Sayfalar
▼
18 Ekim 2013 Cuma
Farkıma Var | 1.Bölüm
Çeviren: Uniwlight~
Farkıma Var
1.BÖLÜM
“Hyung.”
“...”
“Hyuuuunnggg”
“...”
Sehun sinirle Jongdaenin omzunu dürttü, yeniden takılmadığında kaşlarını çatarak.
“Hyuuuuunnngggg !”
“NE!” Jongdae patladı, kaburgasını dürten elden sert bir hamleyle kaçarak. Sehun dudaklarını büktü.
“Ben-”
“Sıkıldım diyeceksen, seni yeminle dışarı tekmelerim.” tehdit etti Jongdae.
Sehun kötü kötü bakarak ağzını kapattı. Jongdae gözlerini devirdi.
“Sana çalışmam gerektiğini söyledim,Sehun.”
“Gördün mü.” dedi Sehun. “Benim muhteşem planımı dinlemeliydin.”
“Sehun. Sırf aynı zamanda üniversiteye başlayalım diye sınavlarımda bilerek çuvallamak hiçte muhteşem bir plan değil. Salakça.” iç geçirdi Jongdae.
Sehun çenesi çıkarttı, ofladı ve geriye yaslandı.
“Eğer uygulasaydın muhteşem bir plan olabilidi. Oda arkadaşı olabilirdik.”
Jongdae kalemini bıraktı ve döndü.
Sehuna gözlerini kırpıştırdı.
Sehun da geri kırpıştırdı gözlerini.
Yavaşça, Jongdae yaklaştı ve genç olanın yüzünü elleri arasına aldı. Eğilmeye başladı, Sehunun gözleri komik bir şekilde büyüdü.
Ardından.
Jongdae yanaklarını sıkıştırdı ve eğlenceli bir homurtu çıkartarak geri çekildi .
“Hyung!” Sehun mızmızlandı,yanakları hafiften pembeydi, Jongdaenin koluna devamlı vururken.
“Sehun!” dedi alayla Jongdae.
“Biz neden arkadaşız ki.” sızlandı Sehun.
“Muhtemelen birbirimizi 12 yıldır tanıdığımız ve kimse sana katlanamadığı için. Ben de değişmek için fazla tembelim.”omuz silkti Jongdae.
“Beni sevdiğini biliyorsun.” tısladı Sehun. Jongdaenin ifadesi yumuşadı ve uzanıp Sehunun saçlarını karıştırdı.
“Evet, evet.” mırıldandı.
Elini geri çekti ve boğazını temizledi. “Şimdi git. Seni çirkin.”
Jongdae tamda kaburgasına gelen bir yumruktan kaçarken Minseok kapıdan başını çıkarttı.
“Hey Jongdae, bu akşam dışarı çıkıyoruz hazır ol ve heeeyyy Sehuuunn !” cıvıldadı Minseok. Artık Sehunu gördüğünde şaşırmıyordu çünkü, cidden bir nevi onlarla yaşıyordu.
Minseok ve Jongdae lisede yakın arkadaş olmuşlardı, ve aynı üniversiteye gideceklerini öğrendiğinde , oda arkadaşı olmasını teklif etmişti.
“Kulağa hoş geliyor.” gülümsedi Jongdae , Minseok kapıdan çıkarken, Sehunun pis bakışlarına maruz kalarak.
“Senin çalışman gerekmiyor muydu ?” homurdandı Sehun alçak bir sesle, takılmadığında daha da kaşlarını çatarak.
“Oh! Kris de orda olacak, yani sonunda onunla tanışabilirsin!” dedi Minseok kendi odasından heyecanla.
“Kris kim ?” sordu Sehun.
“Minseok'un arkadaşlarından biri. Kaç haftadır bizi ayarlamaya çalışıyor ama vakit bulamıyorduk.” dedi Jongdae notlarına çatık kaşlarla bakarak.
Jongdae notlarından nefret ediyordu.
“Kaç yaşında ? Minseok'un yaşında mı ? Çünkü eğer öyleyse çok yaşlı ve ben onaylamıyorum.” dedi Sehun düz bir tonda.
“Kıskandın mı ?” sataştı Jongdae.
“Ne ? Hayır !” dedi aceleyle Sehun. “Ben kıskanç değilim , sadece 30 yaşında biriyle çıkmanın uygun olmayacağını söylüyorum!!”
“Kris 22 yaşında. Yani aslında Minseoktan biraz daha küçük. Yani sorun yok. Ve kıskanç davranıyorsun.” gözlerin devirdi Jongdae.
“Ben kıskanç değilim !” çıkıştı Sehun.
Jongdae şaşkınlıkla baktı ona.
“Ne bu tavır ?” sordu , kaşları çatılı bir halde.
“Ne tavrı ?” Sehun sordu “Sadece ben kıskanç olmadığım zaman kıskanç olduğumu söylemen rahatsız edici. Neden olayım ki ? Sen benim en yakın arkadaşımsın!”
Jongdae hafifçe sindi , Sehunun çantasını almak için yatağa gidişini izlerken.
“Eve gitmem lazım.” mırıldandı, hoşça kal bile sayılmayan bir cümleyle.
Jongdae nefret ettiği notlarına baktı ve kendini yatağa bıraktı, başı kolları arasında.
“Aw, kavga mı ettiniz ?”
“Ne var, Minseok ?” mırıldandı Jongdae , Sehunun her zaman kolayca öfkelendiğini açıklama gereği duymadan.
“Şu veletin senin ona nasıl aşık olduğunu görmemesi beni hala şaşırtıyor. O kadar belli ki Luhan bile ilk seferde farketti. Ki Luhan biraz kalın kafalıdır.”
Jongdae başını kaldırdı ve kapının çerçevesine yaslanan Minseok'a pis bakışlar attı.
“Tamam evet....” Jongdae mantıklı kelimeler bulmaya çalıştı.
“Kapa çeneni.”
Minseok güldü. Jongdaeye yaklaştı ve kolunu çekti.
“Acele et ve hazırlan.” dedi . “Çok eğleneceğiz ve muhtemelen sana birini bulacağız!”
“Ağır ol , Baozi.” homurdandı Jongdae, Minseok koluna vurduğunda bağırarak. “Sadece onunla tanışacağım. Muhtemelen ondan hoşlanmam bile.”
“Hayıııır.” Minseok şiddetle başını salladı. “Sadece 7 yıl , 4 ay ve 163.5 gün aynı kişide takılıp kaldığın için böyle düşünüyorsun. Tanımaya çalış, eminim Kristen hoşlanacaksın.”
“Taamaaaam!” sızlandı Jongdae, Minseok kıyafetlerini onun yerin değiştirmeye çalıştığında ittirdi onu. “Ve umarım Sehundan hoşlandığım sürenin gerçekten korkutucu olduğunu biliyorsundur.”
“Belki, ama hep onun hakkında konuştuğuna göre bu doğal bir şey. Takıntı.Lı. Ouuuucccch seni küçük piç!!”
Jongdae yanaklarını sıkmayı bırakıncaya kadar Minseok ona vurmaya devam etti.
“Şimdi acele et ve giyin! Luhanım bekliyor ! Minseok hayali saçını elinde çevirdi ve odadan çıktı. Jongdaeyi yalnız bırakarak.
Oda arkadaşları.
Sevilmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder