23 Ekim 2013 Çarşamba
Beautiful Disaster - 10.Bölüm
Çeviren: Phantaso
Beautiful Disaster
10.Bölüm
‘Yixing, dün gece neredeydin?’ diye çıkıştı oğluna Bayan Zhang.
‘Ah, hiç. Yağmur yağdığı için Wufan’ın evinde uyudum.’
‘Ne? Daha önce de demiştim, o yabancıya hiçbir şey borçlu değilsin.’
‘Üzgünüm anne. Bunu yapmak istemezdim.’
‘Bu-‘ Bayan Zhang sözünü bir öksürük krizinden dolayı bitiremedi.
‘Anne.’
Yixing annesinin sağlık durumu için endişelenmeye başladı. Günden güne kötüye gidiyordu. ‘İlaçlarını aldın mı anne?’
Bayan Zhang sadece sessiz kaldı. Nefesini toplamaya çalışıyordu. ‘Tekrar satın almak için yeterli para yok.’
Yixing derince iç çekti. ‘Üzgünüm. Senin için para kazanabileceğimi düşünüyordum ama-‘ Yixing kalktı ve odasına yürüdü.
**Sadece Wufan’a bağlı kalamam. Biraz para bulmam gerek. Evet, başka bir iş daha bulmalıyım.**
Wufan en iyi arkadaşları ve sevgilisiyle beraber kahvaltı yaptıktan sonra doğrudan ofise gitti. Bu şekilde kahvaltı yapmayalı uzun zaman olmuştu.
‘Günaydın mama.’ Wufan annesinin odasına –yakında kendisinin olacak olan odaya- girerken annesini selamladı.
‘Günaydın.’ Dedi Bayan Wu sevinçli bir sesle. ‘Geç kalacağını düşünmüştüm.’
‘Eeyy, beni eziyorsun. Ben iyi bir adamım.’ Wufan haklı bir şekilde isyan ettikten sonra annesinin karşısına oturdu.
‘Yixing mi uyandırdı seni?’ Bayan Wu tekrar sırıtarak sordu.
Wufan sadece sessiz kaldı.
‘Yixing oğlumu daha iyi haline getirdiği için memnunum.’ Bayan Wu oğluna gülümsedi.
*Onlara gerçeği nasıl anlatacağım? Bücürü çok sevmiş gibi görünüyor.*
‘Toplantı odasına gitsek mi? Tüm kurul üyeleri bizi bekliyor.’ Bayan Wu’nin emriyle beraber toplantı odasına yürüdü.
Toplantı yaklaşık bir saat sürdü. Kurul üyelerinin ve bazı personelin kendilerini tanıtmasıyla geçmişti. Herkes mutlu bir şekilde, Wufan’ı bir sonraki patron olarak kabul etmişti. Wufan’ın şirketi yönetebilecek yeteneğe sahip olduğunu biliyorlardı.
Hepsi birlikte öğle yemeği yerken şirketin durumu hakkında konuşmaya devam ettiler.
‘Peki, Bay Wu, ne zaman evleniyorsunuz?’ dedi yöneyim kurulu üyelerinden biri.
Ani soru karşısında Wufan şaşırdı. Sonrasını sessizlik izledi.
‘Hmm.. Hmm..’ takıldı Wufan. Bu konuyu daha önce düşünmemişti.
‘İkiniz çok yakışıyorsunuz. Yani endişelenecek bir şey yok. İyi birine benziyor. Bence hiçbir problem yok.’
‘Bence bir süre meşgul olabiliriz. Daha sonra evleneceğiz.’ Dedi Wufan biraz titrek bir şekilde.
‘Gerçekten Wufan? Meşgul olacaksan biraz daha erkene alabiliriz. Gelecek aya ne dersin?’
Wufan garip bir şekilde sırıttı. ‘Evde annemle konuşacağım.’
‘Tamam. Neyse, neden bugün Yixing gelmedi? Burada olacağını düşünüyordum.’
‘Ohh, o konuda… Sanırım bugün biraz yorgundur. Evet, dün gece eve 12.30 gibi girmiştik.’
‘Bir sonraki sefere onu ofise davet et Wufan.’ Dedi Bayan Wu, Wufan’ın koluna dokunarak.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
9’da Wufan eve dönmüştü. İlk olmasına rağmen yemek bile yemeden eve geç bir saatte gelmişti. Sadece yatağı görüyordu. Başka bir şeyi değil. O geldiğinde Yixing evde olmasına rağmen direk yatak odasına doğru yürüdü. Wufan çalışırken Yixing’i evde bıraktı.
‘Ohh, dönmüşsün.’ Durdu Yixing, Wufan’ın içeri girdiğini görünce.
‘Tabii ki döndüm. Ofiste uyuyacağımı mı sandın?’
Yixing öylece dikildi.
‘Gidebilirsin. Seninle oynayacak vaktim yok.’ Diye emir verip odasına yürüdü Wufan.
‘Wufan, sana bir şey sorabilir miyim?’
Yixing’i durunca Wufan durdu. ‘Neymiş?’
‘Maaşım hakkında.’
O kelimeyi duyunca Wufan’ın başı Yixing’e döndü ve ona doğru yürüdü. ‘Paranı mı soruyorsun şu an?’
‘Hayır. Şey, bir şeyler almak zorundayım ve almak istiyo-‘
‘Hayır, borcun hala bitmedi.’ Wufan nezaketsizce sözünü kesip tekrar odasına yürüdü.
‘Wufan.’ Yixing, Wufan’ı tekrar durdurdu. Ama Wufan duymazdan geldi.
‘Eğer izin verirsen eve biraz daha erken gidebilir miyim? 6 gibi. Yapabilir miyim?’ diye sordu Yixing.
‘Neyse ne.’ (Umrumda değil gibisinden yani.)
Onay ile Yixing mutlu oldu. Belki maaşını alamamıştı ama bu gece başka bir iş daha bulabilirdi de. Yixing daireden çıktı ve merkeze indi. Oradaki her mağaza ve restorana gitti. Gece vardiyası olan bir iş arıyordu.
Saat çoktan 10.30 olmuşken Yixing hala bir iş bulamamıştı. Sonra etrafında çok fazla insan olan bir kulüp gördü. Yixing kendini yüreklendirdi ve kulübe yürüdü. Korumanın birine iş aradığını fısıldadı ve numarasını bıraktı.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Wufan çalışmaya başlayalı bir ay olmuştu. Ofise kapandığından beridir 8’de evden çıkıyor ve akşam 8’de eve dönüyordu ama genelde 10’dan önce gelmiyordu, çünkü Seohyun ile akşam yemeği yiyordu. O zamandan beridir Yixing ve Wufan nadiren bir araya geliyordu. Wufan, Yixing’in her gün 8’de dairesine gelmesine izin veriyordu. Bazen karşılaşıyorlardı, bazen karşılaşmıyorlardı. Fakat sabah Wufan ofise gitmeden önce karşılaşsalar da fazla konuşmuyorlardı. Yixing, Wufan için dolabını düzenliyordu. Elbiseleri yıkayıp, ütülüyor ve sonra dolaba asıyordu. Bu konuda endişelenecek bir şey yoktu. Yixing evi de temizliyor ve her şeyin yolunda gidip gitmediğini kontrol ediyordu. Yixing’in sabah 8’den akşam 6’ya kadar yaptığı şeyler bunlardı. Wufan isterse haftasonları Yixing daireye gelecekti. Ama şimdiye kadar Wufan, Yixing’i aramadığı içim hafta sonları özgürdü.
Yixing bir ay önceki iş sorduğu kulüpte çoktan bir barback olarak çalışmaya başlamıştı. İşi zor değildi. Sadece, müşteriye içki servisi yapan barmene yardımcı oluyordu. Yixing iki haftadır orada çalışıyordu ve işi seviyordu. Çok yoğun değildi. Yixing, haftasonları da dahil olmak üzere 00.00’da işi bitiriyordu. Yine de hafta sonu boyunca çalışıyordu. Şanslıysa onu eve götürecek son otobüsü yakalıyor ve saat gece 1 gibi evde oluyordu. Annesi ise gece yarılarına kadar oğlunun çalışıyor olmasından hoşlanmıyordu. Bazen yaptıklarından dolayı Bayan Zhang oğlunu azarlıyordu. Ama Yixing bunu görmezden geliyor ve sadece dinliyordu.
‘Geceleri ne tür bir iş yaptığını bana söyleyebilir misin? Ne kadar endişelendiğimi biliyorsun.’
‘Sadece bir restoran anne. Merak etme.’ Yixing annesinin inanması için gülümsedi.
‘Sakın bana benim ilaçlarım yüzünden kendine eziyet ettiğini söyleme. Geç uyuyan bir insan olmadığını biliyorum.’ Bayan Zhang oğlunun omzunu okşadı. ‘Kendini çok zorlama oğlum. Hala çok genç olduğunu unutma.’
Hayatının büyük bir karmaşaya döndüğünü inkar edemezdi. Rutin ile birlikte tükenmişti. Uyku eksikliği yüzünden jetlag yaşıyormuş gibiydi. Ama ne yapabilirdi ki?
Bayan Zhang duvara dayandı ve iç çekti. ‘Yixing?’
‘Hmm?’
‘Aşık olduğun biri var mı?’
‘Hayır anne. Neden?’
‘Hayır, öylesine sordum. Bir tane bulman gerekir. Luhan-ge ve Minseok-geye bak, mutlular değil mi? Belki de Luhan artık nadiren seninle vakit geçirdiğinden yalnız olmalısın.’
Yixing başını salladı. ‘Luhan-geyi özledim.’ Kısık bir sesle konuştu Yixing.
‘Bu dünya kimse sonsuza dek yanında kalmaz Yixing, ben bile. Bir gün gideceğim. Bu yüzden gelecekte beni yerime geçecek, dikkatini çeken birini bulmanı istiyorum, tamam?’
Yixing tekrar başını salladı. Bu duygu onu bunaltıyordu. Luhan’ı özlemişti. Normalde Luhan her zaman onunla olur ve oyunlar oynardı birlikte. Fakat şimdi günlerinin çoğunu Minseok ile harcıyordu.
Yani, hiç kimse gece yaptığı iş ile ilgili bir şey bilmiyordu. Hatta Wufan bile. Eh, bilmiyordu çünkü Yixing umurunda değildi.
Ancak, Yixing Wufan’ın dairesini olması gerekenden daha erken terk etmeye başlamıştı. Kulüp için acele ettiğinden 6’dan önce ayrılıyordu. Wufan bilmiyordu çünkü bir işkolik olduğundan eve asla erken gelmiyordu. Annesinin akşam yemeği için Yixing’i eve getirmesini istediği bugüne kadar. Nişanı tartışacaklardı.
Wufan akşam 05.20 gibi eve geldi.
‘Bücür.’ Wufan kapıdan bağırdı.
‘Bücür.’
‘Bücür!!!’ Wufan’ın bağırışları dairede öylece asılı kaldı.
‘Nerede bu şimdi? Saat daha 5. Henüz eve gitmiş olamaz.’
Wufan cebinden iphonenunu aradı ama Yixing’i aradığında telefonu kapalı olduğundan bir işe yaramadı.
Wufan bu konuyu annesine anlattığı için bu akşam birlikte yemek yiyemeyeceklerdi.
İlk kez olduğundan ve Wufan bunu bildiğinden, bu seferlik Yixing’in gitmesine izin verdi. Wufan akşam yemeği için ramen yedi. Bir şeyler almak için dışarıya çıkamayacak kadar tembeldi şu an.
Yixing bu şekilde tekrar yakalanana kadar bir hafta geçmişti. Wufan öfkelenmeye başlamıştı. Sadece erken gitmiyor, sabahları da geç geliyordu. Wufan’ın takım elbiseleri artık düzenli değil, tam bir karmaşa içindeydi. Wufan, Yixing’i aradı ama her neredeyse bir şey duyulmuyordu. Yüksek bir ses duyulabiliyordu. Wufan artık Yixing’in bir kulupte olduğunu biliyordu. Gürültüden duyulmadığı için telefonu kapattı. Daha da öfkelendi. Kalbi yanıyordu. Wufan evin bekçisine gitti ve Yixing’i sordu. Bekçi Yixing’in bir aydır 5’te çıktığını söyledi ve Wufan’ın bu konudan haberi yoktu. Biraz yemek yemek için dışarı çıktı.
*Sakın ben çalışırken diğer çocuklarla eğlendiğini söyleme.*
Wufan bunu kontrol etmeleri için Jongin ve Chanyeol’e sordu. İkisi de geceleri kulüplerde çok vakit geçirdiğinden, kıvırcık saçlı çocuğun geceleri nerede çalıştığını bulmaları çok zor değildi. Böyle bir konu onlar gibi arkadaşları olduğundan şanslıydı.
Onlar birkaç gün sonra kulübün izini buldular. Wufan’ın dairesinden 30 dakika uzaklıktaydı ve Yixing’in vardiyası 6’da başlıyordu.
‘Her zaman bir saat önceden gitmesinin sebebi bu demek.’
‘Belki.’ dedi Jongin ağzı kurabiye doluyken.
‘Ben Yixing’in öyle biri olduğunu sanmıyorum. Yanlış bir şeyler olmalı. Değil mi Kyungsoo?’ dedi Baekhyun merak içinde.
Kyungsoo sadece başını salladı.
‘Hey neyse, o benim erkek arkadaşım ve asistanım. Bu yüzden benim onayım olmadan bir şey yapmasına izin vermem.’
‘Ona aşık mısın Wufan?’ sordu Kyungsoo.
Wufan’ın gözleri soru ile genişledi.
‘Evet… Bence öyle. Daha önce onu nasıl öpmüştün. Öyle tutkulu. O kadar iyi miydi tadı? O zaman onunla beraber uyudun.’ Ekledi Chanyeol yüksek sesle.
‘Yalnız bir adam olsaydım erkek arkadaşım olacak son kişi olurdu o ibne.’
‘Eğer ona çok fena aşık olmadıysan, ondan bu kadar nefret etme Wufan.’ Jongin suratında nispet yaparcasına bir sırıtmayla tavsiye verdi.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ertesi gün Wufan eve erken geldi. Saat 5’te evin kapısındaydı. Topuza uzanacağı sırada kapı açıldı.
Yixing onu görünce donakaldı. ‘Wufan?’
Wufan sadece kısa çocuğa baktı. ‘Kulüpte de mi çalışıyorsun?’
Yixing’in gözleri genişledi. ‘Huh?’
‘Dedim ki, kulüpte de mi çalışıyorsun?’ diye tekrar etti Wufan, her kelimeyi ürkütücü bir şekilde söyleyerek. Wufan dairenin içine girdi ve Yixing de arkasından takip etti.
**Saat sadece 5. Neden burada?**
Wufan bedenini kanepeye bıraktı ve serildi.
‘Hayır, ben… ben…’ Yixing, Wufan’a ne dese bilmiyordu. Diğerinin öfkeleneceğinden korkmuştu.
‘Öyle bir şey yoksa kal. Bu gece küçük bir parti olacak.’ Wufan gözleri kapalıyken sert bir şekilde konuştu.
Yixing orada dikildi. Elleri terlemeye başlamıştı.
**Ne yapacağım? Çoktan kulüpte olmam gerekiyordu.**
Yixing’in yüzü asılmıştı, işi astığı ve patronuna haber vermediği için.
‘Neden bu kadar rahatsız görünüyorsun, huh? Korkuyorsun huh? Patronun seni kovacak diye korkuyorsun değil mi?’
Yixing sessiz kaldı. Wufan zaten yaptığı işi biliyordu.
‘Benim de seni kovmamdan korkmuyor musun? Ve borcunu ödemeni istememden?’ diye sordu ve odasına yürüdü Wufan.
Yixing ise aldığı tehditle şok olmuştu.
Baekhyun, Chanyeol, Kyungsoo ve Jongin geldikten sonra, Suho, Chen, Sehun ve Taozi de geldi. Yixing son dördünü gerçekten tanımıyordu ama hatırlıyordu. Pizza ve içecekleri getirmiş, cerez ve patlamış mısırları unutmamışlardı.
‘Wufan nerede Yixing?’ sordu Chanyeol.
’Odasında.’ dedi Yixing monoton bir sesle. Parti yapacak havasında değildi.
Wufan’ın oturma odasında onlara katılmasıyla parti başladı. Wufan, Yixing’in yanında oturuyordu. Oda, gürültü, kahkaha ve sohbet doluydu. Yixing ise sadece orada oturdu. Kendi kendine pizzanın tadını çıkarıyordu, her şeyi yok sayarak. Wufan onunla hiç sohbet etmedi.
‘iç bunu bücür.’ Wufan Yixing’e bir kadeh kırmızı şarap vermişti.
Wufan’a doğru yönünü değiştirdi. ‘Ben içki içmem.’
İki aşk kuşu çift birbirlerine sarılmak, öpüşmek ve sevimsiz sözcükler söylemekle çok meşguldü. Diğer insanlar sohbet edip gülüyordu.
Wufan güldü. Herkes gözlerini Wufan’a çevirdi.
‘İçmez misin? Kulüpte çalışıyorsun ve içmediğini mi söylüyorsun? Ne saçma bir şaka.’
Yixing birden bu atakla karşılaşınca şaşırdı.
‘Şimdi iç.’ Wufan, Yixing’in elini aldı ve kadehi tutmaya zorladı.
‘İçmeyeceğim!’
Herkes sessizliğe bürünmüştü.
‘O zaman her gece kulüpte ne halt yiyorsun söyle bana.’
‘Sadece içecek servis ediyorum. Hepsi bu.’ dedi Yixing öfkeyle.
Wufan biraz daha yakına geldi ve Yixing’in beline kolunu sardı. Ani hareket Yixing’i şaşırtmıştı. Odada sadece Wufan’ın arkadaşları olduğundan ve onlar her şeyi bildiğinden, ona sarılması için bir sebep yoktu.
Yixing elinden kurtulmayı denedi. ‘Wufan ne yapıyorsun?’
‘Seni hissetmek istiyorum.’ Yixing’in kulağına seksice fısıldadı Wufan.
‘Neden?!’ Yixing kavgacı bir şekilde onu itti ve ayağa kalktı.
‘Senin şey servisi de yapabileceğini düşünmüştüm.’ Wufan şarabını bitirmek için durdu. ‘..Seks.’
Yixing’in gözleri bilmem kaçıncı kez genişledi. ‘Çok kabasın Wufan. Ben sadece bir barback olarak çalışıyorum orada, fahişe ya da başka bir şey olarak değil!’ Yixing dehşete düşmüş bir sesle konuştu Wufan’a.
Wufan kalkıp Yixing’e yürüdü. ‘Bugün barback olarak içki servisi yapacaksın, ya sonraki ay?’ Wufan durdu. Yixing, Wufan’ın gözlerine bakarak bekledi.
‘Gelecek ay vücudunu servis eden biri olacaksın.’ Wufan sözlerini bitirdi.
Yixin’in ağzı şaşkınca açıldı. Sert sözler yüzünden gözleri bulandı. Wufan onu hayal kırıklığına uğratmıştı. Kalbi parçalandı.
‘Wufan, fakir olduğum doğru ama yine de gururum ve onurum var. O kadar ucuz değilim ben.’ Yixing’in sesi titrek çıktı.
‘O zaman orada çalışmayı bırak. İstemesen bile, er ya da geç bunu yapacaksın. İnsanlar neden senin seçtiğin meslekler seçer anlamıyorum. Gerçekten vücudunu satmak istiyor olmayasın?’
‘Sen anlamazsın Wufan, para içinde yaşıyorsun. İstediğin her şeyi almak senin için çok kolay.’
‘En azından benim gibi insanlar doğru şeyler yapıyorlar.’ Wufan ciddi bir şekilde tekrar konuştu.
Yixing döndü ve daireden çıkmaya başladı. Akan gözyaşlarını sildi.
**Asla beni anlamayacak.**
Wufan’ın arkadaşları sessizce izledi. Ne tepki vereceklerini bilmeden.
‘Çok sert davranmadın mı?’ Sehun, Yixing gözden kaybolduktan sonra sessizliği bozdu.
‘Sadece orada çalışmayı kesmesini istiyorum.’ dedi Wufan tekrar otururken.
‘Doğru olan bu. Kulüpte çalışmak güvenli değildir.’ Ekledi Suho.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
O geceden sonra Yixing, Wufan’ın evine gitmedi. Wufan’ın yüzünü görmek istemiyordu. Ona söylediği sözler hala anılarında tazeydi. Yixing’in en nefret ettiği insan…
Yixing o geceden sonra çok fazla gülümsemedi. Evde olduğu zamanlar kendini odasına kilitliyordu. Neden bilmiyordu fakat hayatının geri kalanında Wufan’ı görmek istemiyordu.
-----------------------------
‘Yixing, patron seni çağırıyor.’ Dedi bardağa içki dökmekle meşgul olan Henry.
‘Tamam.’ Yixing gülümsedi ve patronunun odasına yürüdü.
Yixing kapıyı çalış odaya girdi. ‘Henry beni görmek istediğinizi söyledi.’
‘Evet, evet. Beni takip et. Aslında birisi bu gece ona eşlik etmen için bana para ödedi ve… bu yüzden ona hoş davran.’
Bunu duyunca Yixing’in gözleri genişledi. Wufan’ın sözleri beyninde yankılandı.
**Sakın bana…**
**Wufan’ın dedikleri doğru muydu?**
‘Hayır, hayır bunu yapmam.’ Yixing reddetti ve arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı.
‘Hayır, yapmak zorundasın.’
Patronu kolundan tuttu ve yürüyüşünü durdurdu. Odaya doğru çekildi.
‘Lütfen efendim. Bunu yapmak istemiyorum. Lütfen, yalvarıyorum.’ Yixing’in gözleri ıslanmaya başladı.
**Wufan.**
**Yardım et bana.**
Odanın önüne geldiler.
‘Şimdi, gir içeri.’ Adam kapıyı açıp Yixing’i itti.
‘Efendim, lütfen.’ Yixing ağlıyordu. Korkuyordu. Wufanın dediklerinin gerçeğe dönmesinden, bir fahişe olmaktan korkuyordu.
Döndü. Oda karanlıktı.
Kendini yüreklendirip odaya yürüdü. Yatakta duran siyah bir ceket ve kıravatı görünce durdu. Bu Wufan’ı hatırlatıyordu. Neden bilmiyordu ama aslında Wufan’ı özlemişti. İnkar edemedi.
Sonra tekrar yürüdü.
Biri ona saldırıp duvara yapıştırdığında Yixing bağırdı.
‘Hey, görüşmeyeli uzun zaman oldu.’ Fısıldadı.
Sesi duyduğunda Yixing’in gözleri genişledi. Şu an olan şeyle donakalmıştı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder