizlerine koymuştum ve sen ilk eğilip beni öptün. '
Yatağın sonundaki hazine kutusunun üstünde, ' Bale hakkında konuştuk. Sen bir melodi tuttururken parmaklarım arabresque yaptı burada. (tavanın çok alçak olduğu için, kafamı vurmamaya çalıştım, tamam), yerde Grand jeté, foutté en tourant ve elinin arkasında sissonne. Pas de valsede kolunu yükseltip hızlandım ve sen gülümsedin. ' Yatak odası kapısının arkasında, ' Sen görünmez karışıklığı temizlerken ben buna uzanıp yeşil stickerlarını okudum. Bütün bu yeşiller bana çimen gibi gözüktü ve çimenler papatyasız sıkıcıdır. Bu yüzden, umarım sarıdan hoşlanıyorsundur? '
Kapıyı açtığında biri alnına sticker yapıştırdı: ' Ve Kim Jongin burada. Bana merhaba de? '
Kyungsoo'nun bakışları; yanık ten renkli, keskin köprücük kemikli, belirgin çene çizgileri olan çocuğa sabitlendi. Bir milimetre hizasındaydı. İç güdüsel olarak, evinde bir yabancı olduğundan hatta bu yabancının onun suratına vurarmışcasına tüyler ürpertici cevaplanamayan sorular yazması yüzünden kapıyı çarpıp polisi aramalıydı.
Nabız artışı ve baş dönmesi gözlerini karartıp midesini bulandırmıştı. Bu yüzden, ne bacaklarını ne de ellerini hissediyordu. Ama her şey yeniden durgunlaştı - neredeyse hep kaderinde varmışcasına - gözleri, acı acı gülen sessiz ve parıldayan bir çift göze takıldığında.
' Selam, hyung. ' Jongin, dudağının kenarı kıvrılıp yüz hatları hâla yine de yumuşak bir ifadeyle konuştu. Sesi yeniydi, kesinlikle, ve Kyungsoo daha önce duysa da - eğer duymuşsa - tam olarak anımsayamamıştı.
Adeta çok doğaldı Jongin'in gülümsemesine içinin alevlenip zayıf bir ' Selam ' demek; hâla heceler dilinde mükemmel dursa bile.
Belki de, daha önce bunu yüzlerce defa dediğindendir.
Belki de, kaderin onları yönlendirmesinden..

1 yorum:

  1. Çeviri için çooooook teşekkürler elinize sağlık devamı gelicek mi acabaa^_^

    YanıtlaSil