18 Ekim 2013 Cuma
Farkıma Var | 2.Bölüm Part 2
Çeviren : Uniwlight~
Farkıma Var
2. BÖLÜM 2. Part
“Onu evine Minseok bırakmalı.” dedi Kris,şaşırtıcı şekilde sarhoş değilde hafif sallanarak. “Bu onun hatası.”
Onayladı Luhan.
“Şurdaki uzun ,sarışın ve uçmuşa katılıyorum.” dedi Jongdaeye süzen bakışlar atarak. “Eğer koltuğuma kusarsa onun çeşit çeşit vücut parçalarını bulman için seni hazine avına yollarım, Minseok.”
“Zalim olma Luhan.” iç geçirdi Minseok.
Luhan ona kötü bir bakış attı.
“Bir ay sex yok.”
“Ouch.Bu çok acımasızca Lu.” somurttu Minseok.
“Ben Hunniieeyi görmek isthiiyoooom.” geveledi ağzında Jongdae.
“Nerde benim sooooonnniiem.”
Minseokun üstüne yığıldı, büyük olana kötü bakışlar atarak.”
“Sen Sehunnie değilsin.Sen tombul yanaksın.”
Minseok gözlerini devirdi ve telefonunu çıkarttı. Aradığı ismi bulup arama tuşuna basana kadar ekranı kaydırdı.
“Minseok eğer Luhanla sevişirken telefonunu cebinden çıkartmayı unutup beni kıçınla arıyorsan (onlar da kullanıyomuş demekki bu tabiri kfdgfdg) yemin ederim-”
Minseok, Sehunun bu yaşta sahip olduğu rengarenk kelime haznesine şaşırdı.
“Calm your tits baby cheeks. (kusura bakmayın bunu çevirmem mümkün değil jkdfn)” umursamaz duran Luhana ve yerde Jongdaeyi tutmaya çalışırken kıpırdanan uykulu Krise baktı.
“Ne istiyorsun ?” iç geçirdi Sehun.
“Jongdae biraz bir nevi baya sarhoş ve herhangi bir yere gitmeyi kabul etmiyor. Onun , tekrar ediyorum onun 'Sehunnie'si olmadığı sürece.Yardım et ?” yalvardı Minseok.
Tekrar iç geçirdi Sehun.
“Pekala, nerdesiniz? Gelip onu alacağım.”
“Sen muhteşemsin Sehunnie.” cilve yaptı Minseok telefondan, cevap olarak bir ' fuck you' alarak. “Luhandayız. Buraya nasıl geleceğini hatırlıyorsun değil mi ?”
Sehun hatırlıyordu, telefon görüşmesinden 20 dakika sonra Sehun hala dolu olan daireye girdiğinde , Minseok rahatlamadan nerdeyse ağlayacaktı.
“O nerde ?” sordu Sehun yorgunca.
“Banyoda” dedi Minseok. “Sanırım işemeye ya da kusmaya gitti.Ama hala gelmedi endişelendim, desem de inanma.”
“Siz berbat insanlarsınız.” dedi Sehun banyoya gitmeden önce.
“Hyung ?” seslendi kapıya vurduktan sonra.
Sessizlik.
“Eğer sızdıysan ya da utandırıcı bir pozisyondaysan , resimlerin yayılmış olacak.” dedi sesli bir şekilde kapı kolunu çevirmeden. Kilitli değildi.
“Hyung ?” göz attı.
Ve gözlerini devirdi.
Jongdae küvetin içinde sızmıştı, giysileri de üstündeydi, resimlik bir durum yoktu.
“Bu hayal kırıcı.” dedi Sehun, Jongdaeye yaklaşıp sarsmadan önce.
“Sehunnie.” inledi. “Kes şunu.”
“Hadi hyung.” dedi Sehun hafifçe , diğerinin kalkmasına yardım ederek.
“Seni yatağına götürmemiz lazım.”
“Sehunnie, bana hala kızgın mısın ?” mırıldandı Jongdae.
“Kızgın değildim.” mırıldandı. “Sadece rahatsız oldum.”
Jongdae, neyseki Luhanın evne yürüyerek 10 dakika olan yolda sessiz kaldı.
“Sonunda.” rahatlamayla içini çekti Sehun Jongdaenin odasına girdiklerinde.Sehun, Jongdae yığılmadan onu yatağa yatırmaya çalışıyordu.
Sehun banyodan çöp kutusunu aldı ve yatağın yanına koydu. Mutfağa giderek dolaptan su koydu ve asprinle birlikte komidinin üstüne koydu.
“Sehunnie , sen bana mı bakıyorsun ? ( ilgilenmek tarzında). Çok tatlısın. Benim sana bakmam lazım.” mırıldandı Jongdae. Artık eskisi kadar gevelemiyordu ağzında Sehun bunu iyi bir işaret olarak değerlendi Jongdaenin yatağına otururken.
“Evet evet. Çok tatlı. Buing buing motherfucker. (ahahbjfffnkdsf)” homurdandı Sehun “Dua et seni seviyorum.”
“Sehun, sen beni sevmiyorsun.” içini çekti Jongdae, yana dönüp kıvrılırken parmakları Sehunun bileğine sürtünüyordu. “Seni sevdiğim şekilde değil.”
Sehun dondu. Gergince dudaklarını yaladı.
“Kris var. Böyle şeyler söylememelisin hyung.” mırıldandı.
“Kris iyi biri. Ninjadan hoşlanıyor. Uzun. Kristen hoşlanıyorum.” dedi Jongdae uykulu. Gözleri titreşti , uyanık kalmaya çalışırken ve Sehun elinde olmadan farketti yanaklarının gözlerine nasıl kavisli durduğunu.
Sehun Jongdaenin Kristen hoşlandığını duyduğunda göğsünde oluşan sızıyı açıklayamadı. Tabiki bir süredir Jongdae ne zaman yanında olsa karnında garip bir his oluyordu ve , pekala, belki -uzun , iyi ve aynı zamanda ninjadan hoşlanan (ne?) - Krisi birazcık ( baya ) kıskanıyor da olabilirdi.
Ama bu bir şey ifade etmezdi.
Değil mi ?
Jongdae birden oturdu, Sehunu derin düşüncelerinden hoplatarak.
“Su.” dedi keskince, birkaç yudum alması için birkaç kez denemesi gerekti ama sonunda başardı ve şişeyi geri yerine koydu.
Jongdae Sehunun saçlarını karıştırdı ve genişçe sırıttı.
“Sehunnie” mırıldandı yaklaşarak . “7 yıl 4 ay 163.9 gün oldu.”
Sehun titredi, Jongdae yüzünü boynuna gömdüğünde, dudakları yumuşak sıcak teni sıyırırken.
“Neyden beri ?” kekeledi, Jongdaenin dudakları boynundan çenesine yol alırken , nefesinin sıcak pufları tüylerini diken diken ediyordu.
“Sana aşık olduğumdan beri.” fısıldadı Jongdae, dudakları Sehununkileri bulmadan önce.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder