Small Grey Outline Pointer

Sayfalar

4 Kasım 2013 Pazartesi

Bu Adam Bir Canavar - 1. Bölüm 2. Part



Çeviren : Uniwlight~




1. BÖLÜM
Devamı


Wufanın etrafındaki diğerleri güldü.
Jongin Sehuna baktı, ne bok yiyeceği hakkında sorar gibi.
Sehun omuz silkti ve sırtından itti onu tekrar. “Ben yukarı çıkıyorum. İyi şanslar.” Jonginin kulağına fısıldadı, Jongin kalması için yalvaramadan çoktan gitmişti.

Jongin başını tekrar Wufana çevirdi, gözleri genişçe açılmıştı.
Wufan sırıttı ve elini Jongine uzattı, bir kaşı yukarıdaydı.
Jongin yutkundu ve Wufana doğru kararsız adımlar attı, dikkatlice elini Wufanın daha büyük eline koydu.

Geniş bir sırıtmayla, Wufan Jongini kucağına çekti, onun ciyaklamasına neden olarak.
Jongin kıpkırmızı oldu ve Wufanın alçak sesli gülüşünü duyabiliyordu, arkadaşları da onunla birlikte gülüyordu.

Jongin sinirle Wufanın göğsüne vurdu ve kucağından kalkmaya çalıştı, ama Wufan kollarını beline doladı ve onu bedenine yakın tuttu.
Jongin kıpırdanmayı kesti ve Wufanın gözlerine baktı, ellerini onun omuzlarına koyarak.
Wufan hafifçe gülümsedi,ve onu sakinleştirmek için baldırlarını okşadı, onun titremesine sebep olarak.

“Eee, kaç yaşındasın?” diye sordu Wufan, arkadaşları kendi sohbetlerine dönmüş, Wufanı ve Jongini kendi hallerine bırakmışlardı.
Jongin alt dudağını ısırdı. “'21 yaşındayım.” diye mırıldandı, etrafına bakıp Suhonun hala onu görmediğini kontrol ederek.
Wufan kalın kaşlarını kaldırdı, sanki yaşı hakkında yalan söylediğini biliyormuş gibi.

“Oh gerçekten mi ?” sırıttı, ellerini Jonginin kalçalarına kaydırdı.
“Hey, koltuğa oturabilir miyim ?” dedi Jongin sonunda kendini Krisin üzerinden kaldırarak, tabi geri çekildi hemen bu sefer yanına.
Wufan gülümsedi ve kolunu onun omzuna attı, çocuğu yakınına çekerek.
“Şimdiden 21 yaşında olduğunu düşünmezdim. Ama kısmet işte. Ben de 23üm.” dedi , eliyle Jonginin kolunun üstlerini okşarken.
Jongin kızardı, Wufana yaşı hakkında yalan söylediği iyi mi kötü mü olmuştu bilmiyordu.

“Eee,neden geldin buraya ?” Wufan öylesine sordu ve eğilip tahta sehpadan kırmızı şarabını alarak içti.
“Yani,Uhm...Bilirsin. Rahatlamak.”
Wufan kaşlarını kaldırdı, ve gülmeye başladı. Jongin kızardı ve aşağı baktı.
“Ne tatlı ama.” Wufan kıkırdadı, bir yudum daha aldı ve ardından Jongine uzattı.
“Al, iç biraz.” gülümsedi.
Jongin kaşlarını çattı, şarap bardağına bakarak.
“Hadi ?” diye sordu Wufan, şarabı Jonginin yüzünün önündeki bardağın içinde döndürdü.

Jongin bardağı aldı ve birkaç yudum içti, geri Wufana verdi. Wufan boşluğa bakıyordu, muhtemelen birşeyler düşünüyordu.

“Sen iyi misin ?” diye sordu Jongin, utangaçca Wufanın baldırını pat patlayarak.
Wufan başını çevirdi ve Jongine baktı, gözleri dudaklarındaydı.

“Tüttürmek için dışarı çıkacağım, geliyor musun ?” dedi birden, ayağa kalkmıştı bile.
Jongin başıyla onayladı ve onu barın dışına doğru takip etti, Jonginin beline doladığı koluyla Wufan onu yakınında tutuyordu.
Suhonun çalıştığı tezgahın ordan geçerlerken Jongin Wufanın arkasına saklandı. Neyseki Suho o kadar meşguldü ki onların geçtiğini farketmedi bile.

Gecenin soğuğuna çıktıklarında, Wufan gülümsedi ve pahalı gümüş bir Zippoyla sigarasını yaktı, derin bir nefes çekti.
Dumanı üfledi, cafenin dışındaki taş duvara yaslandı ve giren çıkana baktı.
Wufan sigarayı Jongine uzattı, ama Jongin başını salladı, büyüğün gülümsemesine neden olarak.
“Gerçekten 21 yaşında mısın , Jongin ? Çok...genç gözüküyorsun.” dedi Wufan, sigarasından bir nefes daha alırken gülümsüyordu, gözlerinde yaramaz bir parıltı vardı.
“Neden soruyorsun ?” dedi Jongin, sesini kırılmış gibi çıkarmaya çalışarak.
Wufan güldü. “Pardon, seni kırmak istememiştim. Sadece çok genç görünüyorsun. Ama bu benim hatam. Zaten 21 yaşından küçük olsaydın buraya giremezdin.”

Jongin başıyla onayladı. “Hı hı...” Sadece Suhonun ona göz kulak olması ve onun yukarıda kalması gerektiğini söylememişti o kadar.

Jongin titredi, neden ceketini almadan dışarı çıkmıştı ki ? Buz gibiydi !

“Buraya gel, Jongin, Seni ısıtacağım.” göz kırptı Wufan ve elini Jongine uzattı yine.
Jongin birkaç saniye düşündü. Wufan üşüyormuş gibi gözükmüyordu bile, ve Jongin ısıyı paylaşmakta sorun görmedi, o yüzden itiraz etmedi.
İleri adım attı ve Wufanın onu kendine çekmesine izin verdi, , bir kol sıkıca beline dolandı, diğeri hala sigarayı tutuyordu.
Jongin hımladı ve başını onun omzuna koydu, kendini onun bedenine yasladığında nefesi Wufanın boynuna çarpıyordu.

Jongin hemen ısındı, ve fazla düşünmeden kollarını büyüğün ince beline doladı.

Wufan kıkırdadı, eli Jonginin belini okşuyordu, arada eli biraz daha aşağılara kayıyordu.

Jongini şaşırtansa, büyüğün ona dokunmasına devam etmesine izin vermesiydi, ve hatta arkasını okşayan bu büyük elin verdiği histen hoşlanmaya bile başlamıştı.

'Muhtemelen alkol yüzünden. Bunda bir yanlış yok.' diye düşündü Jongin, sıcak bedene daha da sokularak.
Wufan nefesini verdi, sigara kokusu Jongini sarmıştı.
Başını kaldırıp Wufana baktı, onun eşsiz çehresini inceliyordu.

Wufan aşağı baktı, Jonginin sırtını okşamaya devam ederken yüzünde bir gülümse vardı ve dumanı burnundan veriyordu, bu Jongini güldürdü.

“Neye gülüyorsun ?” sırıttı Wufan, şakayla Jonginin kalçasına vurdu.
“Biliyor musun gerçekten bir dragon gibi gözüküyorsun. Dumanı burnundan çıkararak.” güldü Jongin, yüzünü Wufanın sıcak boynuna sakladı.
Gülerken büyüğün göğsünün inip kalkmasıyla yine güldü Jongin.

“Bunu hatırlayacağım.” diye mırıldandı Wufan, hala gülüyordu ve son bir derin nefes çekerek sigarayı attı.

Kendini duvardan çekti ve pozisyonlarını değiştirdi, Jongini duvara ittirdi.
Jonginin nefesi kesildi ve Wufanın koyu gözlerine baktı.

“N-ne yapıyorsun ?” Wufanı ittirmeye çalışırken kekeledi.
“Ne yapıyormuşum gibi gözüküyor?” sırıttı Wufan, eğildi, dudakları tehlikeli bir şekilde Jongininkilere yakındı.
Jongin bedeninin ısındığını hissediyordu ve nefesi tekledi. “B-ben gay değilim-”

Wufan gülmeye başladı, ellerini duvara koyup dizini Jonginin bacaklarının arasına koydu, yukarı kaldırdı, bu Jonginin nefesini kesti.

“Aman Tanrımi sen ne ya-”

Wufan şş dedi ve dizini Jonginin kasıklarına kaldırmaya devam etti, bir elini onun ensesine koymuştu.

Bedeninin Wufanın dokunuşlarına verdiği tepkileri inkar etmeye çalışırken Jonginin yüzü kızardı.
Onu sabit tutmaya çalışırken Wufan ensesindeki elini sıkılaştırdı ve Jonginin yanağına yumuşak öpücükler yerleştirdi.
Wufanın tshirtünü tutarak inildedi Jongin, büyüğün kıs kıs gülmesine neden olarak.

Dudaklarını usulca Jongininkilerin üzerine koydu ve onu başarıyla susturdu, yavaşça başını sağa yatırdı ve biraz daha baskı koydu öpüşe, elleri Jonginin kalçalarına kaydı.

Jongin tereddütle öpücüğe karşılık verdi, hala emin değildi ve bu durumun şokundaydı, evet, sadece yarım saat önce tanıştığı bir erkeği 'öpüyordu'.

“Jongin!”

Jongin hopladı, başını taş duvara çarpınca sızlandı ve Wufan endişeyle iyi olup olmadığını sordu.

“Jongin, benimle gelmen gerekiyor, 'şimdi' !”

Jongin Sehunu şimdi farketti ve ona ölümcül bir bakış attı, ama yine de usulca Wufanı üzerinden ittirdi.

“Cidden gidiyor musun şimdiden?” diye sordu Wufan, Jonginin elini tutarak.

Jongin ellerine baktı, ve sonra yine onun koyu gözlerine baktı. “Uhmm, numaralarımızı almaya ne dersin ?” utangaçca mırıldandı, tekrar aşağı bakarak.

Wufan gülümsedi ve cebinden telefonunu alarak Jongine verdi , o da hemen numarasını kaydederek geri verdi.

“Jongin gerçekten gitmemiz gerekiyor , 'gerçekten'” dedi Sehun, sabrının az kaldığı belli oluyordu.
“Pekala, Daha sonr-” Wufanın dudaklarına koyduğu son öpücük böldü Jongini, ve ardından ona parlak bir şekilde gülümseyerek Sehuna doğru ittirdi.

Sehun Jonginin elini kavradı ve çekti, cafenin köşesine doğru, Wufanın görüşünden uzağa.

Binanın arkasındaki yangın merdivenine koştular ve çabucak içeri girip, oturma odasına yardırdılar.

Jongin Sehunu takip etti ve kendini yumuşak halıya bıraktı, ön kapının açıldığını duyup film izliyormuş gibi yaptılar ve Suho oturma odasına girdi, onların sakince film izlediklerini gördüğünde gülümsedi.

Biraz konuştular, ve sözlerini tutup aşağı inmedikleri için onları pohpohladı Suho, ardından kendi odasına gitmeden önce onlara da yatmalarını söyledi.

Jongin içini çekti ve yuvarlanarak sırt üstü yattı, gözlerini kapattı.


“Ee, gay değilsin, huh ?”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder