Small Grey Outline Pointer

23 Ekim 2013 Çarşamba

Beautiful Disaster - 4.Bölüm




Çeviren: Phantaso


Not: Argo sözcükler içerir.

Beautiful Disaster

4.Bölüm

Wufan, Yixing ile çalışmaya başlayalı 3 olaysız hafta geçmişti ve değişen pek bir şey yoktu. Soğuk Wufan hala masum Yixing’e soğuk davranıyordu. Yixing sıkıcı rutinlerinden sıkılmıştı- oldukça sıkıcı çünkü tek yaptığı yedek kulübesinde oturmaktı. Ya da bir yerlere çıkıp, Wufan’ı otobüsle takip ediyordu.

-----

‘Bu gece bir parti vereceğim.’

‘Huh?’

‘Dairemde bu gece bir parti vereceğim ve gece yarısından sonra sona erebilir.’

‘Gece yarısından sonra?’ Yixing’in sesi şoka girmiş gibi geliyordu.

‘Hmm.’

‘A-Ama gece yarısından sonra otobüs yok.’

‘Bunu söylememin sebebi de bu. Yani eve git. Neden bu kadar yavaşsın?’

‘Ama annen erkenden eve gitmeme izin vermez.’

‘Bu benim sorunum değil, fakat dinle, anneme bu parti hakkında hiçbir şey söyleme.’

Yixing sadece başını salladı.

-Partide-

‘Seo-Seohyun???’ Wufan kapıda bekleyen konuğa bakınca kekeledi.

‘Sürpriz!’ Seohyun korkunç bir neşeyle konuştu.

‘Gel buraya, bebek.’ Wufan kollarını açtı ve yüzündeki gülümseme genişledi.

Seohyun sarışın adama yürüdü ve ona sarıldı. ‘Seni ne kadar özlediğimi biliyor musun?’ sahtekarca Wufan’ın boynuna doğru konuştu.

‘Üzgünüm bebeğim. Biliyorsun… annem hala-‘

‘Shh bu konu hakkında bir şey durmak istemiyorum. Bu beni üzüyor.’ Suratını astı.

‘Tamam o zaman, hadi beraber iyi vakit geçirelim.’

Seohyun elini Wufan’ın göğsüne koydu ve Wufan da elini onun beline sardı. Birbirlerine bakıyorlardı.

Odadaki çocuksu seyirciler gürültülü bir şekilde tezahürat yapıyorlardı. ‘Öp! Öp! Öp!’

Wufan yakınlaştı. Zaten 3 yıldır bu anı bekliyordu.

Herkes, mükemmel iki dudak birleştiğinde, gürültülü bir şekilde alkışlıyordu. İlk başta sertti, Wufan öpücüğü derinleştirdiğinde, Seohyun basit sevimli bir öpücükle karşılık verdi.

‘Ahhh çok tatlılar Channie~’ Baekhyun yüzündeki mutluluğu açıkça sergiliyordu.

‘Evet Baek. Yine de şirinlikte kim bizi yenebilir ki? Sen varken. Dünyada ‘sevimli’ kelimesinin çıkmasının sebebi sensin.’ dedi Chanyeol ve eğilip dudaklarını erkek arkadaşınınkilere bastırdı.

‘Seni seviyorum.’ dedi baekhyun tutkulu öpücüğün arasında.

‘YAHH! İkiniz de kendinize bir oda bulun lütfen!!’ Jongdae Wufan ve Chanyeol’ü ağzı pizza ile dolu ve diğer elinde bir kola tutanken işaret etti.

‘YAH! İnsan mısın sen? Bırak onları. Neden her şeye burnunu sokuyorsun? 3 yıldır görüşmediler. Tut kendini biraz salak. ‘ Suho ona geri bağırdı.

‘Bunun anlamı, bir oda bulup öpücükten fazlasını yapmaları için olanak sağlamak seni salak.’ Suho, Jongdae tarafından pusuya düşüldü.

Seohyun fena bir şekilde kızardı. İki trollün kirli konuşmalarından dolayı yüzünü çevirdi.

-Dairenin Dışında-

‘Merhaba, Bayan Wu.’

‘Hala Wufan’ın dairesinde misin?’

‘Evet, hala oradayım. Wufan bir parti veriyor arkadaşlarıyla.’

‘Hepsi tanıdığın arkadaşları mı? Yabancı yok mu?’

‘Evet, tanıdıklarım ama daha önce hiç karşılaşmadığım dalgalı saçlı bir bayan var.’

‘Koyu kahverengi saçlı?!’ Bayan Wu’nun sesi endişeli geliyordu.’

‘E-Evet, bu doğru. Nasıl--?’

*Bayan Wu’nun nesi var? Neden aniden telefonu kapattı?* Bayan Wu’nun hareketinden şüphelendi ve telefonunu cebine koydu.

‘Anneme bu parti hakkında hiçbir şey söyleme.’ Wufan’ın sesi aniden zihninde yankılandı.

‘TANRIM! Parti hakkında Bayan Wu’ya bir şey dememem gerekiyordu. Ne yapacağım??’

-------------------------------------------------------

Kahkaha ve gürültüyle dolu olan oda, Bayan Wu’nun baskını ve kapının önünde dikilmesiyle telaşlı bir sessizliğe büründü.

‘Ma-mama.’ Wufan kekeleyerek hemen ayağa kalktı.

Bayan Wu oğluna doğru yürüdü. Wufan annesinin yüzündeki duygusuzluğu görebiliyordu. Hayır. Nefret ve öfke doluydu.

Kapıdaki üzgün Yixing’i görebiliyordu.

‘Bu ne Wufan?’ oğluna baktı.

‘Ne ne mama?’

‘Ne mi ne?’ Bayan Wu keskin bakışlarla, Wufan’ın koluna tutunan Seohyun’un yanına gitti.

Bir tokatın gürültülü sesi yayıldı. Bayan Wu’nun eli sertçe Seohyun’un yüzündeydi. Seohyun elini kırmızı yanağına götürdü. Gözleri sulandı ve düşmeye başlayan yaşları silerek daireden çıktı.

Wufan annesinin davranışıyla sessiz bir şoka girmişti.

‘Sana bu kızla çıkmamanı kaç kez söledim?!’

‘Hayır! Yapmayacağım! O kız… Tokatladığın o kız ne olursa olsun senin gelinin olacak!’

‘Ne? Ailemizi yıkan ailenin kızıyla mı evlenmek istiyorsun? Anne ve babasının, babanı öldürdüğü kazayı hatırlamıyor musun?’

‘Neden bu konuyu tekrar açıyorsun mama? Geçmiş anıları unut artık. Sadece unut gitsin. Bu benim hayatım ve hayatıma karışmaya hakkın yok. Ne sen, ne büyükannem hatta bu partiyi sana yumurtlayan kişisel asistan benim hayatımı değiştiremeyeceksiniz.’

Bayan Wu’nun gözleri, oğlundan duyduklarıyla genişledi. Küçük bir gülümseme verdi ve gözyaşı yanaklarından yuvarlanırken çıkışa yürümeye başladı. Wufan’ı bıraktı.

Wufan, hayatta sevdiği iki kişinin de gözyaşlarını gördüğü için kalbinde bir sızı hissetti.

Kanepeye çöktü. Tüm arkadaşları şoktaydı ve bazıları onu yalnız bırakmak için sessizce gitmeye başladı. Bir tek Kyungsoo, Jongin, Chanyeol ve Baekhyun kaldı.

‘Wufan… ben özür dilerim.’ Sessizliği bölerek Wufan’a doğru yürüdü. Cevap alamadı.

‘Biliyorum hepsi benim hata—‘ Yixing’in sözleri yüzüne inen bir yumrukla kesildi.

‘Sen! Bütün bunların olmasının sebebi sensin, lanet olası piç!’ Wufan öfke içinde bağırdı ve durmaksızın onu tekmelemeye başladı.

‘Yah Wufan! Kes şunu! Bu onun hatası değil! Onu suçlamayı bırak!’ Chanyeol, en yakın arkadaşının Yixing’i yaralamasını engellemeye çalıştı. Kyungsoo ve Baekhyun, Yixing’e doğru koştu. Kyungsoo parmağıyla Yixing’in dudağında kanı sildi. ‘Omo, Xinggie’m. Kanıyor. Wufan! Ne yaptın sen?’ Diye bağırarak, yavrusunu kaybetmiş köpek gibi baktı.

‘Öncelikle sakin ol, ge. Bu sonunu çözmek için başka yollar da var. Saat 03.00 oldu. Hadi bunu yarın halledelim.’ Jongin büyüğü sakinleştirmeyi denedi.

‘Huh? Ne diyorsun sen? Ne olduğuna dair en ufak bir fikrin yok. Bu uğursuz, partiyi anneme söylemeseydi bunların hiçbiri olmayacaktı.’ Öfkeyle konuştu Wufan.

‘Özür dilerim. Gerçekten üzgünüm.’ Zayıf titrek sesiyle konuştu Yixing.

Yixing ikinci bir kez yakasından güçlü bir şekilde kavranıp çekildiğini hissetti. Wufan’ın dumanlı gözlerini görebiliyordu. Öfke dolu gözlerini. Son derece. Öfkenin de ötesinde.

‘Wufan indir onu! Onu öldürecek misin?’ Baekhyun öfke dolu çığlıklar attı.

‘Lütfen Wufan. Kes şunu.’ Chanyeol gözü dönmüş Wufan’ı sakinleştirmeyi denedi.

‘Tek bildiğin sürekli ve sürekli özür dilemek. Özür dilemek, sikip attığın her şeyi düzeltir mi zannediyorsun? Hayatımı nasıl altüst ettiğin biliyor musun? Şimdi mutlu musun?’ Wufan’ın sesi alçak olmasına rağmen sözleri sert ve vahşet doluydu. Diğerini, başı kahve masasına sertçe değecek şekilde itti.

Wufan gözlerini kapattı ve kendini tekrar kanepeye bıraktı. ‘Evet, onu öldürmek istiyorum. Annem ve kız arkadaşım bu küçük çöp yığını yüzünden benden nefret ediyor. Siz benim arkadaşımsınız, onun değil. Onu savunmaya çalışmayın bile.’

Yixing bedenin taşımayı denedi ama yapamadı. Hiç enerjisi kalmamıştı. Yaralarındaki batmalar onu durdurdu. Bedeni titremeye başladı. Kanın alnına aktığını hissetmeye başladı. Durmaksızın aktı. Oksijen yoksunluğu ve kansızlık hissettiğinden nefes nefese kaldı.

‘Neden? Neden kalmıyorsun? Senin gibi zayıf bir pislik hayatımı nasıl batırdı bilmiyorum.’

*Lütfen tanrım. Yardım et bana. Yardım et.*

Bir damla Yixing’in gözlerinden düştü. Diğer gözyaşları da defalarca ve defalarca döküldü. Tüm çabaları boşa çıktı.

Zaten ağlıyor olan Kyungsoo, Jongin’e sarıldı. Yixing’e yardım etmeye izinleri olmadığından kendilerini çok kötü hissettiler.

Yixing kan gölünün ortasında kalmaya başladı. Wufan ise acımasızca ona bakıyordu. Duygusuz. Kalpsiz.

‘Yardım-yardım et bana. Yardım et bana Wu-Wufan.’ Yixing yalvardı. Yüzü beyazlamaya başlamıştı.

‘Neden ki? Merak etme, insanlar küçük bir yaralanmadan ölmezler. Yani kal orada. Neyse siz de eve gidebilirsiniz. Bırakın bu ölüm anının tadını çıkarayım.’

İki çift de dışarı çıktı.

----------------------------------

‘Yah, bu kadar dramatik olma. Git şimdi. Kaybol ve umarım eve giderken ölürsün.’ Dedi Wufan ve hafifçe güldü.

Ama Yixing’den hiçbir tepki gelmedi.

‘Yahhh!’ Wufan ayaklarıyla Yixing’i itelediğinde halıya akmış ve altında birikmiş olan kanı gördüğünde dondu kaldı. Yixing zor nefes alıyordu.

Wufan yarı bilinçli çocuğu ona bakmaya zorladı.

Yixing’in yüzünün hemen hemen her yerinin kanla kaplı olduğunu görünce gözleri büyüdü. Ve yaradan hala kan akıyordu.

‘Yixing! Uyan Yixing!’ Wufan yarı uyanık çocuğu sarstı.

Wufan, zor nefes alan Yixing’in kekelediğini duyabiliyordu. ‘L-Lüt-Lütfen. Öz-Özür-Özür dilerim.’

Wufan hemen onu kollarında taşıyıp arabasına götürdü ve arabayı çalıştırdı.

Yixing özür dileyerek mırıldanmaya devam ediyordu.

‘Özür-Özür dilerim Wu-Wufan.’

‘Özür dilerim.’

Wufan her kelimeyi duydu.

-Hastanede-

Wufan dışarıda bekliyordu. Şimdi onun gömleği kanla kaplıydı ve başı düşmüştü.

Doktor çıktı ve Wufan’a yürüdü.

‘O nasıl Doktor?’ yüzü asıktı ve sesi endişeli geliyordu.

‘Şimdi iyi fakat bilinci hala kapalı. Peki, ne olduğunu biliyor musun?’

‘K-Küçük bir kavga.’ dedi Wufan ikiyüzlüce.

‘Aslında Bay Zhang Yixing’in hemofilisi var. Küçük bir yara bile büyük bir kanamaya neden olabilir.’

‘N-NE?’

‘Evet, öyle. Kesiklerden ve o tür şeylerden kaçının. Çok kırılgan ve kolay zarar gelebilir. Eğer onu getirmeseydiniz durumu daha kötü olabilirdi. Ama şu an iyi, merak etmeyin.’

Doktor, Wufan’ı pişmanlıklarıyla bırakıp gitti.

Wufan koğuşa doğru yürüdü. Yixing’in içeride mışıl mışıl uyuduğunu görebiliyordu. Bir kan torbası Yixing’in koluna bağlıydı. Sonra içeri girdi ve Yixing’in yanına oturdu. Uykulu görünüyordu. Yüzü çok solgundu ve tempodan dolayı hırpalanmıştı.

Daha sonra, her zaman Yixing’e bakmaktan kaçındığını fark etti. Bu yoğun ve açık bir şekilde Yixing’in yüzünü izlediği ilk andı. Ve bu kadar yakından. Yixing çok huzurlu görünüyordu.

‘Çok güzel. Onu bir kızmış gibi kollarımda taşıdım. Yani ince ve hafif. Ne kadar zayıf olduğunu merak ediyorum. Vücudunun şekli bile kız gibi. Çok fazla kas yok. Ayrıca çok küçük elleri ve parmakları var. Haha. Eğer ruh eşin bir kız ise, kendiyle beraber erkek arkadaşını da korumak zorunda olacak o kıza sempati duyacağım. Bir erkek ise, yeterince şanslı olacak çünkü erkek arkadaşının bir penisi olsa da, göğüsleri olmayan bir kız gibi.’

Wufan gülümsedi.

‘O tatlı.’

1 yorum:

  1. Bence bu çocuk deli.. doktor wufan'ı da hastaneye kapatmalıydı -_-

    YanıtlaSil