Small Grey Outline Pointer

4 Kasım 2013 Pazartesi

Bu Adam Bir Canavar - 6. Bölüm 1. Part


Çeviren : Uniwlight~




6. BÖLÜM
1. Part


Jongin arabaya binerken utangaçca Wufanı selamladı.

“Nasılsın?” diye sordu Wufan, Jongin emniyet kemerini takarken o da gülerek sürmeye başladı.
Jongin hımladı. “İyi işte. Sen ?”
Wufan başını salladı. “Aynı. Ne yapmak istersin ? Aklında birşeyler var mı ?”

Jongin Wufana bakmak için başını çevirdi. Saçları yine geriye taranmıştı ve işten yeni gelmiş gibi bir hali vardı. “Uh, aklımda bir şey yok, seni rahatsız ediyor muyum ?”
“Hayır, hayır. Tabiki hayır. Benim evime gitmeye ne dersin ? Benimle birşeyler konuşmak istiyorsun gibi bir his var.” gülümsedi Wufan ve gözleri yoldayken Jonginin baldırını pat patladı.
Jongin yutkundu. “E-evet, senin için sorun yoksa.”
“Kesinlikle hiçbir sorun yok.” gülümsedi Wufan.
Jongin yine başını salladı, gereğinden fazla düşünmeli miyim diye aklından geçirdi.

“Suho benimle olmana bir şey demiyor mu ?”
“Ne ? Hayır, tabiki hayır!”
Wufan güldü. “Jongin, yalan söylemekte iğrençsin. Suho benimle olduğunu bilmiyor değil mi ?”
“Lüüüüüüütfeeeen beni geri gönderme!” yalvardı Jongin, ellerini birleştirdi ve Wufana en iyi puppy bakışını attı.
Wufan gözlerini devirdi ve boştaki eliyle Jonginin saçlarını karıştırdı. “Seni geri yollamayacağım.” içini çekti ama yinede sıkıntılı gözüküyordu.

Jongin pencereden dışarı bakarken alt dudağını ısırdı. Tabiki Wufan sıkıntılı gözükecekti, büyük olan Oydu, eğer ona bir şey olursa sorumlusu O olacaktı. Reşit miydi ki ? Jongin başını salladı. 'Düşünmeyi bırak, onunla konuşabildiğin sürece ya da sevi... herneyse. Sadece sıkıntılı bir durum olsa bile seni aldığı için ona teşekkür et.'

Jongin yine başını salladı. 'Ve kendinle bu kadar konuşmayı kes. Tanrım.'

Birkaç saniye Wufana baktı. 'O kadar da büyük değil, değil mi ? Dört yaş falan, sadece küçük bir yaş farkı.'

Jongin düşünürken dudaklarını büzdü, Wufan onun kendine baktığını yakaladığında garip bir şekilde gülümsedi.

'Sadece küçük bir yaş farkı. Ona bir bak, yürüyen sex tanrısı gibi --”

“Jongin,lütfen, bana böyle bakmayı kes.Beni hafiften ürkütüyorsun.” diyerek güldü Wufan.
“Uhmm, Ben --” Jonginin telefonu çaldı ve arayanın kim olduğunu gördüğünde dudağını ısırdı.

Wufan çabucak Jonginin ekranına baktı ve sızlandı.

“Telefonu aç.” diye emretti Wufan, apartmanın altındaki garaja park etti. Jongin ona karşı çıkmaya cesaret edemedi ve telefonu açtı.

“Hyung?” hemen cevapladı Jongin, Suhonun ona bağırmasını bekleyerek.
“Jongin ? Çok üzgünüm, ama bu akşam eve gelemeyeceğimi sana söylemem gerekiyor, arabam bir nevi mort oldu ve bir arkadaşım ücretsiz tamir etmeyi önerdi ama işin yarın biteceğini söyledi, yani burda sıkıştım.” dedi Suho, ve Jongin sesindeki suçluluğu duyabiliyordu.

“Hyung, sorun değil, merak etme.”
Suho rahatlamayla iç çekti. “Teşekkürler, Jongin. Dolapta kalan yemekler var, geçe kalma, tamam mı ?”
“Kalmam hyung, merak etme.”
“Ve Sehunu pataklama.”
“Ne ? Tabiki hayır ! Dikkatli ol,hyung!”
“Olurum. Yarın görüşürüz, sabah 11 gibi dönerim!”
Jongin gülümsedi ve hayırlı yolculuklar diledi, telefonu kapattı kocaman sırıtıyordu.

“Ne?” Jongin sırıtmaya devam ettiğinde kuşkuyla sordu Wufan.
“Suho hyung bu akşam evde olmayacak, yani eve geç gidersem haberi olmayacak.”

Wufan içini çekti ama yine de gülümsedi. Ailesiyle birlikte yaşarken elbet o da yapmıştıböyle şeyler.

“Güzeel, o zaman neden akşam kalmıyorsun ?” dedi Wufan arabadan çıkarken Jongine göz kırpıp hafiften mesaj vererek.

Jongin kızardı ama başını salladı.

“Rahatsız etmez miyim ?” diye sordu o da arabadan inerken.
“Tabiki hayır tatlım, etmediğini sana zaten söyledim.”

Jongin kocaman gülümsedi ve asansöre doğru Wufanı takip etti, sevinçle kollarını ona doladı ve kapılar açıldığında Wufan asansöre girerken o da arkasından sürüklenerek geldi, büyük onun bu davranışına güldü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder