Small Grey Outline Pointer

18 Ekim 2013 Cuma

Zıt Kutupların Çekimi | 20.Bölüm - FİNAL


Çeviren: -Churrimy

Zıt Kutupların Çekimi | 20.Bölüm - Final - Yeni Başlangıçlar

"Baekhyun! Aşağı in, yoksa geç kalacaksın!" Suho merdivenlerin alt tarafından bağırdı. Baekhyun yerinden sıçradı. "Birazdan ineceğim! Bekle!" Baekhyun hızlıca biraz daha kıyafetini daha bavuluna fırlattı. Bitirdiğinde ayağa kalktı ve odasının etrafına bakıp arkasında gizli ya da önemli bir şey bırakmadığından emin oldu. Çünkü meraklı ebeveynleri o yokken odasını karıştırabilirlerdi.
Sırt çantasını tutup bavulunu çekerken kapıya yürdü. Arkasını dönüp odasına baktıktan sonra iç çekti.
Bu odada çok fazla anısı vardı. Hem iyi, hem kötü. O gittiğinde ailesine en azından ondan bir şeyler kalması için bıraktığı duvardaki eski fotoğraflara baktı. Lisenin ilk gününden ve lise boyunca olan fotoğrafları vardı. Her zaman her fotoğrafta gülümsüyordu ve annesinin buna bayılacağını biliyordu, o her zaman Baekhyun'un gülümsemesine bayılırdı.
Sonra sırasına baktı. Bilgisayarındaki eski gizli fotoğraflarını ve diğer her şeyi sildiğini hatırlayınca hafifçe gülümsedi. Çekip internette paylaştığı bütün selcaları hatırladı, bu yüzden arkadaşları ona iltifatlar ediyordu.
Hayatındaki o özel kişiyle, Chanyeol'la tanışana kadar fotoğrafını paylaşırken bile utanırdı, ama 4 yıl boyunca yaşanan olaylardan sonra değişmişti.
Liseden mezun olmuştu ve üniversite yolundaydı. Chanyeol üzücü bir şekilde gelememişti, çünkü üniversiteyi kazanamamıştı. Chanyeol değişmişti. Ama notları hala kötüydü, dersleri yakalamak için yapması gereken çok şey vardı. Bu yüzden her ikisi de üzgündü, ama Chanyeol bazı sebeplerden dolayı Baekhyun'a güçlü kalması gerektiğini söyledi.
O ve Chanyeol, evet, hala çıkıyorlardı ve ilişkileri git gide güçleniyordu.
Kyungsoo ve Kai hala çıkıyorlardı.
Luhan ve Sehun hala çıkıyorlardı.
Lay ve Suho nişanlanmıştı.
Tao ve Kris hala çıkıyorlardı, ve Çin'e taşınmışlardı.
Dasom tabii ki ortadan kaybolmuştu ve bir ay öncesine kadar hiç geri dönmemişti. Sonra onu televizyonda kelepçelenerek uyuşturucu bulundurmaktan ve adam öldürmekten hapse atılırken görmüştü.
Baekhyun yatağına baktı, sırıttı. Burda çok, çok anılar oluşmuştu. Muhtemelen de o anılar Chanyeol ve o bunu kaç kere yapmış olurlarsa olsun her zaman kalbinde kalacaktı.
Hala gençken Chanyeol'un yanında uyanıp o uyurken ona baktığı sabahları hatırladı. Her zaman bunu yapmanın ürpertici olduğunu düşünmüştü ama umursamamıştı. Chanyeol bakılmaması için fazla güzeldi. Her zaman bu yatakta nasıl aşk yaşadıklarını, birbirlerine sarılıp, birbirlerine ne kadar sevdiklerini söylediklerini hatırlayacaktı.
Anılar harikaydı, ama şu an gelecekteydi ve her şey için hazırdı.
Baekhyun kapıdan çıkıp arkasından kapatmadan önce kendi kendine gülümsedi. Sonra kapıda duran eski posterine baktı, solmuştu. Kafasını sallayıp merdivenlerden aşağı indi.
Ağlayan annesiyle ve gülümseyen babasıyla karşılaştı. Suho ve Lay de onların yanında durmuş, gülümsüyordu.
Baekhyun onlara gülümsedi, annesi de ona yaklaştı ve sarıldı.
"Seni özleyeceğim Baekhyun. Şimdi derslerini iyi yap. Sınıfta kalınmış dersler falan görmek istemiyorum."
"Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım anne."
Babası bir adım öne çıktı. "Senin, dünyanın geri kalanı gibi kötü şeyler yapmanı istemiyorum. Her zaman çalışman gerektiğini ve işlerini zamanında yapman gerektiğini hatırla." dedikten sonra Baekhyun'un sırtına vurdu.
Baekhyun kafa salladı. "Öyle yapacağım."
Suho ona yaklaştı. "Kendine iyi bak, tamam mı?" dedi gülümseyerek.
Baekhyun kafa salladı. Dışardan uzun bir korna sesi duydu. Baekhyun'un annesi sonunda onu bıraktı ve gözlerinin önündeki kahküllerini elleriyle taradı. "Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum anne."
~
Baekhyun arabadan indi ve karşısındaki devasa binaya baktı. "Yani bu..." Arkasını dönüp taksiciye eğildikten sonra çantalarını alıp binaya yürüdü. Kocaman kapıları açtı ve birçok öğrenciyle karşılaştı. İç çekerek yürümeye başladı. Sonra omzunda bir kol hissetti. Hafifçe sıçradı. Döndüğünde bu kişinin Kyungsoo olduğunu gördü, arkasında da Kai vardı.
"Kyungsoo!" Baekhyun kollarını ona sarmadan önce nerdeyse bağırmıştı. "Seni özledim!"
"Birbirimizi daha birkaç hafta önce gördük." dedi Kyungsoo, o da kollarını Baekhyun'a sararken.
"Ama yine de özledim."
Kyungsoo gülümseyerek ondan uzaklaştı. Sonra Kai geldi ve Baekhyun'un sırtına vurdu. "Ee, Chanyeol'suz hayatın nasıl gidiyor?"
Baekhyun gözlerini devirdi. "Öncelikle, ben ve Chanyeol hala birlikteyiz. Sadece o benimle birlikte üniversitede değil. Yine de birbirimizi göreceğiz."
"Ama 2 saat uzaklıkta değil mi?"
"Evet, ama bu bizim birbirimizi görmemize engel olmayacak."
"Buraya gelmeden önce vedalaştınız mı?"
"Aslında... Dün gece vedalaştık, ama garip bir şekilde bu sabah beni görmeye gelmedi." dedi Baekhyun yüzünde hayalkırıklığıyla.
"Oh... Belki de meşguldür."
"Belk-"
"Baekhyun! Kyungsoo! Kai!" Arkalarından bir ses geldi.
Hepsi döndü ve Sehun arkada yavaşça çantaları taşırken Luhan'ın onlara koştuğunu gördüler.
"Luhan! Sehun!" Baekhyun sırıttı.
Luhan da ona sırıttı ve "Grup sarılması!" dedi.
"Önce Sehun'un buraya gelmesini bekleyelim. Ama bekle, neden sen bir şey taşımıyorsun?" diye sordu Kyungsoo.
"Sehun her şeyi taşıyabileceğini söyledi, benim kollarımın falan incinmesini istemedi. Bu yüzden o taşıdı."
"O çok tatlı."
"Biliyorum, ama kötü hissediyorum."
Sehun onların yanına vardı. Grup sarılması yapmadan önce hepsi konuşmaya, gülmeye, yaz boyunca neler olduğunu konuşmaya başladılar.
~
- Haftalar Sonra -
Üniversitede hayat şimdiye kadar Baekhyun için harika olmuştu. Bütün arkadaşlarıyla birlikte her zaman birliktelerdi ve birbirlerine yardım ediyorlardı. Katılacak bir sürü parti türü organizasyonlar vardı. Baekhyun lisedekine göre daha iyi olduğunu düşündü.
Ama erkek arkadaşını deli gibi özlediğinden beri her şey mükemmel gitmiyordu, ta ki bir güne kadar.
Baekhyun tuvaletten pijamalarıyla çıkınca iç çekti. Yatağına gidip kendini attı ve esnedi. Chanyeol henüz ona mesaj bile atmamıştı. Belki de gittiği için sinirli ya da üzgün müydü? Baekhyun bilmiyordu.
Chanyeol'un bu hissi atlatabilmesi için belki de bir süreliğine onu yalnız bırakması gerektiğini düşündü. Baekhyun suratını astı ve tekrar telefonuna bakarak erkek arkadaşından arama gelmediğine emin oldu.
Gelmemişti.
Bir kere daha iç çekti, telefon çaldığında gözlerini kapatmaya başlamıştı. Sonra arayanın Chanyeol olduğunu umarak sıçradı. Telefona baktığında somurttu. Kyungsoo'ydu. Esnedi ve telefonu açtı.
"Selam?"
"Benim yatakhaneme gel."
"Neden?"
"Sana bir şey göstermem gerek."
"Ama sen ve Kai geceyi beraber geçirmek istemiyor musunuz?"
"Hayır, sadece gel." deyip telefonu kapattı Kyungsoo.
Baekhyun gözlerini devirdi ve kalkmadan önce sızlandı. Telefonunu yatağın yanındaki masanın üzerine koyup ayağa kalktı. Üzerini değiştirmeye falan gerek duymadan terliklerini giydi ve yatakhane kapısını açıp dışarı çıktı. Kyungsoo ve Kai'nin yatakhanesine yöneldi.
Kapıyı tıkladı. Kimse cevap vermedi. Gözlerini devirerek tekrar tıkladı. Yine kimse cevap vermedi. "Kapıya bile bakmayacaksa neden beni çağırdı?" diye sordu kendine. Kapının kolunu tuttu ve çevirdi. Kilitli değildi.
Tek kaşını kaldırdı ve omuz silkti. Dinleyip bir şeyin olmadığından emin olmak istedi, ama hiçbir şey duyamadı. Kapıyı biraz daha açıp içeriye baktı. Etraf karanlıktı. Konuşurken gergin olmaya başlıyordu. "Kyungsoo? Uyanık mısın?"
Cevap yoktu.
Sonra içeri girip ışığın düğmesini aradı. Aniden biri kolundan tuttu. Neredeyse çığlık atıyordu ama ışıklar açılınca kendini durdurdu.
"SÜRPRİZ!"
Baekhyun yerinden sıçradı ve arkadaşlarına baktı. Ortalarında Chanyeol'u görünce kalbi hızla atmaya başladı. Baekhyun koşup Chanyeol'un kollarına zıplamadan önce tiz bir çığlık attı. Kollarını Chanyeol'a sıkıca sardı ve kafasını omzuna yasladı. "Seni çok özledim..." dedi ağlamaya başlarken.
"Ben de seni özledim Baekhyunnie." dedi Chanyeol ona sarılıp gülümserken.
"Bekle- neden buradasın?"
"Bu benim üniversitem."
"Ama demiştin ki-"
"Seni kandırmak istedim."
"O zaman neden ilk geldiğimde burda değildin?"
"Geç gelmem gerekti."
"Ama neden mesajlarıma cevap vermiyordun?"
"Daha önce dediğim gibi, seni kandırmak istedim. Ama ayrıca şaşırtmak."
Baekhyun gülümsedi ve Chanyeol'a sanki mümkünmüş gibi daha sıkı sarıldı.
"Seni çok seviyorum Chanyeol, lanet olası." dedi Baekhyun gülümseyerek.
Chanyeol güldü, onun şaka yaptığını biliyordu. "Ben de seni seviyorum Baekhyunnie..." dedi ve kocaman gülümsedi.
~
- SON -

Not: Eveeet, bir hikayenin daha sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir... ^^

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder