21 Ekim 2013 Pazartesi
A Song We Left Unsung - 1.Bölüm
Çeviren : Phantaso
A Song We Left Unsung | 1.Bölüm
Chanyeol ve Baekhyun ani bir kararla gece dışarı çıktılar ama bu ilk değildi. Daha önce de dışarıdalardı ve saat çoktan 11 olmuştu ama ikisi de akşamı güzel bir araba keyfiyle tamamlayabileceklerini düşündüler.
Baekhyun biraz uykulu bir şekilde koltuğa yaslandı. Chanyeol’un küçük kamyoneti engebeli yolda sarsılıp onu sallıyordu.
“Beni nereye götürüyorsun da bu kadar zaman alıyor?”
“Tam olarak sana söyleyemem. Güzel bir yere.” Chanyeol onun simgesi olan ürpertici gülüşüyle gülümsedi ve kaşlarını oynattı.
“Güzel. Artık panik olmaya başlayabilirim sanırım.”
Chanyeol güldü. “Bunu seveceksin, söz veriyorum.”
Bir süre sonra sessiz ve sakin bir sahile çekti. Deniz düz sakin, ay ise dalgaların üzerinde dans ediyordu.
“Wahhh” Baekhyun gözleri parlayarak hayranlıkla bağırdı. “Bu çok güzel Yeol.”
“Demiştim.” Chanyeol ona gülümsedi. “Düşüncelerimle yalnız kalmak istediğimde buraya gelirim. Harika küçük bir yer. Biraz daha aşağıya kuma çekmemiz gerektiğini düşünüyorum, suya yakın olmalı. Ne diyorsun?”
Baekhyun hevesle başını salladı. “Evet diyorum.”
Hemen arabayı kuma çektiler ve ikisi de suya ayaklarını sokma cesaretini gösterdiler. Chanyeol, Baekhyun’a su atmaya başladı ve sevimli bir şekilde surat asmasına güldü.
Sonraki bir saatin yarım saati boyunca Chanyeol, Baekhyun’u hırpaladı ve kollarını çılgınca havada sallayarak onu kapmaya çalıştı. İkinci yarısında da Baekyeol küçük bacaklarının onu taşıyabileceği hızda, çığlık çığlığa, kahkaha ve dehşetle koştu.
“GERİ DÖN BAEKKIEEEEEE.” Chanyeol gökyüzündeki acımasız, çılgın bir kuş gibi uzuvlarını sallayarak koşuyordu.
“HAYIR! Bu benim en sevdiğim ceketim ve sen her yerini deniz suyu ediyorsun!”
“NEDEN SENİ SEVMEME İZİN VERMİYORSUUUUU-“
Chanyeol sırık bacaklarından birine takılıp denize yüzüstü yapıştı ve maskaralıkları bir şekilde aniden sona erdi. Baekhyun ancak kahkalarını durdurabildikten sonra erkek arkadaşına yardımcı olarak kaldırabildi.
Soğuk bir geceydi ve şimdi ikisi de yeterince ıslak olduğundan eve dönmek için iyi bir zaman gibi görünüyordu. Ellerinden geldiğince elbiselerinin suyunu sıktılar ve arabalarına geri bindiler.
Chanyeol geri vitese takarak arabayı çalıştırdı.
Baekhyun suratını astı. “Ah… Neden hareket etmiyor?”
Chanyeol’un gaz pedalına defalarca yaptığı baskı bir işe yaramıyordu.
“Ah, kahretsin. Sanırım battık.”
Arabadan indikten sonra Chanyeol lastikleri kontrol etti.
“Belki de kumun üzerine getirmek iyi bir fikir değildi. Üzgünüm, Baek, yorgun ve ıslak olduğunu biliyorum. Düşündüm ki bebeğim kumların üstesinden gelebilir.”
“Bu senin hatan değil, Yeol.” Baekhyun elini sallayarak onun özrünü reddetti. Biraz uykulu olduğuna emindi ama bir yerlerde kalacaksa, sevdiği adamla hoş manzaralı bir yerde kaldığına memnun bile olurdu.
Chanyeol dört ayak üzerine çökmüş, arabanın altındaki kumları kazıyorken sevimli poposu Baekhyun’a doğruydu.
Baekhyun gülümsedi. İki güzel manzara vardı. “Yardıma ihtiyacın var mı?”
“Hayır, umarım yakında yeterince kumu kazımış olacağım ve gidebileceğiz. Senin güzel ellerini bununla mahvetmek istemiyorum.”
Chanyeol kazmayı bıraktı ve gülümsemek için Baekhyun’a döndü. “Her neyse, şimdi kıçıma bakarak eğlendiğini söylemek yalan olmaz diye düşünüyorum.”
Baekhyun güldü. “Lanet olsun. Nereden biliyorsun? “
Chanyeol önce kendi gözlerine sonra da Baekhyun’a doğru iki parmağını salladı. “Her şeyi görebiliyorum. Bin hadi, tekrar çalıştıracağım.”
Chanyeol bir kez daha denedi ama arabayı kumdan çıkarmakta başarısız oldu.
“Peki, tamam o zaman. Sanırım B planını uygulama zamanımız geldi!”
Baekhyun bir kaşını kaldırdı. “Lütfen B planının hayatımızın sonuna kadar bu sahilde yaşamak olmadığını söyle.”
Chanyeol güldü ve başını iki yana salladı. “Baek seni drama kraliçesi... Aslında Kris’i arayıp, bizi çekmesi için canavar arabasını getirmesini söyleyecektim.”
“Saat neredeyse 01.00 oldu.” Baekhyun kaşlarını çattı. “Onu uyardırmak ayıp olmayacak mı?”
Chanyeol omuz silkti ve telefonuyla uğraşmaya devam etti. “Meh, motorsikleti bozulduğu zaman onu almak için o kadar yol gitmiştik. İyiliğin karşılığını ödemesinin sorun olacağını sanmıyorum.”
Kris cevapladı ve onları kurtarmaya geleceği için mutlu oldu. Geriye kalan tek şey beklemekti.
Baekhyun biraz hava almak için penceresini biraz indirdi ve koltuğunu daha rahat edeceği şekilde arkaya düşürdü. Chanyeol müzik setine iPodunu taktı ve en sevdiği şarkı çıkınca Baekhyun mutlu bir ruh haline bürünerek şarkıya eşlik etmeye başladı.
Altın dalgaların altına dalabilirdik ~
Kurtarabilirdik ~
Sandhills yolundan yolculuk edebilirdik ~
“Peki,” Chanyeol’e döndü. “Şimdi ne yapacağız?”
“Well,” Chanyeol, Baekhyun’a göz kırparak konuştu. “Zaman geçirecek güzel bir yol düşünebilirim.”
“Hayır!” Baekhyun yüzündeki giderek artan sıcaklığa karşı geldi. Her şeyden önce bir devlet plajındalardı. Gecenin körü olsa da.
Chanyeol güldü ve ellerini Baekhyun yüzüne götürdü. “Sadece şaka yapıyordum aptal. Her zaman seksi olmak zorunda değiliz. Ben seninleyken çok mutluyum.”
İfadesi birden ciddileşti ve Baekhyun’un gözlerine asırlar kadar uzun süren bir süre kadar baktı ama aslında sadece 10 saniye olmuştu. Baekhyun bakışlarının yoğunluğu altında kıvrandı.
“Kahrolası sen çok güzelsin.”Chanyeol nefesini usulca bırakarak Baekhyun’un dudaklarına dudaklarını bastırdı. “Bu her zaman ve hala beni şaşırtıyor.”
“Sen de fena değilsin,” Baekhyun gülümsedi ve onu geri öpmek için öne doğru eğildi.
Sonunda Kris canavar SUV’ını (Chevrolet SUV), onların arabasını çekmeye getirdiğinde geldiğini bile fark etmediler.
“Tanrım, siz ikiniz!” Kris açık pencereden şakacı bir şekilde bağırdı. “Bir oda bulun!”
Chanyeol kendi penceresini de açtı ve en iyi arkadaşına sırıttı.
“Böyle bir plaj varken kim oda ister ki?”
Kris gülümsedi. “Bilmem, pantolonunuzun ne kadar kum aldığına bağlı. Şimdi, sence bu kanca sizi çekip çıkarmam için yeterince iyi ve uzun mu?”
Kris, Chanyeol’un kabloları bağlamasına yardımcı oldu. Daha sonra arabasına geri binip, kum üzerinde yavaş yavaş ileri zorlayarak, nihayet güvenli bir şekilde Chanyeol’un arabasını çekti.
O zamana kadar saat çoktan 3 olmuştu. Chanyeol minnettarlıkla kollarını salladı ve Kris’i kucakladı.
“Teşekkürler, dostum. Potansiyel bir kumlu ölümden bebeğimi kurtardın. “
Kris güldü. “Baekhyun’un kendini koruyabileceğini düşünüyorum.”
“…Ben arabamdan bahsediyordum.”
“Oh, doğru. Boşver. Bu defalık yardımını seni defalarca kurtardığım zamanlara sayıyorum.”
Bu son yoruma gülümsedi Kris ve ikisine de el sallayıp arabasına binerek uzaklaştı.
Chanyeol bir spastik gibi sırıtarak, Baekhyun’a döndü. “Harika arkadaşlarım var, değil mi?”
Baekhyun sevimlilikle başını salladı. “Evet, erkek arkadaşın kadar olmasalar da.”
“Amen. Hadi eve gidelim.”
Baekhyun başıyla onayladı. “Yeol?”
“Evet?”
“Bu gece burada seninle kaldığım için mutluyum.”
Chanyeol gülümsedi. “Ben de bebeğim.”
Baekhyun, Chanyeol’un boynuna kollarını doladı, kulağının yanına dudaklarını bastırdı.
“Fakat bir dahaki sefere, tanrı aşkına, şu lanet yola park et lütfen.”
Eve ulaştıklarında saat 4 olmuştu.
***
Baekhyun iPod’u karışık şarkılara aldıktan sonra birkaç atama ile ilgilenmek için masasına oturdu. Tanıdık bir melodi geldi ve kendini geçmişi, Chanyeol ile birlikte olduğu o serin sahil gecesini düşünürken buldu.
Anılara gülümseyerek, sessizce şarkıya eşlik etti.
Şimdi bile kelimeler kalbini acıtıyordu.
Tanıdık acılarımı gizleyebilirdim ~
Acılarıma kulluk edebilirdim, ~
Ya da onlardan kurtulup çıkabilirdim ~
Ve ardında terk etmiş olsan da, yaşadığımı gösterebilirdim sana. ~
---------
Yazarın kullandığı şarkı sözleri The Coral – Sandhills şarkısına ait. Dinlemenizi önermiş ayrıca. ^^
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder