Small Grey Outline Pointer

4 Kasım 2013 Pazartesi

Bu Adam Bir Canavar - 5. Bölüm 1. Part


Çeviren : Uniwlight~


5. BÖLÜM
1. Part


Wufan uyuyan bedeni kolayca kaldırdı koltuktan, prenses tarzı, ve kendi odasunda götürdü, dikkatlice büyük yatağına bıraktı. Çocuk uykusunda birşeyler mırıldandı ve Wufanın koluna sıkıca sarıldı, bu büyüğü gülümsetti. Telefonu titremeye başlayınca Wufan inildedi ve dikkatlice onun tarafında yatmış koluna hala sıkıca sarılan Jongini yanına oturdu.

“Evet?” diye fısıldadı Wufan telefonuna.

“Merhaba ? Ben Kim Joonmyun. Muhtemelen beni Suho olarak tanıyorsunuz. Siz Wufansınız değil mi ?”

Wufan kaşlarını çattı. “Evet?”

“Bu kadar geç saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm,ama Luhan bana sizin numaranızı verdi ve küçük yeğenim Jonginin sizinle olduğunu söyledi ?”

Wufan içini çekti. “Evet, o burda benimle. Uyuyor.”

“Tanrım şükürler olsun o iyi ! Eğer sizi rahatsız ettiyse kusura bakmayın, hemen onu almaya geliyorum, ve adresinizi söyleyebilir misiniz ?”

“Onu almanıza gerek yok, burda mışıl mışıl uyuyor ve o kesinlikle rahatsızlık vermedi.”

“Uhmm, kaba olmak istemem, ama kim olduğunuzu bilmiyorum ve Jongin benim sorumluluğum altında, onu almak istiyorum.”

“Pekala, adresi mesaj atarım.” sızlandı Wufan, kolunu Jonginin sıkı tutuşundan kurtarmaya çalışıyordu. Jonginin sorumluluğu altında olduğu kişiye karşı çıkamazdı. Böyle bir hakkı yoktu.

“Wu faaaann...” mızmızlandı Jongin, uykusundan uyanarak, kollarını Wufanın beline doladı.

“Suho seni almaya gelecek.” güldü Wufan, telefonda biri olduğunu unutarak.

“Wufan ? Şimdi kapatıyorum, mesajını bekleyeceğim, lütfen.” Wufan Suhonun sesindeki endişeyi duyabiliyordu.
“Merak etme.” dedi Wufan, Jonginin boynunu gıdıklayarak ve telefonu kapattı.

Bir iç çekişle Wufan adresi yazmaya başladı.

“Napıyosuuuun...” Jongin esnedi ve burnunu yastığa sürttü, bir yandan da Wufanı aşağı çekmeye çalışıyordu.
“Suhoya adresimi yolluyorum.” gülümsedi Wufan ve göndere bastı.
“Suho ?” Jongin sızlandı, gözlerini ovuşturdu. “Oh tanrım ağzıma sıçacak, çok mu geç oldu ?”

Wufan hımladı ve Jongini hafifçe sola itti böylece yanına uzanabilir ve Suho gelinceye kadar bekleyebilirdi.

“Neden ağzına sıçsın ki ? Ve geceyarısını geçti.” dedi Wufan, Jonginin başını kaldırdı ve kendi göğsüne koydu.
“Çünkü erkenden evde olacağıma söz verdim ve daha şimdiden bu hafta üçüncü geç kalışım bu.” mızmızlandı Jongin, Wufanın üzerine uzandı ve büyüğün ısısyla bir iç çekti.

“Jongin, ne yapıyorsun?” nefesini verdi Wufan, Jonginin kalçalarını onun baldırlarına bilerek mi yoksa yanlışlıkla mı sürttüğünü bilmeyerek.

“Uykum var.”dedi Jongin, Wufan onları yuvarlayıp gencin üstüne çıktı ve onu kolları arasında hapsettiğinde Jongin ciyakladı.

Kendini Jonginin bacakları arasına yerleştirdi ve ustaca kalçalarını Jongininkine sürttü.

Jongin başını yastığa bastırırken hafifçe inledi.

“Wufan, kes şunu.” diye fısıldadı, elleri Wufanın göğsündeydi.

Wufan takmadı ve eğildi, usulca Jonginin açıktaki boynunu öptü, kalçalarını Jonginkine sürtmeye devam ediyordu, çocuk dokunuşları altında kıvranıyordu.

Jonginin yanakları kırmızıydı ve gözleri sıkıca kapalıydı.

“Wufan.” inledi Jongin. “Lütfen, Suho her an burda olabilir.”

Wufan sızlandı ve başını Jonginin inip kalkan göğsüne bıraktı. “Pekala, ama bana borçlusun.” fısıldadı Wufan Jonginin kulağına.

Jongin Wufanı yanına çekerken nefes nefese soludu.

Wufan içini çekti. Belki buna devam etmemesi daha iyiydi. Jongin haklıydı, Suho çok yakında burda olabilirdi ve Jongini yine aceleye getirmek istemiyordu. Biraz daha vakitleri olduğu bir zaman için bekleyecekti.

* * * *

Wufan yavaşça uyandı, birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. Jonginin ona sokulduğunu hissedince gülümsedi, kolları hala onun etrafındaydı.
Sonra kaşlarını çattı Wufan. Suhonun gelip Jongini almış olması gerekmiyor muydu ? Ona yanlış adres falan mı yollamıştı ki ?
Joginin altından telefonunun titrediğini hissedince hafiften zıpladı, Jongin titreşimlere bile tepki göstermemişti.
Baya bir kıpırdanmayla, Wufan telefonu Jonginin göğsünün altından çıkarmayı başardı ve Luhanın aradığını gördü. Jongin birşeyler mırıldandı ve yavaşça gözlerini açtı sonra tekrar kapattı ve esnedi.

'Açmak mı açmamak mı.” diy düşündü Wufan ve iç çekti. Suhoya numarasını verenin Luhan olduğunu hatırladı.

Bu yüzden aramayı reddetti ve telefonu komidine koydu. Eğildi ve kollarını küçüğün etrafına sardı, yakınına çekti ve biraz daha uyumaya çalıştı. İkisi de tekrar uyuduğunda , ön kapının açılıp kapandığını duymadılar. Luhn sessizce dairede ilerledi ve Wufanın yatak odasına geldi.

Oda hala karanlıktı ve Wufanın Jongine sıkıca sarıldığını hayal meyal görüyordu.

“Nolur çıplak olmayın, nolur çıplak olmayın, nolur çıplak olmayın.” diye fısıldadı Luhan kendi kendine, yavaşça örtüyü ikilinin üzerinden çekerken ve neyseki ikisi de hala dün giydikleri giysileri giyiyordu.

“Yah, Wufan!” tısladı Luhan Wufanın kulağına, bir yandan da dürtüyordu. “Hey, piç, uyan!”

Luhan sertçe Wufanın sarı saçlarını çekti ve o da hızla kalktı, Luhanın elini tokatladı, Jongin bu ani hareketle ciyakladı.

“Lanet olsun Luhan, saçıma dokunma!”
“Suho için kapıyı açsaydın saçına dokunmazdım!”

Wufan kötü kötü Luhana baktı, ama Jongin mızmızlanmaya başlayınca unuttu bile.

“Sabahın bu saatinde ne bu gürültü?” mızıldandı çocuk, rahatsız olmuş bir şekilde gözlerini ovarak.
“Pardon tatlım, Luhan şimdi evine gidiyor.” Wufan gülümsedi ve tekrar uzandı.
“Münkün değil Wufan, Suho şimdi senin için yukarı geliyor,Jongin, ve baya kızmış durumda.”

Jongin dikiliverdi ve ağzı açıktı. “Oh fuck! Suhoyu unuttum !” Jongin inildedi ve dramatik bir şekilde kendini yine yatağa bıraktı.

“Luhan ? Kapı açık, gelebilir miyim ?” Suhonun yumuşak sesi doldurdu oturma odasını, ve Jongin örtünün altına saklandı.

“Sakla beni!” diye fısıldadı Wufanı güldürerek.

“Burdayım Suho!” bağırdı Luhan, Wufanı ve Jongini kaskatı keserek. Suho yatak odasına girdi ve hemen Luhanla Wufanı selamladı.

“Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm. Jongin, buray gel, hemen.” emretti Suho, sesini iki Çinli adamın önünde mümkün olduğunca nazik çıkartmaya çalışarak.

Jongin mızmızlandı ve yine oturdu, örtüleri çekti ve devasa yataktan kalktı.

“Hyung-”
“Dışarı çık, arabaya.” hırıldadı Suho, Jongini yatak odasundan dışarı iterken.

“Suho, bekle. Jongin beni hiç rahatsız etmed-”
“Umrumda değil, o benim sorumluluğum altında.” dedi Suho ve Wufan onun bu ani çıkışına şaşırmıştı.

“Jongin dışarı çık, 'hemen'.”

Jongin inledi ve koridordan koşarak geçip ayakkabılarını giydi.

“Jongin neden burda ki ?” diy sordu Suho Wufana, kollarını göğsünde birleştirdi.
“Onu okuldan aldım.” omuz silkt Wufan, o da ayağa kalktı.
“Ne? Neden ? Benim yeğenimle takılmak için fazla büyük değil misin ?” diye sordu Suho, hafiften sesini yükselterek, Wufanla arasındaki boy farkından korkmayarak.

“Senin kafende tanıştık.” dedi Wufan, Suhonun ona Jongin ve onunla ilgili sorular sormasından hoşlanmayarak. “Jonginden hoşlandım, o yüzden onu görmek istedim.”

Suhonun ağzı açık kaldı. “Ama Jongin gay bile değil, ve senin gibi biriyle takılmamalı!” diye söyleyiverdi Suho , Luhanı güldürerek.

“Herneyse, şimdi Jongini eve götrüyorum. Lütfen Wufan, Jongini rahat bırak. Şu an ihtiyacı olan şey sen değilsin.” dedi Suho, ve döndü, çabucak odadan çıktı.

Wufanın ağzı açık kaldı ve Luhan tekrar güldüğünde ona sertçe baktı.

“Onu duydun Fannie. Artık 'tatlım' falan yok.” gülmeye devam etti Luhan odadan çıkarken.
“Ne demek artık 'tatlım' falan yok ? Bana geri geleceği kesin, özellikle artk benim ne kadar kibar olduğumu öğrendikten sonra.” gülümsedi Wufan, Luhanı mutfağa doğru takip etti ve yiyecek birşeyler aradı.

“Ya ya tabi.” hıhladı Luhan.
“Ben haklıyım. İzle ve gör, bir hafta içinde, o çocuk benim kapımda dikiliyor olacak.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder