Small Grey Outline Pointer

Sayfalar

23 Ekim 2013 Çarşamba

Beautiful Disaster - 9.Bölüm



Çeviren: Phantaso


Beautiful Disaster

9.Bölüm


‘Sen otur. Sana kahve yapacağım.’

Yixing, bedeni hala titrerken kanepeye oturdu. Wufan’ın kazağını hala küçük vücuduna sarıyordu. Yixing biraz rahatlamıştı ve Wufan’ın bedeni karşısındaydı. Sadece izledi. Oraya gidip, kahve yapan Wufan’ı durdurmak istiyordu ama bedeni hareket etmek istemiyor gibiydi. Gözleri bulanıklaşmaya, Wufan’ın sırtı kasvetli olmaya başlamıştı. Ama gözleri açık tutup, Wufan’ın onun için yaptığı kahveyi bekledi.

Wufan biraz sonra geri döndü. ‘Burada-‘ çocuğun derin bir uykuya daldığını görünce sözlerini bitiremedi. Wufan çocuğun daha yakınına yürüdü ve kahve kupasını cam masaya bıraktı. Wufan uyuyan çocuğun çok yakınına oturdu. Yixing oturarak uyuyordu, bedenini koymamıştı. Sadece başı kanepedeydi. Wufan sadece ona baktı.

‘Ve şimdi de burada uyuyorsun.’ Wufan’ın gözleri yaptığı kahveye gitti. Sıcak kahveden bir yudum aldıktan sonra tekrar masaya koydu.

‘Bücür.’ Dedi Wufan diğerine. ‘Bücür, uyan.’ Wufan, Yixing’in vücudunu biraz salladı. Wufan diğerinin vücudunun hala titrediğini hissedebiliyordu.

‘Her zaman başıma belasın.’ Yifan mırıldanarak Yixing’in boynunun arkasından ve dizlerinin altından kollarıyla tutup kaldırdı. Yixing’i dikkatle kollarında taşıdı.

‘Çok hafifsin bücür. Her gün ne yiyorsun sen?’ Yifan kendi kendine mırıldanarak odasına yürüdü.

Odasının kapısına geldiğinde aniden durdu Wufan.

*Bekle, onu nereye yatırmalıyım? Diğer oda hala Kanada’dan getirdiğim şeylerle bir kamaşa içinde. Onu kendi yatağıma yatırırsam ben nerede yatacağım?*

Yixing biraz hareket etti ve diğerinin göğsüne doğru döndü. Şimdi onu saran sıcaklığın keyfini çıkarıyordu.

Wufan kollarındaki çocuğa baktı.

*Şimdi mutlu musun? Sen uyuyorsun ve ben…? Seni taşıyarak burada duruyorum. Seni nereye yatıracağımı bilmiyorum. Belki de tekrar otobüs durağına göndermeliyim.*

Odasına ve yatağına ilerlerken Wufan derin bir şekilde iç çekti. Yixing’in vücudunu yorganla örttükten sonra yanına oturdu.

*Şimdi nerede uyumalıyım?*

Oda karanlıktı. Sadece ay ışığı aydınlatıyordu. Üzerini değiştirmek için dolabına yürüdü.

*Neden endişeleniyorum ki? O bir erkek. Daha önce de Chanyeol ile uyumuştum. O da bir erkek, ben de. Aslında bir problem yok. Haii neyim var benim?*

Wufan, bir ödül kazanmış gibi suratına yerleştirdiği kocaman bir gülümsemeyle vücudunu yatağa bıraktı. Gözlerini kapattı. Vücudu daha fazlası için yorgundu.

Fakat Wufan birkaç dakika sonra gözlerini açtı. Gerçekten uyumak istiyordu ama gözleri kapanmak istemiyordu. Gözlerini bir süre tavana diktikten sonra başını yana yatırdı. Gözleri şimdi önündeki manzaraya takılmıştı. Vücudunu mışıl mışıl uyuyan çocuğa çevirip ona bakmaya başladı. Yumuşak mırıltılarını duyabiliyordu. Wufan’ın gözleri, ay ışığında parıldayan uyuyan çocuğun yüzünde dolaştı. Gözleri ona çekiliyordu. Nedenini bilmiyordu ama şu an gerçekten Yixing’in görünüşünü seviyordu.

---------------------------------------------------------

‘Ahh!’

Etraftan bilinmeyen bir çığlık yükseldiğini duyunca Yixing sersemledi. Gözleri hala yarı açık bir şekilde etrafta sesin kaynağını arıyordu. Yataktan kalkmaya çalıştı ama güçlü bir şeyin ona engel olduğunu hissederek durdu. Gözlerini aşağı indirip beline baktı. Büyük gergin ve güçlü bir kol belini sarıyordu. Kolun sahibine baktı.

‘Wufan?’ Gözleri genişledi.

**Benimle mi uyudu?**

Wufan sarı saçları birbirine karışmış ve yüzünü yastığa gömmüş bir şekilde koluyla Yixing’in yataktan gitmesine engel olmuştu.

‘Ne yaptın sen?’ Kapıdan bir çığlık geldiğinde Yixing’in gözleri kapıya ilerledi. Geniş gözleriyle bir çocuk orada duruyordu. Sonra Baekhyun, Chanyeol ve Jongin de göründü. Wufan ve onun konumuna ağızları açık kalmıştı.

‘Göründüğü gibi değil-‘ dedi ve Seohyun’u kapıda görünce Yixing’in gözleri genişledi. Herkes sessizlik içindeydi.

‘Wufan.’ Kekeledi Seohyun.

Yixing başını tekrar Wufan’a çevirdi. Hala kaya gibi uyuyordu. Yixing hafifçe Wufan’ın kolunu salladı.

‘Wufan.’ Dedi Yixing düşük bir ses tonuyla.

‘Onun uykusu ağırdır. O kadar kolay kalkmaz.’ Dedi Seohyun soğuk bir sesle Yixing’e.

Yixing vazgeçmedi ve Wufan’a seslenmeye devam etti.

‘Wufan. Wufan. Kalk, arkadaşların burada.’ Dedi Yixing tekrar.

Wufan şimdi gerçekten taş gibiydi. Ceset gibi.

‘Wufan. Wufan.’ Yixing uyuyan çocuğa tekrar mırıldandı.

Wufan’ın vücudu biraz haraket belirtisi göstermişti.

‘Wufan, uyan.’

'Hmmmppphhhh.' Wufan homurdandı.

Diğerlerinin hepsi, Wufan’ın Yixing’in tüm çabalarına cevap vermesine şaşırdı.

‘Wow, Yixing başardı.’ Dedi Jongin yüzünde bir sırıtma ile.

‘Arkadaşların burada.’ Dedi Yixing.

Wufan kafasını kaldırdı ve arkadaşlarına döndü. Gözleri genişledi ve hemen kalktı.

‘Seo-seohyun.’

‘Günaydın.’ Seohyun selamladı ve oturma odasına gitti.

‘Yoo! Bugün ilk çalışma günün olduğunu duydum. Bu yüzden manevi destek olmak için geldik.’ Dedi Chanyeol neşeyle ve Wufan’ın yanına oturdu.

‘Yah Wufan, neden burada Yixing ile uyuyorsun? Elin Yixing’in belindeyken hem de?’ Diye sordu Baekhyun aceleyle.

‘Ne?’

‘Biraz önce uyurken aynı bir karı-koca gibiydiniz.’ Jongin suratına yapıştırdığı bir gülümsemeyle ekledi.

‘Asla! Bu bücürle asla! İğrenç!’ Wufan gözlerini yuvarladı ve yataktan kalktı.

‘Ben de seninle yatmak istemiyorum!’

‘O zaman neden yatağımdan kalkmadın?’

Dinledikten sonra Yixing yüzünü asarak yataktan indi. ‘Her neyse, şimdi gidiyorum!’

Wufan, dairesinden öfkeyle çıkan Yixing’i görmezden gelerek kahvaltısını yapan Seohyun’un yanına gitti. Lafa girmek için Seohyun’un beline kollarını sardı.

‘Wufan~ Beni korkuttun.’ Seohyun biraz küsmüştü.

Wufan çenesini onun omzuna yerleştirdi. ‘Üzgünüm, tatlım.’

Seohyun Wufan’a cevap vermedi.

‘Farkında olmadan oldu onlar tatlım. Bana bunu yapma.’ Wufan cevap bekledi.

‘Ne biliyor musun, seni çoook özledim.’ Dedi Wufan seksi sesiyle ve Seohyun’u yanağından öptü.

Seohyun’un yanakları yaptığı şeyle kızardı.

‘Boşver beni. Kokuyorsun. Saat çoktan 7 oldu. Git ve duş al. Hemen ofise gitmek zorundasın.’

Wufan tekrar Seohyun’un yüzüne bir öpücük kondurdu ve mahcup bir gülümsemeyle bırakıp mutfaktan ayrıldı.

Binanın dışında Yixing ağır ağır yürüyor ve Wufan’dan dolayı yüzünden öfke fışkırıyordu.

**Ben de onun hoş olduğunu düşündüm. Ama hepsi sadece yanılgı. Hala insanları mahcup eden egoist bir piç. Aptal! Aptal!! Aptal!!!**

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder