Small Grey Outline Pointer

24 Kasım 2013 Pazar

Project Partners 4. Parça



Çeviren : Nymph


Kyungsoo gözlerini açtı, hala ağrıyan karnı yüzünden inledi. Etrafına bakındı ve kendi yatağında olduğunu farketti, ve alarmı çalıyordu okul saati olduğunu söyleyerek. Buraya nasıl geldim ? Sordu kendine, sürünerek yataktan çıktı. Kyungsoo odasındaki boy aynasının önünde tshirtünü kaldırdı. Bütün karnı ve göğsü yaralarla kaplıydı, ama birinin onları temizleyip ilgilendiği belliydi. Yaralı yüzünde geniş bir gülümseme oluştu, bunu yapanın Jongin olduğunu farketti.

“Önemsiyor.” diye fısıldadı Kyungsoo kendine ardından yüzünü yıkamak için banyoya gitti.

Mutfağa geldiğinde, Joonmyun çoktan tostunu yiyordu. Küçük kardeşini gördüğünde gözleri parladı.


“Nasıl hissediyorsun ?”
“Vücudum acıyor, ama onun haricinde iyiyim.” Kyungsoo dişlerini göstererek gülümsedi.
“Dün seni buraya Kai getirdi.” diye açıkladı Joonmyun, küçük olan tostuyla birlikte yanına oturduğunda “aslında, onun hakkında yanlıştım. Belki , ihtiyacın olan odur.”
“Beni gerçekten önemsiyor.” gülümsedi Kyungsoo tostundan bir ısırık alarak, yanık olduğunun farkında bile değildi. Önemli değildi. Mutluluğu o an olacak kötü herşeyi önlüyordu.

“Ama yine de ona çok güvenme.” diye uyardı Joonmyun. Kyungsoo elini salladı ve yüzünde aynı gülüşüyle kahvaltısını bitirdi.

--

“Yah ! Kai !”
“Naber Chen?” diye sordu Kai döndü ve takım arkadaşıyla yüz yüze geldi. Chen en yakın arkadaşlarından biriydi. Kainin ki gibi neşeli bir havası vardı, okulda sorunlu olduğu kimse yoktu.

“Konuşmamız lazım.” Chenin sesi alışılmadık derecede ciddiydi. Kai başını salladı ve boş sınıfa doğru arkadaşını takip etti. Takımın nerdeyse bütün oyuncuları ordaydı, kaptan hariç. Bunun sonu iyi değildi.

“Naber çocuklar ?” sordu Kai sahte bir gülümsemeyle.
“Okul çıkışı Kyungsooyu taşıman hakkında duyduklarımız ?” diye sordu Kris Kaiye yaklaşarak. Kaşları çatılmıştı, bu Kaiyi biraz korkuttu.
“Yaralıydı, onu yalnız bırakamazdım.” kendini savundu Kai, gözle görülür bir şekilde yutkundu.
“Etrafta dolaşan bir dedikodu var...” katıldı Tao “ onun gibi olduğunla ilgili ”
“Nasıl onun gibi?”
“Sen bir fagsın.” diye belirtti Chanyeol ona kötü kötü bakarak. Kai ürktü. O kelimeden nefret ediyordu.
“Bütün okul futbol takımının adını kirletiyorsun.” Kris Kaiye daha da yaklaştı, artık gülümsemiyordu. “Faggotın abisinin takımda olması zaten yeterince kötü, sevgilisi de kalecimiz olamaz.”

Kai ne söyleyeceğinden emin değildi. Onu tehdit mi ediyorlardı ? Peki ya Kyungsooya verdiği söz ? Onu ne kadar kıracağının farkındaydı.

“Ne yapmamı bekliyorsunuz?” Kai ayakkkabılarına baktı.
“O fagden uzak dur.”

--
Kyungsoo elindeki pembe yemek kutusuyla gülümseyerek okul koridorunda yürüyordu, ona atılan bakışları umursamadan. Onları takmıyordu. Jongin ona değer verdiği sürece, diğerlerinin ne düşündüğü önemli değildi. O gün iki sandviç hazırladı böylece birini Kaiye verebilirdi, ne de olsa onun yemeklerini seviyordu.

Okulun batı kanadına gitti, Kainin dolabı ordaydı. Yemekhaneye gitmeden onu yakalamayı umuyordu, ve gidiş hızına bakılırsa, ondan önce yemekhaneye gidebilirdi bile.

“Ee eşli projen nasıl gidiyor ?” Kyungsoo uzaktan Oh Sehunun sesini duydu. Kainin çoktan dolabının orda olduğunu farkedince gülümsedi.
“Oh, tek başıma bitereceğim.” Kainin sesi Kyungsoonun kulaklarında yankılandı ve ayaklarını kilitlendi.
“Peki ya D.O?”
“Onunla takılmamı mı bekliyorsun ? Gayliği bana geçebilir.” güldü Kai, ve Sehununki de onunkine katıldı, Kyungsooyu daha da alçalttı. Yoğun koridorda öylece durdu, gözyaşları çoktan üzgün yüzünden düşüyordu.

Gerçek olamayacak kadar güzel olduğunu bilmeliydi. Hadi ama, okulun kralı onunla gerçekten arkadaş olmak isteyecekti. Nasıl bir salaktı ? Joonmyun haklıydı. Onu buraya çekiyordu, daha da alçaltmak için. Futbol takımının eğlencesi için miydi ?

Dönerek, Kyungsoo sessizce hıçkırarak kendi dolabına gitti.

--

“Hey çocuklar !” Kris son dersten çıkan Sehuna ve Kaiye el salladı.
“Naber ?” diye sordu Sehun büyüğe.
“Çocuklar benimle gelmelisiniz.” Kris güldü ve ikiliyi çatı katının merdivenlerine götürdü. Üçlü çatıya vardıklarında büyük kalabalığı gördü, hep bir ağızdan bağırıyorlardı.

“ Fag ! Fag ! Fag !”

Üçü kalabalığı yardı ve ortaya vardıklarında Chanyeolun yerdeki aciz bedeni tekmelediğini gördüler.

Kai yüzündeki dehşet ifadesiyle olanlara baktı. Devamlı, yardım için bağrınan ve sızlanan ses etraftan gelen gülüşmelerle ortamı dolduruyordu. Gözleri kurbanınkilerle buluştu ve kalbinin parçalandığını hissedebiliyordu. O ana kadar kimsenin gözlerinde böyle bir acı görmemişti. İçgüdüleri ona “Kesin şunu !” “Onlara durmalarını söyle !” “Bu yanlış !” diyordu ama o orda dikildi. Çaresiz Kyungsoonun acı çığlıklar atmasını izledi.

“Oh bak. D.O. Sevgilin geldi.” güldü Chanyeol Kainin yüzünü farkederek. Kyungsoo gözleri yaşlı ondan bir cevap bekleyerek Kaiye baktı. Ardından duydukları Chanyeolden yediği tekmelerden daha çok yaktı canını.

“Haha şaka yapıyorsun değil mi ? Sanki bir erkeği sevecekmişim gibi.”

Etraftaki kalabalık güldü. Kyungsoo başını sert asfalta bıraktı, gözlerini sıkıca yumdu, gözyaşları daha fazla akmasın diye. Ama aktılar. Tek tek alttaki zemini ıslattılar. O an tek istediği ölmekti. Chnayeolun son noktayı koymasını istiyordu.

“Hadi çocuklar, öğretmenler duyabilir, gitsek iyi olur.”

“Acınasısınız. Her biriniz. Özellikle sen..” Kyungsoo doğruca Kaiye baktı. “inandığın şeyi savunmak için fazla korkaksın. Bir sözü bozacak kadar ileri gittin. Piçin tekisin. Ve ne biliyor musun?”

Ortamda sessizlik vardı herkes şimdi Kyungsooya bakıyordu sonra Kaiye ve yine Kyungsooya. Kai yerdeki çocuğa baktı, ağzından çıkacaklardan korkarak.

“Sen bir faggotsın.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder