Sayfalar
▼
20 Kasım 2013 Çarşamba
Under Two Moons 7. Bölüm
Myun-
- Kyungsoo uykuya geri dönmeye çalıştı, ama yapamadı. Gecenin ortasında birden sebepsizce uyanmıştı. Kai yanında bir bebek gibi horluyordu.
İç çekerek yatağın diğer tarafına dönüp uyumaya çalıştı bu sefer, ama yine olmadı. Birkaç dakika geçmişti, yorgun hissetmiyordu aslında. Tekrar iç çekerek bu sefer sırt üstü yattı, koyu karanlığa gözlerini dikmişti.
İç çekişi odada yankı yapmıştı, çünkü hiç ses yoktu elbette odada. Kai horlamayı kesmişti, ağır ağır nefes alıyor olmalıydı. Yavaşça yanına dönüp Kai'a baktı ve onun gözleri açık şekilde kendisine baktığını gördü.
" Uyanıksın? " diye sordu Kyungsoo. Aslında mutlu olmuştu çünkü yalnız kalmamış olacaktı. Bir cevap elde edemedi, Kai sadece bakıyordu ona.
" K-Kai? " diye kekeledi, Kai sonunda yavaşça hareket etti.
Kai'ın eli yavaşça Kyungsoo'ya yaklaştı ve yanağına dokundu, dokunduktan sonra ise okşamaya başladı, yanakları kızarmıştı Kyungsoo'nun. Kai ne yapıyordu? Eli bir aşağı bir yukarı hareket edip okşamaya devam ediyordu.
Daha sonra Kai kalkıp oturdu. Az önce yanağını okşadığı eli Kyungsoo'nun t-shirtüne doğru gitti. Battaniye yatakta değildi çünkü Kyungsoo uyandığında onu tekmeleyip atmıştı. Kai Kyungsoo'nun t-shirtüyle oynarken hayallere dalmış gibi gözüküyordu. Kyungsoo rahatsız hissetti, çünkü Kai'ın bu yaptığı normal değildi, ilginçti.
Sessiz birkaç dakikadan sonra, Kai tekrar hareket etti, bacaklarını Kyungsoo'nun beline doladı, kollarıyla onu sardı, ön taraftaki önemli yeri Kyungsoo'nun önemli yerindeydi, olmaması gereken yerdeydi.
Kyungsoo kendisini geri çekmeye çalıştı, ama Kai çok güçlüydü.
Kai onu yatırıp üzerine eğildi, suratları arasında santimetreler kalmıştı. Kyungsoo yutkundu ve Kai'ın aç gözlerine baktı. Gözlerindeki bakış öncekilerden farklıydı.
" J-Jongin? " Gerçek ismini kullanmıştı, çünkü karşısındakinin kim olduğundan emin değildi.
" Hayır, konuşma. Uzun zamandır bekliyorum, daha fazla kaldıramam. " Kai sonunda konuşmuştu. Kyungsoo'nun düşünceleri dudaklarının üzerinde bir şeyin varlığını hissettiğinde kesildi. Derin bir nefes aldı, kalbi hızla attı, gözleri açıldı.
Kai.. onu ö-öpüyor muydu?
Birkaç saniye sonra, her ne kadar sonsuz gibi gelse de o saniyeler, Kai geri çekildi ama suratları birbirleriyle hâla çok yakındı, Kai yüksek selse nefes alıyordu. " Seni seviyorum, Kyungsoo, gerçekten seviyorum. Ve bunu reddetme çünkü sen de istiyorsun. " Büyük bir sırıtış Jongin'in suratında belirmişti. -
Kyungsoo uyandı ve hızla doğrulup oturdu. Hepsi rüya mıydı? Evet, tuhaf bir rüyaydı. Yanına dönüp baktığında Kai'ın uyuduğu gördü ama dokunmaya cesaret edemedi. Beynindeki anları uzaklaştırmaya çalışarak geri yattı ve alnına dokundu, sıcak bir ter geldi eline.
Rüya, gerçekten çok garipti. Düşününce, Kai ve onun öpüşt-, hayır, çılgınca bir şeydi. Kyungsoo saate baktı, 6ydı, terden kurulması gerektiğini düşündü. Yavaşça ayağa kalktı, Kai'ı uyandırmamaya çalışarak odadan çıktı ve banyoya girdi. Musluğu açarak suratına soğuk su fırlattı. Tekrar nefesi yerine geldiğinde zemine oturdu, soğuk zemini pantolonundan hissediyordu, gözlerini kapadı ve hayal dünyasına sürüklendi. Etrafındaki sessizlik sakinleştiriciydi. Ay hakkında düşünmeye çalıştı. Güneş ışığını yaydığında mükemmel gözüküyorlardı. İki tane mükemmel şekillenmiş ay birbirlerini bulmaya ve kucaklamaya çalışıyorlardı. Aniden bir ay Kai'ın suratına diğeri ise kendi suratına dönüştü, Kai'ın dudaklarını kendininkilerde hissetti, öpücüğün içinde eriyordu.
Kyungsoo hızla kafasını salladı, hayal dünyasından ayrıldı. " Aptal rüya, aptal rüya. " dedi kafasına vurarak. " Ouch. " diye cıyakladı eli yanlışlıkla gözüne vurduğunda.
" Hey, sabah kuşu. " dedi uykulu bir ses, Kyungsoo hızla arkasını döndü.
" U-uyanık mısın? " diye kekeledi. Kai'a asla eskisi gibi gözle bakmayacaktı, her şey mahvolmuştu.
" Evet, ama biraz daha yatacağım, tamam mı? Birisi yüzünden uykumu tam elde edemedim. " diyerek sırıttı Kai, arkasını dönmek üzereydi ama Kyungsoo onu durdurdu.
" Bekle, ne? "
" Her seni kendimden ayırmaya çalıştığımda koluma sarılıp durdun, bu gece çok sevimliydin. " Küçük bir kıkırdayış çıktı Kai'ın ağzından ve bu sefer arkasını dönüp yatağa doğru gitti. " Bu arada sen de kahvaltıyı hazırlayabilirsin. " diye seslendi odadan, Kyungsoo titredi.
" Çok sevimliydin. " Düzgünce düşünemiyordu, nedenini bilmiyordu ama rüyasını o an yaşamak istemişti, rüyasına sadece birkaç adım uzak olduğunu biliyordu, tekrardan titredi ve mutfağa gitmek için merdivenlere yürüdü.
Kahvaltıyı hazırlamaya başladığında hepsini unutmayı denedi. Öpüşme, dokunuş, erimek.. Kyungsoo'nun gözleri yeniden büyüdü yuvalarından fırlamışcasına.
O andan itibaren rüyalardan nefret etmeye karar verdi.
Oha çok güzel bir hikaye bayıldım. Bu sayfayı da ayrı sevdim.. fighting kaisoo..♥♡♥
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil