Çeviri: Phantaso
Special Thanks to: Milky Maknae
Beautiful Disaster 19.Bölüm
‘Evet, benim. Neyse ki hala hatırlıyorsun beni.’ Kibirle
daireye yürürken konuştu Seohyun.
‘Otur sen. Kahve yapayım. Wufan birazdan çıkar.’ Dedi
Yixing, aceleyle mutfağa giderken.
**Bu da ne? Burada ne arıyor?**
‘Xingxing kim—‘ Wufan kanepede oturan tanıdık kişiyi görünce
sözü yarıda kaldı.
‘Seohyun?’
Ardından Yixing oturma odasına girdi ve sehbaya iki fincan
bıraktı.
Wufan ona baktı. İlk gecelerinde kötü bir şeyler olacak diye
endişeliydi. Yixing sadece ona gülümsedi ve yürüdü.
‘Ben duş alacağım.’ Dedi Yixing, Wufan’ı geçerken.
Wufan kapının kapanma sesini duyunca Seohyun’a yürüdü.
‘Ee, evlilik nasıl Wufan?’
Wufan iç çekti ve Seohyun’un yanına oturdu.
‘Bu da ne? İlk gecende seni rahatsız ettim diye mi
kızgınsın?’ Seohyun, Wufan’ın iç çektiğini duyunca üzgün hissetmişti.
‘Madem biliyorsun neden buradasın?’
Seohyun, Wufan’ın sözleriyle kaşlarını çattı. ‘Ben senin kız
arkadaşınım Wufan. Unuttun mu?’
‘Daima hatırımda fakat ben artık evliyim. Unuttun mu?’
Wufan, Seohyun’u alaya aldı.
‘Bu da ne şimdi Wufan? Beni sevdiğini sanıyordum.’
Seohyun’un sesi çatlamaya başladı.
‘Seviyorum zaten.’
Yixing kapalı kapının ardında öylece durup onları
dinlemişti. Konuşmaya kulak misafiri olmak istemese de sonuçta artık Wufan’ın
karısıydı. Onların ne konuştuğunu bilmesi yanlış değildi ama bu onu sadece
öldürdü. Oda oksijen doluydu ama o nefes alamıyordu. Yixing banyoya yürüdü,
daha fazla onları duymak istemiyordu. Yixing vücudunu yıkadı ama saçına
dokunmadı çünkü kayınvalidesinin evine gitmeden önce kendini temizlemişti.
Wufan ve Seohyun sessiz kaldılar. İlişkileri ve gelecekleri
hakkında kara kara düşünüyorlardı. Kahve hala masadaydı ve soğumuştu. Seohyun,
Wufan’a doğru ilerledi.
Yixing eşofmanlarını giyip kapıya doğru ilerledi. Onların ne
yaptığını merak ediyor ve hiç ses duyamıyordu. Çok sessizdi. Yixing hiç ses
çıkarmamaya dikkat ederek kapıyı açtı. Bir kez daha bu hareketi ona zarar verdi
ve derinden yaraladı. Oturma odasındaki aşk kuşlarının dudaklarının arasında
santimler vardı, birisi onun kocasıydı ve bugün onların ilk geceleriydi. İyi
ama neden Wufan orada, başka bir kızı öpüyordu?
Yixing buna katlanamadı. Kapıyı tekrar dikkatle kapattı ve
gardıroba yürüdü. Kendine zarar veren şeyleri düşünmemeye çalıştı.
Seohyun’un onu öpmeye çalıştığını fark eden Wufan, onu itti.
‘Ne yapıyorsun Seohyun?’
‘Ne? Erkek arkadaşımı öpmem yanlış mı?’ Seohyun’un sesi
yükseldi ve ayağa kalkıp çıktı.
Wufan’ın dili tutuldu. Seohyun haklıydı, onu öpmesinde bir
yanlış yoktu. Ama… Yixing onun karısıydı artık. Yixing ile evliydi. Ama yine
de, Seohyun hala onun sevgilisiydi. Wufan’ın aklı tamamen karışmıştı.
Soehyun’un gidişini izledi ve kafası öne düştü. Tüm bu dramalar yüzünden çok
yorgun bir hayatı vardı. Neden o da diğer insanlar gibi mutlu olamıyordu?
Neredeyse gece yarısı olmuştu ve Wufan eşini unutmuştu.
Wufan’ın vücudu ısındı, artık dayanamazdı. Yixing ile coşma zamanıydı. Böylece
Wufan odasına doğru yürüdü, oda karanlıktı.
*Çoktan hazırlandı falan mı?*
Wufan arkasından kapıyı kapattı ve kilitledi. Odaya doğru
yürüdü ve yorganıyla yastığını kucaklamış Yixing ile karşılaşınca şaşırdı.
‘Onlarla ne yapıyorsun bücür?’ Wufan şaşkınlıkla sordu.
‘Seninle yatmayacağım. Yarın tüm elbiselerimi alırım.’ Dedi
Yixing kabaca ve Wufan’a bakmadan.
‘Ne?’ Wufan’ın kaşları çatılmaya başladı.
‘Evet, seninle yatmayacağım.’ Dedi ve gözlerini devirdi,
ardından kapıya yürüdü.
‘Hayır, gidemezsin. Bu gece benimle yatacaksın. Ayrıca bu
bizim ilk gecemiz.’
Yixing onu tamamen yok sayarak odayı terk etti. Yixing bunu
yapmak istemiyordu. Wufan’ın moralini bozmak istemiyordu ama katlanamıyordu da.
Biraz önce oturma odasında Wufan’ın yüzünü görmüştü.
Onu çeken güçlü bir el hissedince Yixing bağırdı. Wufan
olduğunu biliyordu ama Wufan’ın bunu yapmasını beklemiyordu.
‘Gel buraya hemen!’ Wufan bağırdı.
Yixing, Wufan’ın yüzüne bakmaya korkuyordu. Ama Yixing’in de
bir gururu vardı.
Yixing bedenini geri çekti ve ona gelen Wufan’ı durdurmaya
çalıştı. ‘İstemiyorum dedim!’
Wufan duyduğu şeyle şaşırdı ve gözleri genişledi. Yixing’in
kolunu bıraktı.
‘Beni zorlama.’ Yixing alçak sesle ekledi.
‘Dinle. Sen benim karımsın ve sana benimle yatmanı
söylüyorsam itaat etmelisin. Bu kadar mı zor?’
‘Neden? Benimle seks yapmak mı istiyorsun Wufan huh? Daima
karınmış gibi davranmamı istiyorsun ama ya sen? Gözümün önünde başka bir kızla
koklaşıyorsun. İnsanlar sadece sevdiği kişilerle seks yaparlar ve sen beni
sevmiyorsun.’ Patladı Yixing ve sesinden öfke akıyordu. ‘Ne bu Wufan?’
Wufan donakaldı, Yixing’in bunu gördüğünü bilmiyordu.
‘Evet, insanlar sevdikleriyle seks yaparlar. Ama hatırlarsan
biz evliyiz ve sen bana aitsin. Sana her şeyi yapabilirim ve sen bana itaat
etmek zorundasın.’
‘Neden Seohyun’u öptün o zaman? Onunla evli değilsin ve
tamamen sana ait sayılmaz.’
‘Hayır, onu öpmedim!’ Wufan öfkelenmişti. İnsanların onu
yapmadığı bir şeyle suçlamasından hoşlanmazdı.
‘Umrumda değil. Aşk meşk işlerinle ilgilen ve diğerlerine
teklif et. Bunun sadece sahte bir evlilik olduğunu biliyorum ama en azından
bana biraz saygı duy da başka bir yerde yap bu işi.’
‘Yani hala bana inanmıyorsun? Hala onu öpmediğime
inanmıyorsun. Sadece yaşananların yarısını görmüşsün, onu ittiğimi görmemişsin.
Şimdi de yapmadığım bir şey için beni suçluyorsun. İyi o zaman. Defol odamdan.
Ve eğer istersen evimden de defolabilirsin.’ Wufan her şeyi dışarı fırlattı ve
odasına yürüyüp kapıyı sertçe çarptı.
Yixin sıkıca yastıklara sarılıp boğazına kadar gelen
hıçkırıklarını tuttu.
Yixing yaralı bir kalple diğer odaya yürüdü. Bugün ilk
geceydi ve bir kavgaya dönüşmüştü.
---------------------------------------------------------------
Yixing biraz geç uyandı. Dün Wufan ile kavga ettiğinden
yorgundu. Düşünmekten uyuyamamıştı. Kendini biraz suçlu hissediyordu. Belki de
gerçekten Wufan’ın hatası değildi ve bunun yüzünden birden duygulanıp
kıskanmamalıydı.
Wufan’ın ne yaptığını görmek için onun odasına gitti ama
evde yalnız olduğunu fark etti. Wufan’ın evrakları yoktu, çoktan ofise
gitmişti. Yixing, Wufan’ın izinli olduğunu biliyordu, şimdi Wufan ondan kaçınıyordu.
**Kahvaltı yaptı mı yapmadı mı?**
Yixing ev işlerini yapmaya başladı ama aklı dün gece
olanlardaydı. Annesine, ilişkileri böyleyken akşam yemeğine gelemeyeceklerini
söyledi. Bu problem Yixing’in moralini bozuyordu. Tamamen Yixing’in suçu
değildi ama bir şekilde Wufan aşırı tepki veriyordu. Bu kadar şeyi düşündükten
sonra Yixing yemek yapacak psikolojide değildi.
Hiç havasında değildi. Yixing sadece öğle yemeği yapmıştı, akşam için
hiçbir şey yapmadı.
Wufan dokuz gibi eve gelip doğrudan odasına yürüdüğünde,
Yixing mutlu mutlu televizyon izliyordu. Yixing banyodan gelen su seslerini
duyabiliyordu ve ilişkilerini düzeltmek için hiçbir şey yapmamıştı henüz. Hepsi
Wufan’ın suçuydu, yani Wufan ondan özür dilemeliydi. Yixing elinde çereziyle
mutlu bir şekilde drama izlerken, Wufan’ın mutfağa girdiğini gördü.
**Mutfakta ne yapıyor?**
Yixing kalktı ve mutfağa yürüdü, Wufan’ın masada oturduğunu
görebiliyordu.
‘Bugün yemek yapmayacağım.’ Dedi sertçe.
Wufan biraz güldü. ‘Dün gece benimle yatmak istemedin, şimdi
de yemek yapmayacağım diyorsun. Sıradaki ne huh?’ sordu Wufan, ona dönerek.
Yixing cesaretinin kırıldığını hissediyordu.
‘Şey- Şey-‘
‘Ne? Belki de benim hatam olduğunu düşündüğümden özür
dilemek istiyordum ama sen çok ileri gidiyorsun. İşten yorgun eve geldiğimde
selamlamadın bile ve şimdi akşam yemeği bile yapmamış, drama keyfi sürüyorsun.
İyi o zaman. Eğer gerçekten böyle olmasını istiyorsan, tamam.’ Dedi ve odasına
yürüdü Wufan.
Yixing kendini o an dünyadaki en kötü kişi gibi hissetti.
Böyle yapmak istememişti ve Wufan’ın böyle olacağını hiç düşünmemişti. Wufan
onu yalnız bıraktığından, hiçbir şeyi açıklayamadı.
Ertesi sabah Yixing özrünün bir göstergesi olarak, Wufan
için özel bir şeyler pişirmek amacıyla saat altıda kalktı. Ama şans ondan yana
olmadığından, Wufan mutfağa, mutfak masasında bekleyen Yixing’e bakmadan sertçe
kapıyı çarparak evden çıktı. Yixing ağlamak istiyordu, göz ardı edilmekten
hoşlanmamıştı. Şimdi Wufan’ın ne hissettiğini anlamıştı.
Bir hafta geçmişti ama Wufan Yixing’i hala görmezden
geliyordu. Yixing’in pişirdiklerini yemedi ve genç olan onunla konuşmaya
çalıştığında yüzüne bakmadı. Hatta ofisine yemek götürdüğünde bile, çoktan
yediğini söyledi ve Yixing yemekleri geri getirmek zorunda kaldı. Her akşam
yemeğinde, Wufan ya direk odasına gidiyor ya da Yixing beraber yemelerini
söylediğinde ona sesini yükseltiyordu. Belki Wufan yorgundu ve Yixing bunu
kabul edebilirdi.
Yixing iştahını kaybetmişti ve belki bu yüzden kilo vermiş
olabilirdi. Ama Yixing yine de pes etmedi. Akşam yemeği için Wufan’ın en
sevdiği 8 yemeği yaptı. Yixing, Wufan’a yemek yapmak için mutfakta 2 saat
geçirdi. Artık onun veya Wufan’ın hatası olmasını umursamıyordu. Sadece aradaki
buzları eritmek istiyordu. Teslim olup özür dileyecek tek kişi olsa da sorun
değildi, yapacaktı.
-Wufan’a-
Özür dilerim. Sevdiğin yemekleri yapacağım, lütfen eve erken
gel.
Saat on olmuştu ve Wufan ortada yoktu. Yixing öylece yemek
masasında bekledi. Bütün yemekler çoktan soğumuştu ve karnı gurulduyordu.
Yixing tüm kalbiyle Wufan’ın onu affetmesini ve önceki gibi birlikte
yiyebilmelerini diliyordu.
Wufan eve 11.00 gibi geldi ve neredeyse 4 saat boyunca
beklemek zorunda kalmış olsa bile Yixing mutlu olmuştu. Yixing Wufan’ı
karşılamak için kapıya koştu ve onu gördüğünde sevimlice gülümsedi.
‘Yiyelim hadi. Çoktan soğudu bile.’ Dedi Yixing neşeli bir
şekilde.
Ama Wufan görmezden geldi. Genç olana bakmadan odasına
yürüdü. Yixing ardından takip ederek durması için kolundan tuttu ama Wufan
kolunu sertçe çekti ve kapıyı kapadı. Yixing kendini dindirmeye çalıştı.
Gözyaşlarını tutmak için elinden geleni yapıp kapıya yürüdü ve usulca çaldı.
‘Wufan senin için yemek yaptım. Yiyelim hadi.’ Dedi alçak
bir sesle.
Hiçbir ses alamayınca kapıyı tekrar çaldı.
‘Wufan.’ Seslendi ardından.
‘Senden yemek yapmanı istemedim, hepsini kendin ye.’ Dedi içeriden,
Yixing’in kapıyı çalmasından rahatsız olmuş bir şekilde.
Yixing daha fazla dayanamadı. Gözyaşları patlak vermek
üzereydi artık. Daha fazla tutamadı. Wufan tarafından böylesine yok sayılmak
istemiyordu. Bir hafta geçmişti ve ilişkileri iyiye gitmek şöyle dursun, daha
da kötüye gidiyordu.
‘Burada bekleyeceğim seni.’ Dedi Yixing, hıçkırıklarını
zorla yutmaya çalışarak.
Gözyaşları yanaklarından akıyordu. Wufan’ın çıkması ve
beraber yemek yemeleri için kapının önünde bekliyordu.
‘Wufan, ben açım. Yemek yiyelim.’ Tekrar seslendi Yixing
yavaşça.
Yixing’in yüzü gözyaşlarıyla ıslanmıştı. Yağmur misali akan
gözyaşlarını sildi Yixing, Wufan’ın onu böyle görmesini istemiyordu ama çoktan
kontrolünü kaybetmişti. Ağladığını belli eden bir ses çıkarmamak için elinden
geleni yaptı.
‘Saatin kaç olduğunu görmüyor musun? Ayrıca uyumak istiyorum.
İstediğin bu değil miydi? Hayatımı zorlaştırmayı kes. Defol ve seslenip durma
bana.’ Bağırdı Wufan.
Yixing hala kıpırmamıştı. Wufan’ın ona söyledikleriyle düşen
gözyaşlarına rağmen orada durmaya devam etti. Kafası önüne düştü. Ayakları
yoruluyor ve hissizleşiyordu.
Wufan kapının ardından Yixing’in gölgesini görebiliyordu.
‘Psstt neyi var bu adamın? Beni rahatsız ediyor.’ Wufan
homurdanarak kapıya yğrğdğ ve açtı. ‘Anlamıyor musun? Beni rahatsız ediyorsun.
Git buradan.’ Yixing başını eğik tutmaya devam etti.
‘Benim sinirlerimi ayağa kaldırıyorsun Zhang Yixing!’
Yixing kafasını kaldırdı ve Wufan’ın bakışlarını yakaladı. Ona
zayıf bir şekilde gülümsedi. Wufan hayretler içinde kaldı. Kalbi patlayacak
gibiydi ve kendini dünyanın en kötü piçi gibi hissediyordu. Gözleri önündeki
yüzde kaldı.
‘Özür dilerim.’ Yixing tekrar özür diledi ve tutmaya
çalıştığı gözyaşları akmaya devam etti.
‘Özür dilerim Wufan.’ Yixing burnunu çekti, tamamen alt üst
olmuş durumdaydı. ‘Lütfen affet beni.’ Dedi tekrar, düşük bir sesle.
Wufan, Yixing’in böyle olacağını hiç düşünmüyordu. Wufan
kötü bir şekilde ağlayan çocuğun kolundan tutup sıkıca sarıldı.
‘Sorun yok bebeğim. Seni böyle ağlatmak istememiştim. Özür
dilerim.’
Yixing hala gözyaşlarını tutamıyordu vebi haftanın yükü
uzaklaşıp gitmişti, Wufan iyi olduğu için artık sorun yoktu.
Wufan genç olanı yatıştırmayı deneyerek saçlarını okşadı.
‘Üzgünüm Yixing, gerçekten üzgünüm. Sadece bana inanmanı
istemiştim. Seni incitmek istemezdim.’ Dedi tekrar Wufan ve Yixing’i alnından
öptü.
Yixing gözyaşları akmayı kesince Wufan’ı itti ve ona
gülümsedi. Gamzesi yanağında açıkça belliydi ve gözleri şişmişti.
‘Yemek yiyelim.’arkasından büyüğün elini tutup yürürken.
Wufan genç olana sadece gülümsedi.
Yixing kocasıyla beraber mutfağa ilerledi ama nedense
etrafındaki her şey hareket ediyor ve mutfak git gide uzaklaşıyordu. Gözleri
bulandı ve rastgele hareket eden her şey alt üst oldu. Dengesini kaybetmeye
başladı ve her yer karardı, hiçbir şey göremiyordu.
-----------------------------------------------
Yixing ertesi sabah uyandığında sersemlemiş hissediyordu. Kafasını
çevirdiğinde yanındaki sarışını gördü.
‘Wufan.’ Yavaşça seslendi Yixing.
‘Oh, uyanmışsın.’
Yixing başını salladı.
‘Neyin var senin? Doktor bitkin düştüğünü söyledi. Yeterince
yemek yemedin mi huh? Sana iyi bakmadığım için doktor beni azarladı.’ Dedi Wufan
endişeyle.
Yixing gülümsedi, her şey normale döndüğü için mutluydu.
‘Anneni ara, endişelenmiş olmalı.
‘Ona söyledin mi?’
-‘Mama, benim Xingxing’
--‘Xingxing? İyi misin? Doktor ne dedi?’
-‘Ah, bir şey yok, halsiz düştüğümü söyledi.’
--Gerçekten mi? Ben de torunum olacağını düşünmeye
başlamıştım.’
-‘Mama, ben erkeğim, tamam mı? Ve
henüz bir şey yapmadık.’
Wufan orada, ne konuştuklarını
merak ediyordu.
--‘Ne? Neredeyse iki hafta
geçmişken onunla hiçbir şey yapmadın. Neden Yixing? Neden? Söyle bana.’
-‘Henüz hazır değilim.’
--‘Böyle yapamazsın Yixing, bu
yanlış. Zavallı Wufan. İnsanların evlenme sebepleri bu. Sahte evlilik olsa da
yine de onunla evlisin.’
-‘Ama…’
--‘Hayır, git ve ondan özür dile.
Bu yanlış, tamam mı? Bu günahı işlediğinden tanrı sana kızgın olmalı ve seni
cezalandırmış olmalı. Sana dediklerini yapman gerek.’
-‘Tamam, tamam anne. Yapacağım.’
---arama sonu---
‘Annen ne dedi?’ Wufan merakla
sordu.
‘Hamile olduğumu düşünmüş, ne saçma
bir şaka.’
Wufan güldü.
‘Gülme.’
‘Tamam, tamam ama hamile olsan
iyi olurdu.’ Dedi ve gülüşünü kontrol etmeyi denedi.
Yixing bayıldığından beridir bir
hafta geçti. Ama Yixing hala annesinin ona seks hakkında dediklerini kafaya
takmış durumdaydı. O hazır değildi ama
biliyordu ki, evlenip daha samimi olduklarından beridir Wufan hazırdan da
fazlasıydı.
İkisi beraber Yixing’in favori
dramasını izliyorlardı. Yixing her gün izliyordu ve Wufan hiçbir şey
yapmıyordu, her gün televizyonu Yixing’ aitti.
‘Neden birkaç gündür garip
görünüyorsun?’ sordu Wufan, omuzları değecek kadar yakın oturan diğerine.
‘Huh? Ahh, bir şey yok.’ Dedi Yixing,
başka bir soru sormasından kaçınmayı deneyerek.
‘Emin misin? Öyleyse neden yüzün
kızardı?’ yüzünü işaret etti.
Yixing kapatmayı deneyerek
ellerini yanaklarına götürdü.
‘Ne? Söyle bana. Söz, kimseye
söylemem.’ Dedi Wufan Yixing’e eğilerek, böylece kulağına fısıldayabilirdi.
‘Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.’
‘Söyle gitsin.’ Wufan dikkatlice
ona baktı.
‘Annem bana söylediklerini
yapmamamın günah olduğunu söyledi ve dedi ki cezalandırılırmışım eğer…’
Wufan sırıt. Wufan onun ne demek
istediğini anlamıştı, daha önce Bayan Zhang ile telefonda konuşmuşlardı. Ama
açıkça Yixing’in ağzından duymak istiyordu.
‘Eeeveet, yani?’ şaşırmış gibi
göründü Wufan.
‘Gerçekten bunu yapmak istediğini
biliyorum.’ Yixing kızaran yüzüyle devam etti.
‘Neyi?’ Wufan masum rolünü
sürdürüyordu.
Yixing kucağına bakıp
parmaklarıyla oynamaya başladı.
‘Neyi Yixing?’
‘Bekaretimialabilirsin.’ Suratı gittikçe
kızarırken bir saniye içinde süper hızlı bir şekilde söyledi Yixing.
Wufan tekrar sırıttı. Beklediği
zaman gelmişti ve başlatan o değil Yixing’di.
‘Ne? Açıkça söyle. Anlamadım.’
Wufan rolüne devam etti.
Yixing başını kaldırdı ve oldukça
yakın olan Wufan’ın gözleriyle buluştu. Wufan’ın şaşkın yüzünü ve tekrar
etmesini beklediğini görebiliyordu.
Yixing yutkundu.
‘Sen… Sen…’
‘Söyle, bekliyorum Xingxing.’
‘Sen…’
Wufan genç olana bakmış, tüm
dünyayı onun yapacağı değerli sözleri söylemesini bekliyordu.
‘Bekaretimi alabilirsin.’ Yixing
açık ama alçak bir şekilde söyledi, Wufan’ın bunu duyabildiğinden emindi.