Sayfalar
▼
4 Kasım 2013 Pazartesi
Absolute Chanyeol | 1. Part – 1. Kısım
Çeviren: -Churrimy
Ve sana çok minnettarım
Tüm hayatımı
Gökyüzü kadar boş
Nedenini bilmeden
Sonsuza kadar kayıp yaşardım
Eğer seni hiç tanımasaydım
Pocahontas müziği – “If I Never Knew You”
Kendi yalnız apartmanının mutfağında bulunan 19 yaşındaki Byun Baekhyun umutsuzca tezgahtaki kataloga bakıyordu. Onu bu sabah posta kutusunda fatura ve mektup yığının arasında kendine bakarken bulmuştu. Katalog orta boyutlardaydı. Sattığı ürünlerin iyi yanlarını ve incelemelerini parlak renklerle tanıtıyordu.
Baekhyun henüz bir şey bile satın almamıştı ve bu zaten bir hataydı. Bunun, komşusu Huang Zi Tao’ya güvenmekten daha iyi olduğunu biliyordu. Çünkü o çocuk her zaman bir şeylere bulaşıyordu. Byun Baekhyun böyle hevesleri umursamıyordu, o zaman elindeki potansiyel robot erkek arkadaş kataloğuyla ne halt yapıyordu?
Bunu Baekhyun’a yollayan kişi yalnızca Tao olabilirdi. Tao’nun zaten bir robot erkek arkadaşı olduğu göz önünde bulundurulursa bu mantıklıydı. Kris uzun ve göz alıcıydı. O bir gün dünyayı ele geçirecek güce sahip olduğunu düşünecek türde bir robottu. Baekhyun’un Kris’ten biraz gözü korkmuştu ama onun uzun boyundan ve sert sesinden dolayı bu konuda elinden gelen bir şey yoktu. Kris bir robot için oldukça canlı gibiydi ve yeterince “insan” zekasına sahipti. Bu yüzden eğer ürkütücü, yapay ve ışık parlayan gözleri olmasaydı bir insanla kolayca karıştırılabilirdi.
Baekhyun sık sık Kris’in göründüğünün aksine bir insan olmadığını unutuyordu. Her şey göz önünde bulundurulduğunda, Baekhyun neden robot bir partner fikrinin kendini eğlendirdiğini bile bilmiyordu. Okuldaki bölümünde çok başarılı olmadığını ve işinin hayatından çok fazla şey aldığını biliyordu ama işleri aceleye getirmeye gerek yoktu. Eğer bir erkek arkadaş istiyorsa, canlı bir şekilde kendi aramalı, değersiz yolu seçerek kendine bir tane satın almamalıydı.
Yine de robot bir erkek arkadaşın hala bir çekiciliği vardı. Zaten kataloğu açıp incelemesini büyük ölçüde merakı yüzündendi.
Son sayfadaki “seks botları”ndan açıkça uzak kalarak, Baekhyun gözlerinin ilk iki sayfada dolaşmasına izin verdi: Satın almaya uygun birçok “şirin” erkek arkadaşı ayrıntıyla anlatmışlardı. Satın almak. Ailesi bunu asla bilmeyecekti. Onların kendi yeni “robot” hevesi konusunda ne düşündüklerini bilmiyordu ama gazetede yaşlı Koreli neslin, gençlerinin teneke kutularla düşüp kalkmasını korkunç bulduklarına ve iğrendiklerine dair makaleler okumuştu.
“Bizi esir almaları an meselesi!” Çok çılgına dönmüş bir muhabir bunu daha geçen gece televizyonda söylemişti.
Baekhyun bütün bu yutturmacaları yemiyordu. Bu robotları hareket halinde görmüştü ve daha “sıcak” ya da “soğuk” kelimelerinin ne anlama geldiğini bilmezken kendi ayaklanmalarını başlatabileceklerini düşünmüyordu. Kris, Tao’ya hangi sıcaklıkların “sıcak” ya da “soğuk” olduğunu söyleyebiliyordu, ama nasıl hissettirdiklerini sorduğunda öylece bakakalıyordu. Yüzü bir film yıldızının şeklinde olduğu için çok yakışıklı bir bakakalış, ama yine de zihinsel bir boşluk.
Baekhyun daha önce hiç başkasıyla yaşamamıştı, bir robotla bile. Kataloğu çevirirken aniden onların hayatta kalmak için çok fazla şeye ihtiyaçları olmadığını gördü: Sadece klasik insan davranışları, zihinsel dürtüler ve “aşk.”
Burdaki bütün robotlar “erkek arkadaş” olarak tanıtılmıştı ama Baekhyun sadece bir yoldaş istiyordu, bir oda arkadaşı gibi. Tao’nun bunu nasıl yaptığını pek bilmiyordu. Ne kadar “aşık olduğunun” önemi yok, robot bir erkek arkadaşı öpmek kendi bilgisayarını öpmek gibi olurdu değil mi? Ya da bir bebeği öpmek gibi? Yoksa içinde bilgisayar olan bir bebeği öpmek gibi mi? Nasıl canlı gibi olabilirlerdi ki?
Baekhyun kataloğu kapatmalı ve robot erkek arkadaşlar hakkında her şeyi unutmalıydı, hepsi saçmalıktan ibaretti. O iyi görünümlü bir erkekti (…kısmen), kendi erkek arkadaşını kendi başına bulacaktı.
Kataloğu çevirmeye başladığından beri aynı sayfaya dönene kadar sadece 15 dakika geçmişti ki, gözleri sadece ve sadece bir figüre doğru çekildi. CH modeli: 182 cm uzunluğunda, kahverengi kıvırcık saçlı (sevimli), ve… aşık olma yeteneğine sahip? Bu da ne demekti? O bir bilgisayardı; aşkı nerden bilecekti ki.
Kendi kararına zıt olarak Baekhyun bu sevimli yüze çekilmişti. Bu model ucuzlardan biriydi ve Baekhyun “ucuz” kelimesinin bir üniversite öğrencisi için neredeyse hiçbir şey anlamına gelmesine minnettar olmasının aptalca olacağını biliyordu. Tıbbi okulundan mezun olunca borç içinde yüzecekti ama bu… Bu oyuncak, buna sahip olmak ilginç olmaz mıydı?
Baekhyun onunla oynamaya yalnızca bir süre katlanabilse bile, bu büyük meselenin ne olduğunu kişisel olarak tecrübe etmek istiyordu. Katalogda dediği robot erkek arkadaşa/ev arkadaşına sahip olmanın nasıl “yaşam değiştirici” olduğuna kendisi karar vermek istiyordu.
Ve, her neyse, eğer olaylar çok kötü giderse, her zaman bunun için Tao’yu suçlayabilirdi.
Nasılsa böyle bir kataloğu ona veren Tao’ydu.
~
Birkaç hafta sonra Baekhyun eve geldiğinde kapısının önünde devasa bir kutuyla karşılaştı. Kutu neredeyse apartmanın kapısından daha büyüktü. Şaşkınca kutunun önündeki kocaman ışıltılı “Erkek Arkadaş Mağazası~” yazılı yapıştırmaya bakıyordu. Utancı kutuyu itip içeri taşımasını sağlayan tek şeydi. Onu dikkatlice salonun ortasına koydu ve sonra bir adım geri çıktı.
Kutuyu açmaya harcadığı iki saatin ardından sonunda kutu sesli bir şekilde hava patlamasıyla açıldı.
Baekhyun kutunun aniden kendi kendine canlanıp açılmasını beklemediğinden yere düştü. Ve kutunun içinde dikilen uzun çıplak adama baktı. Bu görüş açısından dolayı aklının bir kısmının uçup öldüğünü düşünüyordu. Bu oyuncak bebekle çok yakından tanışmaya başlamıştı ve bütün sebebi bu da değildi. O ayağa kalktı, elleri terden dolayı ıslaktı.
O şey kafasını salladı ve yukarı doğru gerinerek esnedi. Odadaki klimadan gelen havanın onun hoş, yumuşak beyaz tenindeki tüyleri ürperttiği Baekhyun’un gözünden kaçmadı. Bu olabilir miydi? Baekhyun onların herhangi bir şey hissedemediğini düşünmüştü.
“M-merhaba?”
O gözlerini kocaman açarak uykulu bir şekilde ona baktı. “Oh.” dedi Baekhyun’un böyle tatlı bir yüzle asla bağdaştıramayacağı tok bir sesle. “Merhaba.”
O şey gülüp yüzü seğirince Baekhyun bu modelin neden diğerlerine kıyasla önemli ölçüde ucuz olduğunu anladı. Arızalıydı. Ona bozuk bir bebek yollamışlardı. Ancak buna ödeme yapmıştı, bu yüzden bu konunun çok üzerinde durmak istemiyordu.
Odasına koşarak ortadan kayboldu ve bir takım kıyafetlerle geri dönerek ona giyinmesini söyledi. O çok kolayca gülümsüyordu. “Benim adım-“
“Senin bir adın mı var?” Baekhyun’un sözleri kendi kulağına bile saçma gelmişti.
“Tabii ki.” Gülümsedi. “Senin yok mu?” Küçük bir seğirme gözlerinden birinin kapanmasına sebep oldu; Baekhyun onun çok heyecanlı bir yavru köpeğe benzediğini düşündü.
“Evet ama ben-“ Baekhyun durdu, o şey tişörtlerden birini alıp kafasından geçirdikten sonra saçları tamamen havada uçuşurken Baekhyun’un gözleri büyüdü.
“Sen-?”
Gerçekten canlı gibiydi. Baekhyun onun insan görünümlü solgun teninden gözlerini alamıyordu. O şey ıslak dudaklarını yaladıktan sonra dudaklarında dilinden dolayı hafif bir nem kalmıştı.
“Adın ne?” Baekhyun adı kutunun üstünde yazıyor mu diye bakmaya çalıştı ama yapıştırmanın altında sadece seri numarası vardı.
“Chanyeol,” dedi o… Chanyeol, gülümseyerek. Tekrar gözü seğirdi. “Ve sen de?”
“Baekhyun.” diye cevapladı düzgünce ayağa kalkarak. Chanyeol’un boyu biraz korkutucudu, özellikle pantolon onun vücudunda değil, Baekhyun’un elindeyken.
“Um,” dedi Baekhyun ürkekçe gözlerini çevirerek. “Pantolon lütfen.”
“Pantolon?” diye sordu Chanyeol kıyafeti tutarak. “Oh! Oh, doğru! Bunu giymeliyim, değil mi? İnsanlar etrafta çıplak gezmez, hehe. Üzgünüm!”
Baekhyun kafa salladı, özür kabul edilmişti. Gafından dolayı utançtan pembeye bile dönen Chanyeol robotuna kızgın kalmak zordu. ‘Umarım bu çocuk benim kalan yaşamımı almakla sonlanmaz’ diye düşündü Baekhyun umutsuzca.
Chanyeol kutudan çıktığı gibi tökezledi. Baekhyun daha iletişim kuramadan yatırımının kendisini yaralamasına endişelenip sinirlendi.
“Üzgünüm!” Chanyeol boynunun arkasını ovuşturarak daha da kızardı. Baekhyun’a göre o çoktan Kris’ten daha fazla yaşam doluydu, bunun sebebi belki de Kris’in hiç olumsuz ifadesini görmemesiydi. Chanyeol’un sırf robot olduğu için zeki olacağını düşünmesi Baekhyun’un hatasıydı.
Ayağıyla her şeye takıldıktan sonra Baekhyun Chanyeol’u akşamın geri kalanında oturttu. Çünkü o pahalıydı ve Baekhyun henüz robot sigortalarına bakmamıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder