Small Grey Outline Pointer

4 Kasım 2013 Pazartesi

Absolute Chanyeol | 2.Part - 3.Kısım



Çeviren: -Churrimy

Günler yavaş geçiyordu, Baekhyun bundan emin oluyordu. Üniversiteden geldikten hemen sonra ev ödevinin çoğunu yapıyor ve gününün geri kalanını Chanyeol’u Seul’ün dört bir yanına sürükleyerek geçiriyordu.

İlk durakları bir dondurma dükkanıydı. Baekhyun, Chanyeol’a en fazla top sayısını aldı, kasiyer inanamadı. Chanyeol bir top yerine tamamını birden deneyince, kasiyer afalladı.

“Tanıdını pek alamıyorum.” dedi Chanyeol, el ele sokakta yürürlerken. “Ama ağzımda iyi hissettiriyor! Wah, Baekhyunnie, yanağında biraz var. Senin için onu almama izin ver!”
Baekhyun bir elin yüzüne sürtmesini bekliyordu, yumuşak dudakların ve meraklı bir dilin değil. Chanyeol, Baekhyun’u iyi ve pembe olana kadar yaladı. Baekhyun çok sıkı tuttuğu için dondurması parçalanınca da güldü.
Çıkıyorlarmış gibi davranıyorlardı ve Baekhyun da hiçbir şey kelimelere dökülmemiş olsa bile öyle düşünüyordu.
Kelimelerin ötesine geçmişlerdi.

Parkta, Chanyeol başıboş bir köpeği kovaladı ve sonra yumuşakça Baekhyun’u yere yatırdı, ikisi de çimen ve gün ışığı kokana kadar yuvarlandılar. Baekhyun önceden başka biriyle bu kadar mutlu olabileceğini düşünemezdi. Chanyeol her yere koşmak ve her şeye dokunmak istiyordu; Baekhyun yasal olduğu sürece ona izin verdi.
Seul’deki en yüksek manzaralı yere gittiklerinde Baekhyun, Chanyeol’un geniş gözlerini ve parlak gülümsemesini görebildiği için buna değdiğini düşündü. “Uçmak havalı olmaz mıydı Baekhyunnie? Eğer ben uçabilseydim seni sırtıma alırdım ve tüm dünyayı gezerdik! Gördüğüm resimlerde çok güzel görünen New York diye bir yer var!”
Baekhyun yalnızca Chanyeol’un mutluluğunun artması için düşünmeden onu beş yıl içerisinde New York’a götüreceğine dair söz verdi.
Tüm şehrin etrafını koştular, hareketli şehirlerinin tüm yerlerini gördüler ve duydular. Chanyeol’un yüzünde arkadaşça bir gülümseme vardı. Bir ara da onun kendi türlerinden olmadığını bilmelerine rağmen üstüne tırmanıp, Chanyeol’u yeni arkadaşları ilan eden bir grup ortaokullunun saldırısına uğradılar.
“Senden gerçekten hoşlandılar.” Baekhyun en küçük kızlardan birinin Chanyeol’un elini tutup gitmesine izin vermemesine bakarak gülümsedi.
“Sanırım beni yanında tutmak istiyor!” dedi Chanyeol küçük kızın çenesini gıdıklayarak. “Selam ufaklık. Şimdi Baekhyunnie’yle gitmeliyim tamam mı? Evine, anne ve babanın yanına gitmelisin, bence onlar seni bekliyor!”
Küçük kız bakışlarını Chanyeol’dan ayırıp Baekhyun’a çevirdi. “Bu Baekhyunnie mi?”
Baekhyun beceriksizce el salladı.
“Evet, öyle! O benim…” Chanyeol gözlerini kırpıştırarak ağzını kapattı. “O benim… Aklıma onun için kullanılacak bir isim gerçekten gelmiyor, bu yüzden sadece direk söyleyeceğim, ufaklık.” Chanyeol gözleri küçük kızla aynı hizaya gelene kadar çömeldi, sırıtıyordu. “O sevdiğim kişi.”
Bir süre duraksama oldu sonra küçük kız anlayarak gülümsedi. “Onu çok sev olur mu?”
“Seveceğim.” diye söz verdi Chanyeol gizli bir gülümsemeyle.
Konuşmalarını duyabilecek kadar yakında duran Baekhyun, göğsündeki ağırlıkla gülümsedi. Kalbi, Chanyeol’un ona verdiği sevgiden dolayı çoktan büyümüştü, ama şimdi, onun sözleriyle biraz daha şişti.
Eğer kalbi çok büyürse, yakında nefes almak zorlaşacaktı.
~
Birlikte ilk banyoları Baekhyun’un her zaman hatırlayacağı tek şeydi. Chanyeol’un kıyafetsiz olmakla ilgili bir problemi yoktu ve küvete ilk adımı o attı, Baekhyun’un ona katılmasını bekledi.
Banyo yapmak Chanyeol için yemek yemek gibiydi: Bunu yapmaya ihtiyacı yoktu ama yine de yapmaktan zevk alıyordu, yalnızca Baekhyun’la olmak için. Baekhyun, boxerını çıkartırken Chanyeol’a gözlerini kapatmasını söylediğinde kendini birazcık aptal hissetti, ama çok fazla yer kapladığından dolayı küvette Chanyeol’un bacaklarının arasına oturunca daha da aptal hissetti.
“Baekhyunnie gerçekten kirli mi?” diye sordu Chanyeol, elleri Baekhyun’un uyluğunun üzerinde dinleniyordu.
“Daha bu sabah banyo yaptım, bu yüzden pek değil.”
“Yine de seni yıkayabilir miyim? Nasıl bir şey olduğunu görmek istiyorum.”
Birazcık kararsızlık, ve belki birazcık sıkılganlıkla Baekhyun Chanyeol’a sabunu ve lifi verdi. Sabun köpüklerinin soğuk dokunuşunu bekliyordu ama onun yerine sıcak bir dudak kulağının arkasını öptü.
Kızardı. “B-bu ne içindi?”
“Sadece… Bunu yapmak istedim. Daha… fazlasını yapmam uygun mu?
Baekhyun bunu çok da düşünmedi. Chanyeol ve dikkatli eli şimdi onun her santimetrekaresini yıkamak için hazırdı. Çünkü Chanyeol, Baekhyun için dikkatsizce bir şey yapmazdı. Baekhyun heyecandan çok tıkandığından konuşamıyordu, bir kere kafa salladı. İç çamaşırını üstünde bıraktığı için minnettardı.
Chanyeol, Baekhyun’un omuzlarına ve boynuna hafif öpücükler konduruyordu, önce lifi sırtına sürttü, sonra göğsünden karnına doğru aşağı indi. Chanyeol yanağına bir öpücük kondurup, onun şaşkınlıkla sıçramasına hafifçe kıkırdarken sıcak ıslaklıktan başka bir şey hissetmiyordu.
“Beni iyi yıkamıyorsun.” diye suçladı Baekhyun, sesini sinirli yapmaya çalışarak. Chanyeol, Baekhyun’un köprücük kemiklerine dolmuş damlacıkları yalayarak uzaklaştırırken sinirli olmak çok zordu.
“Seni dilimle yıkıyorum. Bu sayılır mı?”
Sayılmazdı, ama Baekhyun’un vücudu şikayet etmek için çok ağır ve sıcak hissediyordu. Suyu aralarına sıçratarak tekrar Chanyeol’un göğsüne yerleşti.
“Uykun mu var Baekhyunnie?”
“Biraz, su güzel ve sıcak.”
Küvetin diğer ucunda Baekhyun Chanyeol’un ayak parmaklarını kıpırdattığını hissetti. “Bu iyi bir sıcaklık.” dedi Chanyeol. “Teninin değiştiği rengi seviyorum. Baekhyunnie bir kiraza benziyor. Kirazlar da senin gibi tatlı mıdır?”
Baekhyun’un dudakları kıvrıldı. “Bazıları evet ama ben sadece ekşi kirazları severim.”
“ ‘Ekşi’nin nasıl bir tadı olduğunu bilmiyorum.” Chanyeol, ağzıyla Baekhyun’un vücudunun üst kısmını dolaşmaya devam etti, dili aniden yavaşladı. “Ama Baekhyunnie’nin nasıl bir tadı olduğunu biliyorum. Sanırım bu gerçekten emin olarak bildiğim tek tat.”
“Tatlı bir tadım mı var?”
“Tatlı ve sıcak. Dilimde seni hissetmeyi seviyorum, şimdi seni öpmemi durduramıyorum çünkü su sadece senin daha iyi bir tadın olmasını sağlıyor.”
Baekhyun feromonlar hakkında bir şey söyleyecekti ama kendini güzel ortamı “entelektüel” anekdotlarla bozmama konusunda eğitmişti. Chanyeol’un ilgisinin tadını çıkardı ve Chanyeol dudaklarının kenarlarını öpmek için çenesini çevirdiğinde karşı çıkmadı.

Günleri artık sayılıydı.
Baekhyun bir hafta önce bir takvimi dışarı atmıştı; onu delirtiyordu. Günler onlar için bir anlam ifade etmemeye başlıyordu ama Baekhyun bunun aniden birbirlerinden ayrılacaklarından dolayı değil, birbirlerine çok bağlandıklarından dolayı olduğunu umuyordu. Aşık birine göre yüz gün nedir? Kalp zamanı bilmiyordu.
Bu yüz gün kolayca üç yıl veya otuz yıl olabilirdi. Baekhyun hislerinin değişmeyeceğini biliyordu. Böyle kısa bir zaman içinde buraya kadar gelmişti ve zaman onu delirtecek sebep olmayacaktı. Aptalca, yaşamının geri kalanını bu şekilde, Chanyeol’un kollarını ona sarılı durmasını ve sırtında onun varlığını hissetmeyi diledi.
Soracak çok şey vardı.
Zaman, sadece insanların kendini içine fırlattıkları yaşamdaki bir illüzyondu. Baekhyun burada kalabilir ve yarının onu Chanyeol’dan ayırma ihtimali yokmuş gibi davranabilirdi ama hayaller bir yere kadar sürebilirdi. Chanyeol’u seviyordu. Chanyeol’dan ve onun gülümsemesinden önce aşkın ne olduğunu bildiğini düşünmüyordu ama şimdi hepsini çok iyi biliyordu.
Aşk böyle küçük, sessiz anlarda gizliydi. Aşk rahatlatıcı bir dokunuş, basit bir gülümsemeydi. Aşk, Baekhyun’un Chanyeol’un kollarında dönüp onun varlığının merkeziymiş gibi dudağından öpmesinin sebebiydi.

Chanyeol öpüşürlerken güldü, ses Baekhyun’un ağzında kıvrıldı ve beyninin etrafını sardı. Hayatının sonuna kadar bu gülüşü hatırlamak istiyordu. Sonra her zaman kendisiyle kalmasını istediği başka bir şeyi hatırlayarak ondan ayrıldı. Chanyeol’un gözleri.
“Baekhyunnie?” diye sordu Chanyeol gülümseyerek. Bu sefer sol gözü seğirdi. Baekhyun’un kalbi durdu.
“Chanyeol’um çok iyi görünüyor.” diye fısıldadı, Baekhyun’un her an yapacak gibi hissettiği “sızdırmadan” onun dikkatini dağıtarak.
“Güzel Baekhyunnie.” diye cevapladı Chanyeol onun dudaklarına konuşarak.
Bu an.
Bu Baekhyun’un sonsuza kadar sürmesini istediği andı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder