20 Kasım 2013 Çarşamba
Under Two Moons 11. Bölüm
Nymph
Kyungsoo etrafına dolanan sıcak kollara daha da sokulurken gözlerini araladı. Gül kokuları burnuna masaj yapıyordu. Yukarı bakıp bir çift güzel koyu kahverengi gözden önce gördüğü ilk şey önündeki göğüstü.
Neyseki yataktalardı çünkü bu gözler kalbinin tekleyerek atmasına neden oluyordu sendeleyip düşebilirdi.
“İyi uyudun mu ?” Kainin sesi Kyungsoonun hemen gülümsemesine neden oldu ardından başını salladı ve başını Kainin boynundaki boşluğa koydu. Sıcak ve yumuşaktı. Şimdi rahat olduğu kadar rahat olamayacağını düşündü. Kainin kolları arasında uyanmak en harika şeydi.
Kai kıkırdadı ve usulca Kyungsoonun saçlarını okşadı. “Seni ne kadar sevdiğimi söylemiş miydim hiç ?”
Kyungsoo daha geniş gülümsedi ve Kainin göğsüne daha da sokuldu. “Evet. Ama duymaktan sıkılmadım. Her gün, her saat, her gün, her saniye duymak istiyorum.
Ardından Kyungsoonun başı o rahat pozisyondan çıktı, şimdi o güzel gözlerin içine bakıyordu ve dudakları birbirini buldu.
Dudakları diğerinin yumuşak dokunuşu altında eridi. Öpücük güçlü değil, tatlı ve sevgi doluydu. Kyungsoo, Kainin kendininkilere bastırılmış dudaklarından sevgisini hissedebiliyordu.
Onun -
“Kyungsoo?” hemen yanından gelen ses uyandırdı Kyungsooyu.Gözlerini açtığında solunda Baekhyunu gördü. Yeşillikte arkadaşlarıyla uzanırken uyuyakalmıştı.
Kyungsoo içini çekti. Yine bu rüyalardan birini görmüştü. Kaiyi rüyasında ilk kez gördüğünden beri, bu ıslak rüyaları görmekten hoşlanmıyordu ( cinsel içerikli rüyalara wet dream diyorlar ) , durmuyorlardı. Nerdeyse sonraki her rüya Kaiyle iligiliydi ve bu onu korkutuyordu. Her sabah, bir hafta önce yanlışlıkla yaşanan,gerçek olan, öpücüğü düşünmesine neden oluyordu.
Kainin dudakları onunkilere dokunurkenki hisleri tekrar hissetmek istiyordu. Ama bunu istememesi gerekiyordu. Uyurken ona böyle bir şey yaptığı için ona kızgın olması gerekiyordu. Kai onu öptüğü için kızgın olması gerekiyordu. Bir hafta onu görmezlikten geldiği için Kaiye kızgın olması gerekiyordu. Ama ne kadar denerse denesin ona kızamıyordu.
Çünkü aslında Do Kyungsoo bu öpücükten hoşlanmıştı. Baya.
“Günaydın, gün ışığı.” dedi Baekhyun ve ona daha iyi bakabilmek için oturdu. “5 dakika sonra uyuyacak kadar yorgun musun ?!” başını salladı Baekhyun. “Ve bu arada, kendini daha çok kontrol etmelisin. Uyurken çokca Kainin adını inlemen hiçbirşeyi daha iyi yapmayacak.”
Kyungsoonun gözleri büyüdü ve kıpkırmızı olduğunu hissetti. “N-ne ?!”
Baekhyun sırıttı. “Haha, şaka şaka. Ama yaptığın şu ifade kesinlikle değdi.” Geri yeşilliğe uzandı ve Kyungsooya baktı. “Jonginden hoşlanıyor olabilir misin acaba ? Yani , bir arkadaştan öte olarak ? Son zamanlarda aklını baya meşgul ediyor gibi gözüküyor ve buralarda bile değil.Çünkü Jongin... sanırım sen de öpücükten zaten anlamışsındır, ama o cidden sana deli divane yanık.” Evet, Kai onu öptüğünde Kyungsoo bunu zaten anlamıştı. ( Başkası seni öptüğünde ne düşünürsün ki zaten?)
Kyungsoo yukarı gökyüzüne baktı. Bu soru son günlerde kendine çokca sorduğu bir soruydu ve cevabı bilmek istediğinden emin değildi. “Açık olmak gerekirse,” diye başladı ve iç çekti. “Gerçekten bilmiyorum. Bir arkadaşım olarak onu çok seviyorum, bu kesin, ama eğer dahası varsa...bilmiyorum. Etrafımda olduğunda gerçekten mutlu oluyorum. Beni çok güldürüyor ! Ve o sonunda aya olan takıntımı anlayan biri. Ve....”
Kyungsoo orda durdu. Rüyalarını ve Kaiyi tekrar öpme arzusunu Baekhyuna anlatsa mı emin değildi.
“Ve..? Hadi, durma ! İlginç olmaya başlıyor~” Kyungsoo Baekhyunu dürttü ve güldü. Çoktan başlamıştı....yani Baekhyuna karşı gevşemek işleri daha kötü yapacaktı çünkü Baekhyun ne istediğini öğrenmek için herşeyi deniyordu.
“Yani....Ben....ugh....Nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.” Ve güvenini toplamışken Kyungsoo yine gerildi ve kekeledi. Kendine ne olduğunu kendi biliyor muydu ki ? Kesinlikle hayır. Eee nasıl açıkayacaktı peki bu laneti ?!
“Kalbinden geçeni söylemen yeter.” Baekhyunun ses yumuşak ve sıcak oldu. Bu Kyungsooda kusma ve gülümseme isteği uyandırdı. Chanyeol böyle bir çocukla nasıl yaşayabiliyordu ?
“Kalbimden geçeni ? Pekala kalbim Kai her gördüğümde onu öpmemi istiyor. Onun göğsüne gömülmek ve sıcaklığına sığınmak istiyor. Tek istediğim onun dudaklarının benimkileri sevgiyle örtmesi. Onun sevdiği kişi olma düşüncesi aslında gayet hoş.” dedi Kyungsoo küçük bir gülümsemeyle ve sonra kimsenin olmadığı sağ tarafa baktı. “Ama bu doğru değil. İstediğim bu olmamalı. O benim en yakın arkadaşım. Dahası değil. Aklım onu görmezlikten gelmem gerektiğini söyleyip duruyor. İçimden gelen herşeyi aldırmamam gerektiğini.”
Birden Baekhyun yavaşça Kyungsoonun saçını okşadı, rüyasında Kainin okşadığı gibi, tek eksik olan Kai ona dokunuğunda oluşan ürpertiydi. “Sana bir şey söylememi ister misin ?”
Kyungsoo Baekhyunun anlatacaklarına ani bir istek duydu o yüzden bedenini ona döndürdü ve şimdi yüzünde küçük bir gülümseme olan Baekhyunla yüz yüzeydi. “Kyungie, Chanyeol ve ben çıkmaya başlamadan önce ben de böyle hissediyordum. Duygularımı içimde tutmam gerektiğini ve ona bir şey söylememem daha iyi olur diye düşündüm. Tabi aradaki tek fark sen 'onun' sana karşı nasıl hissettiğini biliyorsun. Şimdi bize bir bak. En iyi arkadaş ve 'sevgili'yiz. Ve eğer sana bir öneride bulunursam : Aklını dinlemeyi bırak. Bu tarz seçimler için en iyisi kalbin Eğer fazla düşünürsen, o zaman aklın karışabilir ve büük hatalar yapabilirsin. Sehun ve Luhandan, ben ve Chanyeolden daha iyi ol. Üstüne git ve konuş onunla.”
Bu son sözleriyle birlikte Baekhyun kalktı ve döndü, yürümeye hazırdı.
“Senin ya da Kainin bizim çektiklerimizi çekmenizi istemiyorum. Onun sana olan duygularını ister kabul et ister reddet, ona söyle. Yoksa depresyona girebilir ya da daha fazlası. Lütfen bu dediklerimi düşün, hm ?” ve ardından Baekhyun doğru Chanyeolun kollarına gitti. Kendini Chanyeolun göğsünü sokuşturdu, ikisi de çok mutlu gözüküyordu.
O kadar mutlulardı ki Kyungsoo kıskanmıştı. O da malum birinin kollarına yatmak istiyordu, sadece varlığıyla mutlu olmak. Ama arada aklı vardı. Çünkü bunun doğru olup olmadığından emin değildi. Belki hiçbirşey yolunda olmayacaktı ve Baekhyun yalan söylemişti ? Ya Kai ona aşık değilse, onu öpmesi sadece bir kazaysa ?
Durup kendini bir dinlediğinde biliyordu ki düşündükleri aptalcaydı.
Ama burda mutlu iki çiftle birlikte olmak canını sıkmıştı. O yüzden ayağa kalktı, diğerlerine el salladı ve eve yürüdü. Vardığında bütün düşündüğü kalbi ve Baekhyunun dedikleriyle. Bunları düşünmemeye yemin etti ama düşünmekten kendini alamıyordu.
Kyungsoo farkına varamadan, duvardaki saate baktığında akşamın 11i olduğunu gördü. Ve malum birinin sesini duyma duygusu hala aklındaydı o yüzden karar verdi – elleri onun rızası olmadan hareket ediyordu – telefonu çıkarttı ve Kainin numarasını tuşladı. Telefonu kulağına getirdi ve gelecek ses için bekledi.
1...
2...
3...
4...
....
Ve 10 saniye sonra bile hiçbirşey olmadı. Alışıldığı gibi.Kai, Kyungsooyla konuşma korkusuyla telefonu açmıyordu.
Sehun Kainin bugün yine kütüphanede çalıştığını söylemişti çünkü özel bir etkinlik için geceyarısına kadar açıktı. Bu yüzden orda olmalı, diye düşündü Kyungsoo. Ve farkına varamadan ayakları dışarıya yöneldi ordan da doğru kütüphaneye.
Asıl istediği neydi ? Onunla konuşmak ? Ne hakkında ? Öpücük ? İyi bir fikir değil. Sonucunda araları garip olabilirdi ve yine birbirlerini görmezden gelebilirlerdi. Bu yaşamalarını istediği son şeydi. Diğerini sevdiğinde görmezlikten gelmek yapılacak en iyi davranış değildi.
'Diğerini sevdiğinde'
Kyungsoo başını salladı ve yürümeye devam etti. Kyungsoo şu an aklındaki en büyk sorunu düşünüyordu. Neden Baekhyunun dediği gibi ona kalbinden geçenleri anlatmıyordu ki ? Kyungsoo hemencecik korktu ve bunu yapılacaklar listesinden sildi.
Kütüphaneye vardığında insanların grip çıktığını gördü. Geceyarısı insanların kütüphaneye geleceğini kim bilebilirdi ki ? Derin bir nefes aldı, aklının açılması için bekledi – ki bu hiç olmayacaktı – ve içeri girdi.
Kyungsoo sağa baktı sola baktı ama kalbini dengesiz bir ritme sokan malum kişiyi göremedi. Heryer ziyaretçilerle doluydu, çalışanlarla değil. Kyungsoo onu bu akşam bulma ümidini kaybediyordu ki oturma alanında onu gördü. Biri başını masadaki açık kitaba koymuş uyuyordu. O birini gayet iyi biliyordu.
Kyungsoo yavaşça Kaiye yöneldi ve tam önünde durdu. Nefesiyle birlikte göğsü inip kalkıyordu. Uyurken çok huzurlu gözüküyordu bu yüzden aynı zamanda seksi olması garipti. Kyungsoo bu düşüncesine güldü.
Ardından bakışları Kainin üstünde uyuduğu kitaba kaydı çünkü bir şekilde tanıdık gelmişti.Kyungsoo daha yakında bakmak için eğildi ve gördüğüyle şaşırdı. Jonginle kütüphanede ilk karşılaştıklarında eve götürdüğü kitabın aynısıydı. İki ay hakkındaki kitap.
Onun için mi çalışıyordu ?
Kainin hayatındaki en önemli şey hakkında – Baekhyun artık hayatındaki en önemli şeyin aslında Jongin olduğu konusunda şikayetçi olucaktı.- çalıştığı düşüncesi onun kocaman gülümsemesine neden oldu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder