Small Grey Outline Pointer

24 Kasım 2013 Pazar

Project Partners 5. Parça



Çeviren : Nymph


Kai Chanyeol, Baekhyun, Kris, Tao, ve Sehunla birlikte okuldan çıktı. Hepsi Kyungsoonun sözlerine ve dağılmış yüzüne gülüyorlardı.

“Yarın antreman var unutmayın !” Sadece ikisi kaldığında Sehun Kaiye el salladı. Kai başını salladı ve evine koştu. Çabucak cama gitti ve Sehuna baktı. Evine girdiğinden emin olduğunda, ön kapıyı çarparak çıktı ve olabildiğince hızlı geri okula koştu.

“Çok özür dilerim.” diye fısıldadı Kai kendine tekrar tekrar. Kendine yalan söylemeye devam etti, Kyungsoonun onun özrünü kabul edeceğine kendine inandırmaya çalışıyordu. Çatıya geri çıktığında, Kyungsooyu kenarda ayaklarını aşağı sarkıtmış otururken buldu. Kai etrafa baktı ve sahibinden fazla uzakta olmayan çantayı ve ağzı açılmış pembe bir yemek kutusunu gördü.

“Ne yapıyorsun burda ?” diye sordu Kyungsoo arkasını dönmeden.
“Burda olduğumu nerden bildin?” şaşırdı Kai.
“Ayakseslerin fazla sesliydi.” diye cevapladı Kyungsoo.



Kai Kyungsoonun yanına oturdu, aralarında yemek kutusu. Sonradan farketti Kyungsoonun evlerinçatılarına bakarken sendviç yediğini.

“Senin için de bir tane yaptım.” dedi Kyungsoo hala Kaiye bakmayarak.
“Gerçekten mi ?” güldü Kai ortamı yumuşatmaya çalışarak.
“Bunun bir şaka olduğunu falan mı düşünüyorsun ?!” bağırdı Kyungsoo, şimdi yaşlarla dolu kırmızı gözleriyle direk Kainin gözlerinin içine bakıyordu. “Hepsi senin planın mıydı ?! Beni kendine daha fazla aşık edecektin, böylece herkesin önünde beniaşağılayabilirdin değil mi ?!”
“Özür dilerim.” Kai kendinden utanarak aşağı baktı.
“Evet, çok yardımı dokundu !” bu sefer Kyungsoo güldü, ama keyifli bir gülüş değildi elbet.
“Korkmuştum tamam mı ? Beni tehdit ettiler.” dedi Kai usulca.
“Oh ve benim ne hissettiğimi düşünüyorsun ?!” yine patladı Kyungsoo. “Sen de herkes gibisin ! Kimse kendini benim yerime koymuyor ! Sadece benim. Karnıma tekme atılırken korkmadığımı mı sanıyorsun ?! Biri gözünü morartırken bunun bir parkta yürümek gibi mi olduğunu sanıyorsun ?! Bir gün gelecek ve yaralarım yüzünden öleceğim diye düşündüğümde korkmadığımı mı sanıyorsun ? Gözümdeki morluklar yüzünden göremeyeceğim günü düşündüğümde ?!”
“Ben senin kadar güçlü değilim....”
“Herkesin farketmesi gereken de bu ya zaten ! Herkesin düşündüğü kadar güçlü olmadığımı ! Güçsüzüm ! Zayıflıklarım var, kimse bunlarla ilgilenmiyor !”

Bununla birlikte Kyungsoo kalktı,tek bacağı üzerinde topallayarak. Çantasını aldı ve çıkışa yöneldi.

“Haklıydın.” dedi Kai, Kyungsoo çıkmadan önce. “Ben bir faggotım.”
“Ben o kelimeyi kullanmıyorum. Sen sadece gaysin. Sandviç kalsın.”

--


“Chanyeol ve Baekhyun cidden kontrolden çıkmaya başladılar.” dedi Sehun Kaiye, ertesi günün okul çıkışı dolaplarının ordaydılar.
“Ne demek istiyorsun ?” diye sordu Kai, dolabındaki pembe yemek kutusuna bakarak.
“Bugünokul çıkışı D.O yu avlayacaklarını söylediler.” dedi Sehun Kaiye bakarak, dolabında neye baktığını görmeye çalıştı, ama tek gördüğü pembe birşeylerdi.

“Ne ?! Nerde ?!”
“Onu okuldan uzak bir yere götüreceklerini söylediler.” omuz silkti Sehun , şimdi kuşkulanmaya başlıyordu. “ondan hoşlanıyorsun ... değil mi ...?”
“Ne ? Hayır ! Neden böyle düşündün ki ?” gergince güldü Kai, apaçık yalan söylediğini örtmeye çalışıyordu.
“Dün seni okula geri koşarken gördüm.” dedi Sehun. “Bak buna karşı değilim, onu korumalısın.”

Bu Kaiyi harekete geçirmeye yetmişti, karırını vermek için yakın arkadaşından bir moral konuşması yeterliydi. Herkese asıl benliğini gösterecekti. İnsanlara asıl Kim Jongini gösterecekti. Erkeklere ilgi duyduğunu gösterecekti. Herhangi bir erkeğe karşı değil, Do Kyungsooya. D.O. ya değil, Kyungsooya.

Kalabalığın arasından Chanyeolun çıkışa giden bedenini kolaylıkla seçti, ve peşine takıldı.

“Yah ! Park Chanyeol ! Kes şunu !” diye bağırdı. Birden herkesin ilgisi koşan ikiliye takıldı. Bağırması işe yaramamıştı. Küçük bir figürün ardından koşan uzun çocuk 5 adım kadar önündeydi. Kai, yüzü korku dolu Kyungsoonun koşabildiği kadar hızlı koştuğunu gördü.

Onu kurtarmak zorundayım. Sözümü tutmak zorundayım.

Üçlü okuldan çıkıp şehrin daha kalabalık kısmına ilerledi. Kyungsoo atletik olmadığı için hızı yavaşlıyordu, ve Chanyeolun yüksek sesli memnun gülüşü cesaretini kırıyordu.


“Kyungsoo ! Koşmaya devam et ! Koşmaya devam etmek zorundasın !” diye bağırdı Kai hala takım arkadaşını yakalamaya çalışıyordu.
“Kimi kandırıyorsun sen, seni gay faggot. Benden kaçamazsın !” diye bağırdı Chanyeol Kainin cesaretlendirici sözlerini duyduktan sonra.

Kyungsoonun başı dönüyordu, nefesi kesiliyordu,bacakları yanıyordu, ve görüşü buğulanmaya başlıyordu. Tek düşünebildiği “uzaklaşmalıyım” “koşmaya devam etmek zorundayım” dı.

Chanyeol takılıp düştüğünde, sonunda Kai kolundan tuttu.

“Derdin ne senin ?! Siktiğimin sorunun ne ha ?!” diye bağırdı Kai uzunun çenesine bir yumruk atarak. Chanyeole tekme attı, sonunda hıncını alıyordu, ardından sertçe karnına geçirdi.


“EVLAT ! NE YAPIYORSUN ?! DUR ! KIRMIZI IŞIK ! DUR !”
Kai Kyunsooya bakmak için Chanyeolun bedenini bıraktı ve yere düştü.

“KYUNGSOO ! HAYIR DUR !”

Çok geçti.

“BİRİ 119U ARASIN !”

--


Kai ileri yürürken elindeki çiçek buketini tutuyordu. Alt dudağı titriyordu , ve gözleri çoktan yaşlarla dolmuştu.

“Bir süredir gelmiyordum,” diye konuştu Kyungsoonun önünde durduğunda. “İyiydim. Projemizden harika bir not aldık. Sen neler yapıyorsun ? Beni izliyor musun ?”

Kai buketi yere bıraktı ve yanına uzandı.

“Seni çok özlüyorum. Biliyorum gidişin benim hatam. Sana sebep olduğum bütün acılar için özür dilerim. Hatalıydın Do Kyungsoo, sen güçsüz değildin. Bu gereksiz nefretle dolu dünyada tanıdığım en güçlü insandın. Senin kadar güçlü olabilmeyi isterdim. O çok belirgin olan şeyi sana hiç söylemediğimi farkettim bugün. Seni seviyorum Do Kyungsoo.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder