Small Grey Outline Pointer

18 Ekim 2013 Cuma

Farkıma Var | 6.Bölüm - FİNAL



Çeviren : Uniwlight~

UYARI : KÜFÜR VE CİNSELLİK İÇERİR.

Farkıma Var

6. BÖLÜM FİNAL

Jongdae yavaşça kapıyı açtı ve başını çıkarttı.
Kimseyi görmediğinde rahatlamayla bir nefes bıraktı.
Sweatshirtünü almak için geriye döndü,tekrar geri döndü,ve baya erkeksi bir şekilde çığlık attı.Gerçekten.
“Hyung.” mırıldandı Sehun. Jongdaeye doğru seyrek adımlar atarak, Sehun onu odaya ittiğinde ona büyük gözlerle izleyen Jongdaeye doğru, kapıyı arkasından kapattı ve kilitledi.
“Ne-” Jongdaenin sesi titredi. “Burda ne yapıyorsun, Sehun ?”
“Hyung.” dedi tekrar, biraz daha yüksek. “Aklımı karıştırıyorsun.”
“Sehun, bence eve gitmelisin. Sarhoşsun ve-”
“Tıpkı o gece senin olduğun gibi mi ?” çıkıştı Sehun, Jongdaeyi bölerek.
İzledi Jongdae, genç olan ona doğru adımlar attığında yüzü solarak.
“Sarhoş değilsin, değil mi.” fısıldadı Jongdae, bu bir soru değildi.
“Sana yalan söylediğim ilk sefer değil, hyung. İçiyordum ama Tao içeceğimi aldı ve üstüme boşalttı.” acı bir şekilde güldü Sehun. “Şaşırdın mı ?”
“Ne yapıyorsun Sehun ?” dedi Jongdae huzursuzca, Sehun ona doğru yürüdüğünde geri çekilerek. Genç olan bir şey söylemedi, sadece ona baktı ,kaşları çatılı, yatağın kenarına çarpıp yatağa düşene kadar Jongdaeyi geriletti.
Sehunun elini kaldırışını izledi ve gözlerini sımsıkı yumdu, darbeyi bekleyerek.
Ama hiç gelmedi.
Aksine , Sehunun parmaklarının saçlarına dokunuşunu ve başını geriye çektiğini hissetti. Ve gözlerini açtığında Sehunun dudakları kendininkilerin üstündeydi.
Jongdaenin nefesi kesildi ve Sehunu itmeye çalıştı, ama genç olan ellerini başının üzerinde sabitledi ve başını açılayarak kısık bir inlemeyle öpüşü derinleştirdi, Jongdae inliyordu.
Büyük olan kendini bıraktığında Sehun yavaşça Jongdaenin bileklerini yavaşça bıraktı ve büyük olanın elleri onun göğsüne kaydı, geri çekilmeye çalışarak.
Sehunun göğsündeki eller yavaşça yumruk oldu ve daha yakına çekti, Jongdae daha sert bastırdı dudaklarını.
Jongdae alt dudağını yaladığında Sehun nefesi kesilerek geri çekildi.
“O gece sarhoş olduğunda ne oldu bilmek istiyor musun ?” dedi alayla, bir elini aşağı kaydırdı ve sertçe ayırdı Jongdaenin bacağını, Sehun kendini Jongdaeye bastırdığında büyük olanın nefesi kesildi.
“Beni öptün. Böyle.” Sehun eğildi ve dudaklarını Jongdaenin dudaklarına sürttü, dilini büyüğünkiyle döndürdü.Jongdae küçük küçük ağladığında Sehun geri çekildi.
“Nerdeyse aynen bu şekilde beni üstüne çektin.” nefesini verdi Sehun, dudakları Jongdaenin boynunda dolaşırken.
“Ve ardından bu.” Sehun sertçe kalçasını itti, Jongdaeye sürtünerek, nefes nefese kalmıştı Jongdae sürtünmenin etkisiyle.
“Ardından 'bu' oldu, hyung.”
Jongdae kısık bir inlemeyle başını geriye attı, Sehun boynuna hamle yaptı, soluk tende kırmızı izler oluşana kadar emdi ve ısırdı, bununla Jongdaenin kısık inlemesi hemen yükseldi, giysili ereksiyonları birbirine sürtüyordu.
“Aklımı ne kadar karıştırdığını farkettin mi ?” nefes nefeseydi Sehun, boynunda sert bir yol izleyince altındakinden bir inleme koptu. “Lanet olsun erkeklere ilgi duyduğumu bilmiyordum bile ! Hala ne olduğumu bilmiyorum !”
“Sehun!” genç olan pantolonunun önündeki kabarıklığı avuçladığında sızlandı Jongdae.
“Ama sanırım.” fısıldadı Sehun , üyesi seğirerek, Jongdae sırtını Sehunun dokunuşuna gerdiğinde. “bu sadece 'sen' olabilirsin. Lanet olsun galiba sana aşığım, penisin olması birşeyi değiştirmiyor, beni hep bu kadar sertleştirebilirdin.”
Kanıtlamak için kabarıklığını sertçe Jongdaenin baldırına bastırdı, Jongdaenin eşofmanını indirirken ağzından kısık bir hırıltı çıktı.
“Ve ardından bana ne dediğini biliyor musun ?” Bunca şeyden sonra ?” dedi alayla Sehun, bacaklarını açık tutmak için parmakları Jongdaenin baldırlarına batıyordu diğer parmaklarını büyüğün üyesine doladığında. Jongdaenin alt dudağını emmek için eğildi.
“Bana olamayacağımızı söyledin.” nefesini Jongdaenin yanağına verdi Sehun. “Sonunda seninle birlikte olduğum için pişman olacağımı ardından defolmamı söyledin. Beni istemiyormuşsun gibi hissettirdin.”
Genç olan zonklayan üyedeki tutuşunu sıkılaştırıp yumruğunu yavaşça kaydırdığında Jongdae tırnaklarını onun dirseğine batırdı ve Sehun sertçe ısırdı dudaklarını.
“Bu şimdi işe yaramayacak.” dedi Sehun net bir şekilde. “Çünkü şimdi seni burda öyle bir becericem ki benden bir daha asla kurtulamayacaksın. Anladın mı , hyung ?”
Başı döndü Jongdaenin bu sözlere , ama sesini bulmayı başardı.
“Ne yaptığını bile biliyor musun , Sehunnie ?” dedi nefes nefese alayla.
Sehun hırıldadı kısık bir sesle, Jongdaenin üyesini bıraktı ve bacağından tutup kendine çekti, büyük olan resmen kucağındaydı.
“Nerde bu lanet lube ?” sordu Sehun, Jongdaenin işaret ettiği komidine uzandı.
Sehun çabucak giysilerinden sıyrıldı, Jongdaeye de aynısını yapmasını söyleyerek ardından sıvıyı avcuna döktü.
“Sehun.” nefes nefese “Acele et.”
Sehun bakışlarını kaldırdığında durakladı, eli kaygan üyesinin üstünde.
Gözleri Jongdaede dolaştı, şehvetle parlayan gözlerinde, şişmiş dudaklarında, örtüyü sıkan yumruklarında.
“Fucking hell.” mırıldandı Sehun, eğildi ve sıvıyı yaymak için parmaklarını Jongdaenin girişine getirdi.
“Sana bunu bir kere söyleyeceğim dinlesen iyi edersin.” fısıldadı Sehun Jongdaeye doğru, iki parmağını içeri ittiğinde, büyükten tiz bir inleme kopartarak.
“Hiç kimse seni böyle 'asla' görmeyecek. Anlaşıldı ?” Sehun iki parmağını Jongdaenin prostatına sertçe bastırdı, büyük olanın inlemelerine karşılık vererek. “Şu andan itibaren, sen 'benimsin.'”
“Kanıtla !” nefes nefese dedi Jongdae, Sehun parmaklarını çıkarttığında inleyerek, genç olan bacaklarını daha da ayırdı ve yerini aldı.
“Nasıl istersen, Prenses.” Jongdae ona kötü kötü baktığında sırıttı Sehun.
“Hadi artık seni küçük- shit!” bağırdı Jongdae Sehun içine girdiğinde. Hafif sızlamaya bakılırsa iki parmak yeterli değildi.
Ama hiçte takmadı.
“Kıpırda!”dedi, Sehun hareketsiz kaldığında. Kalçalarını kıpırdattı ve Sehunun üyesi prostatına denk geldiğinde inledi.
Sehun kısık bir şekilde kıkırdadı ve ardından geri çekilip kalçalarını ileri itti.
Jongdae bir yerlere tutunmaya çalıştı, Sehunun kolunda kırmızı izler bırakıyordu, diğeri içine ilerlerken.
Daha fazla konuşmadılar , inlemeler ve yüksek ağlamalar doldurdu odayı , Sehun daha sert ve daha derine ilerlerken.
“Çıkartmamı ister misin ?” nefes nefese Sehun. Jongdae deli gibi başını salladı.
“Hayırhayırhayır devam et !” inledi . “Dokun bana Sehun!”
Yerine getirdi Sehun, tek kolu üzerinde dengesini sağlarken diğeriyle büyüğün üyesini kavradı ve gidişleriyle aynı ritimde çekti.
İnledi Sehun büyük olan aniden bir çığlıkla parmaklarına boşaldığında.
Sehun kısık sesli bir ağlama bıraktı Jongdaenin bedeni onu orgasmına ulaştırdığında, büyüğün derinliklerine kendini bıraktı.
Jongdae kollarını ve bacaklarını Sehuna doladı, nefes almaya çalışırlarken gencin kendi bedenine yığılmasına izin vererek.
Keyif-sonrası sis yerini yavaşça gergin bir sessizliğe bıraktı Jongdae ve Sehun birbirlerine bakarken.
“Şimdi nolucak ?” sordu Jongdae usulca.
“Dediklerimi kastettim.” mırıldandı Sehun, yanakları kızarırken bakışlarını utangaçca Jongdaeden kaçırarak. Dudaklarını birleştirmek için eğildi. “Artık sen benimsin.”
Jongdae kızardı ama memnun bir gülümseme yayıldı yüzüne.
“Güzel.” dedi gencin terli saçlarını alnından iterek.
“SONUNDA LAN!” Xiuminin sesi geldi kapının diğer tarafından.
“BİTİRMENİZ UZUN SÜRDÜ ÇOCUKLAR !” Arkasından Krisin sesi geldi.
“SEHUN , XİUMİNDEN DAHA İYİ TUTTUN , ETKİLENDİM !” Güldü Luhan Xiumin mızmızlandığında.
“SİZİ PİÇLER DEFOLUN !” Bağırdı Sehun . Jongdae utançla ve hayalkırıklığıyla mızıldandı.
“SEHUN NELER OLUYOR BİLMİYORUM AMA BEN GİDİYORUM.” Bağırdı Tao. “VE KRİS BENİMLE GELİYOR !”
Garip bir sessizlik oldu.
“Geliyor muyum ?” Krisin sorduğunu duydular.
“Egzersiz yaparken beni görmek istediğini söylemiştin.” ofladı Tao.
“Sadece sana wushu sopasını göstermek istiyor.” homurdandı Xiumin, Kris başına vurduğunda bağırdı.
“Belki istiyorum.” dedi Tao. “ Görmeli değil mi ?”
“ULU TANRIM GİDİN VE BAŞKA BİR YERDE OYNAYIN!” Bağırdı Jongdae.
“Yeni arkadaşlara ihtiyacımız var.” İçini çekti Sehun , sonunda kapanan kapının sesini duyduklarında.
“Evet.Bunu daha sonra konuşuruz.” sırıttı Jongdae, Sehunu sırtüstü itip üstüne oturarak. “Yetişmemiz gereken bir şey var.”
Güldü Sehun, dudaklarını Jongdaenin ağzından göğsüne kaydırırken.
“Evet.” katıldı. “Bu arada , ne kadar olmuştu ? Bana aşık olalı ?”
Jongdae dudaklarını büktü düşünürken. Cevaplamak için ağzını açtı ama Sehun bir öpücükle böldü onu.
“Boşver.”
“Artık günleri saymana gerek yok.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder